Divan Şiirinin Genel Özellikleri (Maddeler Halinde)

0
Advertisement

Divan şirinin genel özellikleri nelerdir? Divan şiirinin özelliklerinin maddeler halinde açıklamaları, hakkında bilgi.

Divan Şiirinin Genel Özellikleri

1. Divan şiiri kendine özgü bir zevk ve anlayış ortamında oluşmuştur. Bu ortam, İslami öğelerle saltanat anlayışının bir arada düşünüldüğü Osmanlı Devleti’ndeki saray çevresidir.

2. Divan şiiri yüce ve ideal olana yönelik bir şiirdir. Dolayısıyla bu şiirlerde somut öğelerden çok, soyut öğelerin; gerçek güzellerden çok, hayalî güzellerin; günlük hayatın gerçeklerinden çok, efsanelerin, tarihin ve dinî öğelerin ağır basması söz konusudur.

3. Divan şiiri, türedi bir şiir değil, geleneği olan bir şiirdir. Geleneğe sahip her şiir anlayışı, kuralcı ve biçimci olmayı da beraberinde getirir. Bu kuralcılık divan şiirinde yapı, âhenk ve tema bakımından yüzlerce yıl devam eden ortak bir anlayışın oluşmasını sağlamıştır. Şairler açısından düşünüldüğünde ilkin kolaylık gibi görünen bu durum aslında bir zorluktur. Çünkü aynı temaları, aynı âhenk ve yapı unsurlarını kullanıp bunların dışına çıkmadan özgün olanı yakalamak, farklı imgeler oluşturmak, kendine özgü bir şiir dili meydana getirmek hiç de basit olmasa gerek. Divan şiirindeki bu ortak yapı, âhenk ve temalarla ilgili olarak şunlar söylenebilir:

a. Birkaç şairin hece vezniyle yazdığı bir iki şiiri göz önüne almazsak bütün şairler aruz veznini kullanmıştır.

b. Kafiye sistemi kesin kurallara bağlanmış, özellikle tam ve zengin kafiye kullanılmıştır.

Advertisement

c. Temel nazım birimi beyittir. Şairler bütün düşünce ve hayallerini bu iki mısrada anlatmaya çalışmışlardır. Bu durum bir divan şiiri olan “gazelin her beytinde farklı bir temanın işlenmesini olanaklı kılmış, yine bu durum doğal olarak bu şiir geleneğinde bir şiirin tümünün ortak bir tema etrafında toplanmasına bazen izin vermemiş, yani parça güzelliği ön plana çıkmıştır. Divan şiirinde murabba, muhammes gibi bent bütünlüğüne dayalı nazım şekilleri de kullanılmıştır. Bent de olsa beyit de olsa sonuçta bu nazım birimlerinin her biri kendi içinde ses ve anlam kaynaşmasından oluşan bir bütünlük taşır.

d. Gazel, kaside, rubai gibi Arap ve Fars (İran) edebiyatının ortak nazım şekilleri kullanılmıştır. Bu nazım şekilleri süreç içinde kendi geleneklerini (gazel yazma geleneği, kaside yazma geleneği vb.) oluşturmuştur. Bir şiirde belli sayıda nazım biriminin belli bir uyak düzeniyle art arda gelmesiyle oluşan şekilsel özelliğe “nazım şekli” denir. Bir şiirin ele aldığı temaya göre sınıflandırması sonucunda ortaya çıkan terimler, “nazım türü” kavramıyla karşılanır. Divan şiirinde kullanılan başlıca nazım türlerini şu şekilde gösterebiliriz:

1. Tevhid: Teması, Tanrı’nın birliği ve yüceliği olan şiirler.

2. Münacât: Tanrı’ya yapılan yalvarış ve yakarışları tema alan şiirler.

3. Naat: Hz. Muhammed’i övmek amacıyla kaleme alınan şiirler.

4. Mersiye: Sevilen bir kişinin ölümünden duyulan üzüntüyü anlatan şiirler. Bu tür şiirlerin İslamiyet öncesi Türk şiirindeki karşılığı “sagu”, halk edebiyatındaki karşılığı ise “ağıt’tır.

