Toplumsal Kurumlar Konu Anlatımı

0
Advertisement

Toplumsal kurumlar nelerdir? Toplumsal kurumların özellikleri, çeşitleri nelerdir? Toplumsal kurumlar konu anlatımı, hakkında bilgi.

toplum

TOPLUMSAL KURUMLAR

Her toplumda, bireyin toplumun öteki üyeleriyle normal ilişkiler kurabilmesini, toplumsal birliğin sağlanmasını, toplumsal düzenin korunmasını ve geliştirilmesini sağlayan kurallar vardır. Bu kuralların yazılı ya da yazısız olup olmamaları değerlerini ve güçlerini göstermez. Bunların değer ve önemini belirleyen, toplumsal kontroldeki rolleri ve yaptırımlarının şiddetidir. Sosyalleşme sürecine etki eden bu mekanizmalar bireyi:

a) Ortak kültürü yaşamaya,

b) Ortak kanaat, inanç ve tutumlara katılmaya,

c) Grupların norm ve değerlerini paylaşmaya,

Advertisement

d) Toplumsal rolleri gerekli biçimde uygulamaya, zorlarlar.

Toplumsal kuralların temelinde “toplumsal değer” ler bulunur. Toplumsal değerler, nesne ve olayların, bir toplum, bir sınıf ya da bir insan için taşıdığı önemi anlatır. Soyut özellikteki bu değerler, toplumsal kurallarla somutlaşır. Toplumsal kurallar kişilerin kanaat ve tutumlarını etkileyerek, istenilen davranışların ortaya çıkmasını sağlar.

Toplumsal değerlerin başlıca özellikleri şunlardır:

a) Düşünce, tutum, davranış ve eserlerde ölçüttür.

b) Toplumdaki herşey bu değer ölçütleriyle algılanır.

c) Değerler, normlar (kural) aracılığıyla etkinlik kazanırlar.

d) Değerler, mantıklı bir neden gösterilmeden eğitimle yeni kuşaklara aşılanır.

Advertisement

e) Değerler, kültürden kültüre ve toplumsal kategorilere göre değişiklik gösterir.

Değerler normlar aracılığıyla etkinlik kazanır, çünkü normlar, bir yaptırımlar düzeniyle (suç, ayıp, kabahat v.b) kendine uyumu sağlayan buyurucu ve yasaklayıcı bir düzenlemedir. Bireylerin ve toplumsal grupların davranışlarını uyduracakları etkili toplumsal kuralların bulunmadığı, bu nedenle kişisel ve “toplumsal çözülmeye” yol açan durumlara, kuralsızlık (anomi) adı verilmiştir.

ÖRNEK:

Aşağıdakilerden hangisi toplumsal davranış kurallarının bir özelliği olamaz?

A) Bireylerin ilişkilerini düzenlemesi
B) Bireylerin çoğunluğu tarafından benimsenmesi
C) Deneyimler sonucu ortaya çıkması
D) Eşit ağırlıkta ve önemde görülmesi
E) Zamanla değişip yeni biçimler alabilmesi.

AÇIKLAMA:

Toplumsal davranışları düzenleyen töreler, gelenek ve görenekler v.b. yaptırım güçleri, yani etkileri farklı kurallardır. Bu nedenle “eşit ağırlıkta ve önemde” görülemezler. CEVAP (D)

Herhangi bir davranış, düşünüş ya da inanış biçiminin tarihsel olarak görece durağan ve toplumca değer verilen kalıplara dönüşmesi “kurumsallaşma” kavramıyla anlatılır. Ancak kurumsallaşan bir davranışın, kalıplaşmış olması yetmez, ayrıca bireyin bu kuralların kaynağını kendi benliğinde bulması, bu kuralları bizzat kendi yaptırımları (ceza, utanma) ile kendine uygulaması düzeyine gelmesi gerekir. Buna, normun (kuralın) içselleşmesi denir. Bir başka deyişle “vicdan”ın ortaya çıkması söz konusu olur. Örneğin, hırsızlığın bir suç olmasının kural olduğu bir toplumda, yakalanma olasıllığının olmadığı bir durumda, birey böyle bir davranıştan kendini alıkoyabiliyor, ya da suçu işlemişse bizzat kendi gidip cezalandırılmasını istiyorsa, bu kural içselleşmiş anlamına gelir.

Tam Uyum Yoktur

Herhangi bir toplumda, hiçbir zaman kurallara “tam uyum” görülmemektedir. Bazen “aşırı uyum” (örneğin, okula yeni başlayan öğrencinin, fabrikaya yeni giren işçinin, orduya yeni katılan askerin gruba kendini kabul ettirmek, statüsünü sağlamlaştırmak için kurallara gereksiz ölçüde bağlılığı, “kraldan çok kralcı olması”, böyle bir durumu anlatır.) bazen çeşitli nedenlerle toplumda geçerli kurallara uyulmama durumu “sapma” görülebilmektedir.

