1878 Berlin Antlaşması Maddeleri ve Önemi

0
Advertisement

13 Temmuz 1878 tarihinde imzalanmış olan Berlin Antlaşması kimler arasında imzalanmıştır? 1878 Berlin Antlaşmasının önemi ve maddeleri nelerdir?

1878 Berlin Antlaşması Maddeleri ve Önemi

13 Temmuz 1878’de, bir yandan Osmanlı, öte yandan Rusya, İngiltere, Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya, (o tarihte Avrupa’daki 8 büyük devletin 7’si) arasında imzalanan, Avrupa siyasi tarihinin dönüm noktalarından sayılan barış antlaşmasıdır.

Antlaşmayı hazırlayan 1877-78 Türk-Rus savaşı ve bunun sonucunda Rusya’nın el çabukluğuna getirerek Osmanlı’yı imzaya zorladığı Ayastefanos Antlaşmasıdır.

Ayastefanos antlaşması hiçbir zaman yürürlüğe girmemiştir. Ruslar’ı Balkanlar’ın efendisi mevkiine yükselten, Osmanlı’nin Balkanlar’daki rolünü pek zavallı bir duruma düşüren bu antlaşma, Avrupa büyük devletlerini, 1856 Paris Antlaşması’na göre Osmanlı’nın bütünlüğünü ve Avrupa devletler muvazenesini teminat altına almak dolayısı ile harekete getirmiştir.

Bir yandan İngiltere, bir yandan Almanya, müdahale ederek, savaş tehdidiyle Rusya’yı yeni bir antlaşma imzalamak üzere Berlin’de toplanmaya ikna ettiler. O zamanlar Almanya’nın başında Bismarck bulunuyordu. Bismarck, Rusya’ya taraftar olmakla beraber, kara Avrupa’sında son sözün kendisinde olduğunu göstermek istiyordu. Ayrıca, Almanya, 1871’den beri, İngiltere’den sonra dünyanın en güçlü devleti haline gelmişti.

Advertisement

Osmanlı’nin İngiltere’yi mahirane bir şekilde kışkırtması, Ruslar’ın zayıf bir Osmanlı karşısında Orta Doğu’daki İngiliz menfaatlerini tehdit ve sıcak sularda İngiltere’ye rekabet edecekleri hususunda Babıâli’nin devamlı çalışmaları sonunda semeresini verdi; İngiltere, etrafında topladığı devletlerle birikte Rusya’yı yola getirdi; Kıbrıs meselesinde İngiltere’nin tatmini de önemli bir rol oynadı. Öyle ki Berlin Antlaşması Osmanlı için gene bir yıkım olmakla beraber, onu Avrupa’dan tasfiye etmekten uzaktı; Osmanlı’nin Avrupa’daki hayatını 35 yıl (1913’e kadar) uzatıyordu, üstelik, bu antlaşmanın Rusya’ya sağladığı menfaatler pek küçüktü, asıl istifade edenler Balkan devletleriydi.

Bu antlaşma, Osmanlı savaşını pek zor kazanan, büyük kayıplar veren Rusya için de bir yıkım olmuş ve bütün Rus İmparatorluğunda bir felâket şeklinde karşılanmıştır.

Berlin konferansı 13 haziranda açıldı, bir ay sürdü. Başkanlığa Almanya İmparatorluğu Kanzleri (Başbakanı) Prens Bismarck seçilmişti. Osmanlı’yi Nafia Nazırı Karatodori Paşa, Müşir Mehmet Ali Paşa, Berlin Büyükelçisi Sadullah Bey temsil ediyordu. Bu olağanüstü önemli konferansa diğer devletler de başbakan veya dışişleri bakanlarını göndermişlerdi.

Antlaşmanın Esasları

Antlaşmanın toprak değişiklikleri dışındaki en önemli maddeleri Osmanlı’nin doğu Anadolu’da Ermeniler’in az çok önemli bir azınlık teşkil ettikleri vilâyetlerde Ermeniler lehine ıslahatı kabulü (ki Osmanlı bu maddeyi asla tatbika yanaşmamıştır), 802.500.000 altın frank savaş tazminatının Osmanlı tarafından 350.000 altınlık taksitler halinde Rusya’ya ödenmesidir.

Bu antlaşma Osmanlı’nin 1699 Karlofça Antlaşmasından yani 179 yıldan beri Avrupa’dan tasfiyesini hazırlayan ikinci büyük dönüm noktasıdır; sonuncusu 1913 Bükreş Antlaşması‘dır.

Advertisement

Berlin Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu şu ülkeleri kaybetmiştir:

Osmanlı’nin hâkimiyetini tanımaktan, ona vergi vermekten kurtularak bağımsızlıklarını kazanan Balkan devletçikleri: Romanya, Sırbistan ve Karadağ. Bunlardan Sırbistan, Osmanlı tarafından doğrudan doğruya idare edilen Niş sancağı ve Karadağ da birkaç Türk kazası ile üstelik genişliyordu. Romanya ise Moldavya’yı Rusya’ya vermekle büyük bir kayba uğruyor, fakat Osmanlı’den Dobruca sancağının tamamını alıyordu. Bosna-Hersek vilâyeti (umumi valiliği) tam olarak Avusturya-Macaristan idaresine veriliyor, fakat Osmanlı hâkimiyetini tanımakta devam ediyordu ki, bu madde, Rusya’nın Balkanlar’da İflâsını ilân etmekte ve Cermenliğin Slavlığa en büyük darbesi mahiyetini taşımaktaydı. Yenipazar sancağı üzerinde de Avusturya’ya bazı haklar tanınıyordu.

Balkan Dağları ile Tuna arasında bir Bulgaristan Prensliği kuruluyordu. Bu prenslik iç işlerinde bağımsız olmakla beraber Osmanlı’ya tâbi bulunacak, vergi verecekti. Balkan Dağlarının güneyinde de bir Doğu Rumeli vilâyeti teşekkül ediyor, bu vilâyette Bulgarlar’a önemli haklar tanınıyordu. Balkanlar’da muvazeneyi sağlamak için, bunların sonucu olarak Yunanistan’a da Tesalya sancağı verilecekti.

Anadolu’da Kars, Ardahan ve Artvin sancakları (bu arada Batum kazası) Rusya’ya, Kotur kazası ise İran’a bırakılıyordu.
Ayrı bir antlaşma ile de Kıbrıs, Osmanlı hâkimiyetinde kalmak şartı ile İngiltere’nin idaresine veriliyordu.

Tunus’un 3 yıl sonra Fransa tarafından işgali de Fransa’nın bu meseledeki payını gösteriyor ve Türk nüfuzunu Kuzey Afrika’da da itmiş oluyordu.

Bu suretle Osmanlı’nin Balkanlar’da şu yerleri — kesin şekilde — elden çıkardığı sonucuna varılır:

1 — Romanya Prensliği (Dobruca sancağı ile): 135.156 km², 5.300.000 nüfus (nüfuslar 1875 başı tahminleridir);

2 — Sırbistan Prensliği (Niş sancağı ile): 45.427 km², 1.564.000 nüfus;

3 — Karadağ Prensliği (yeni aldığı kazalarla): 9.427 km², 180.000 nüfus;

4 — Rusya’ya bırakılan Moldavya: 33.800 km², 800.000 nüfus;

5 — Yunanistan’a bırakılan Tesalya: 13.488 km², 340.000 nüfus.

Advertisement

Toplam: 237.298 km², 8.184.000 nüfus. Osmanlı’ nin hâkimiyetinde kalan, fakat önemli imtiyazlar alan Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Doğu Rumeli burada sayılmamıştır.


Leave A Reply