Advertisement

5. Medhiye: Bir kişiyi övmek, onun büyüklüğünü ortaya koymak için yazılan şiirler.

6. Hicviye: Bir kişiyi eleştirmek amacıyla yazılan şiirler. Bunun halk şiirindeki karşılığı “taşlama”dır.

7. Fahriye: Bir şairin kendisini övmek, şairliğindeki ustalığını ortaya koymak amacıyla yazdığı şiirler.

e. Düşünce ve hayaller birtakım ortak mazmunlarla anlatılmıştır. Bunlar her şairde ortaktır. Mazmun, belli kavramları anlatan, onu düşündürüp çağrıştıran klişeleşmiş sözcüktür. Şairler imgelerini bu mazmunlardan yararlanarak oluşturmuşlardır. Divan edebiyatında betimlenen sevgililerin boyları o kadar uzundur ki adeta o boy bir servi ağacıdır ya da bir elif harfidir. Belleri bir kıl kadar ince, saçları yılan gibi kıvrım kıvrım, ağızları bir nokta kadar küçük, gözleri kanlı katildir. Kaşları yay, gamzeleri kılıç, zülüfleri sümbül, ağızları gonca, dudakları lâl, dişleri inci, kirpikleri ok olan bu güzeller, divan şairinin hayal dünyasının dışa vurumudur. Her biri birer mazmun olan “servi, gonca” gibi sözcükler divan şiirinin ayrılmaz bir parçasıdır. Çoğunlukla açık istiare şeklinde karşımıza çıkan bu mazmunlarda şair tema ve güzellik anlayışı belli olan bir edebiyat geleneğinin içinde kendi özgün söyleyişini kurmak, herkesin kullandığı mazmunlardan değişik imgeler oluşturmak durumundadır. Divan şiirinde sevgili için kullanılan mazmunların ortaklığının yanı sıra şiirlerde geçen özel adların ve mitolojik öğelerin de ortaklığı söz konusudur. Bu durum, Arap ve İran edebiyatının, özellikle de İranlı şair Firdevsi‘nin Şehnâmesi’nin, divan şiirini ne kadar etkilediğini göstermesi bakımından önemlidir.

f. Sanat yapabilmek, divan şiiri içinde farklı bir üslup yaratabilmek için süslü anlatıma, söz sanatlarına sıkça başvurulmuştur.

g. Genellikle içki meclisleri, aşk, aşkın getirdiği çaresizlik, ulaşılmaz sevgiliye hasret, tasavvuf gibi temalar işlenmiş; bunları ele alışta soyut ve mecazlı bir yol tutulmuştur.

h. Divan şairi bir şeyi anlatmaktan çok, onu güzel anlatmaya, söyleyiş mükemmelliğine ulaşmaya önem vermiştir.

ı. Divan şiirinin en önemli kaynakları Arap ve İran mitolojileri, bu milletlerin halk hikâyeleri ve edebiyat birikimleridir. Bunların yanında peygamber ve evliya hikâyeleri, Kur’an, hadis ve tasavvuf da bazı şairlere kaynaklık etmiştir.

i Divan şiirinin dili; Arapça, Farsça ve Türkçe sözcük ve tamlamalardan oluşan Osmanlı Türkçesidir. Bu durum, Osmanlı’nın devlet yapısı ve hakim olduğu büyük coğrafyayla yakın ilişkilidir. Bir imparatorluk olan Osmanlı Devleti, hakim ya da komşu olduğu bütün milletlerin dillerine birtakım sözcükler verdiği gibi bu milletlerin dillerinden de çeşitli sözcükler almıştır.


Leave A Reply