Değişmekte olan toplumlarda yeni ihtiyaçlar ve bunları karşılayan yeni normlar doğar. Geleneksel normlar ise alışkanlık yüzünden varlıklarını bir süre daha korurlar. Ancak bu tür normlardan sapmalar gittikçe artar ve norm zamanla ortadan kalkar. Çünkü eski normlar artık işlevini yitirmiştir.

Normların önemli bir çoğunluğu, herkesi bağlayıcı davranış kalıplarıdır. Bir normu, başka normdan ayıran özelliği, çoğunlukla uyulması ve sapmaya uğrayıp, uğramamasıdır. Ancak uygunluk ve sapma mutlak değil, görelidir. Bu nedenle, bir davranış biçimi bir durumda norma aykırı düşerken, başka bir durumda uygun sayılabilir ya da hoşgörüyle karşılanabilir.

Sözgelimi bir düğünde, bir özel partide, yılbaşı kutlamalarında sarhoş olmak çoğu kez törelere aykırı sayılmayıp, hoşgörüyle karşılanabilir. Ancak böyle törensel nedenler olmadan sarhoş olmak, hiç de uygun karşılanmaz.

Bir başka yönüyle uygunluk ve sapma normlar sıralamasına göre olur. Bir norm, başka norma göre önemli sayıldığı bir durumda, daha önemsiz olan yok sayılır. Örneğin, bir sürücü, bir çocuğa çarpmamak için bir başka otoya vurduğunda, “İnsan öldürmemek” gibi üstün bir norm, “başkasının malına zarar vermemek” normunu çiğnediği halde, normlar arasında bir çatışma olmaz ve bu bir sapma sayılmaz. Bazan en temel normlar bile çatışmaya girebilir. Örneğin, deniz ya da uçak kazalarından kurtulan ve açık deniz ya da bir ıssız adada açlıkla karşılaşanların, aralarından bazılarını öldürerek ya da ölmüş birini yiyerek sağ kaldıkları görülmüştür. Bu durumda, “İnsan öldürmek, insan eti yemek” gibi şiddetle yasaklanmış bir davranışa ait normla, “yaşamı sürdürmek” gibi temel bir norm çatışmaya girmiştir. Böyle durumlarda “uygunluk ve sapma” değerlendirmesinin yapılabilme güçlüğü açıktır.

Advertisement

Salt sapmaya uğradığı için bir normun sarsılması söz konusu değildir. Ancak sık sık aykırı davranılan bir normun gücünü yitireceğine de kuşku yoktur.

görgü

Toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar şöyle gruplanabilir:

Töreler (örf):

Toplumun dirlik, işleyiş ve sürekliliği bakımından önemli sayılan ve bu nedenle de yazılı olmasa da açıkça dile getirilmiş kurallardır. Örneğin, aile tipi, evlilikte eşlerin yakınlık derecesi, evlenme yaşı, törensel uygulamalar, dinsel inanç ve ibadetler, çalışma ölçütleri, bölüşüm ilişkileri, siyasal davranışlarm önemli kısmı töresel temellere dayanır. Bu bağlamda, töreler; aile, din, eğitim, ekonomi ve siyasal sistem gibi her toplumsal ilişki alanı ve düzeyinde, yasalarca düzenlenmemiş konularda ana başvurma çerçevesidir.

Gelenekler (adetler):

Töreler kadar önemli olmayan, ancak ağır değişen yerleşmiş davranış kalıplarıdır. Yaptırımları da töreler gibi ağır değildir. Geleneklere uymayanlar, çevrenin alay, ayıplama ve eleştirilerine uğrarlar. Örneğin, yaşlıların elini öpmek, dinsel bayramlarda kutlama yapmak, evlenirken düğün yapmak birer gelenektir.

Görenekler:

Önceden beri yapılagelen, ancak gelenek haline gelmemiş davranış kalıplarıdır. Görenekler daha çok küçük topluluklarda etkindir. Kent gibi büyük topluluklarda göreneklerin yerini “moda” alır. Sakal ya da bıyık bırakma, teşbih çekme bu tür davranışları örnekler.

Görgü kuralları:

Yaptırımları açıkça tanımlanmamış olduğu için etkinliği az olan davranış kalıplarıdır. Beslenme, giyim-kuşam, konuşma, oturuş biçimi, selamlaşma, özür dileme, övgü biçimleri bu tür kuralları anlatır.

Toplumsal Kurum Olarak Ahlak

Toplumsal Kurum Olarak Hukuk

Toplumsal Kurum Olarak Din

Toplumsal Kurum Olarak Devlet

Toplumsal Kurum Olarak Aile


Leave A Reply