Aleksandr Soljenitsin Kimdir? Aleksandr Soljenitsin’in Hayatı ve Görüşleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Aleksandr Soljenitsin kimdir ve ne yapmıştır? Ünlü Rus yazar Aleksandr Soljenitsin hayat hikayesi, eserleri, görüşleri ve kitapları hakkında bilgi.

Aleksandr Soljenitsin

Aleksandr Soljenitsin; Rus yazarıdır (d. Klislovodsk, 1918 – ö. 3 Ağustos 2008, Moskova, Rusya). Köylü kökenli bir ailenin çocuğu olan ve çok küçük yaşta babasını yitiren Aleksandr İsayeviç Soljenitsin, zor koşullar altında yetişti. Ortaöğrenimini Rusya’nın güneyinde, Rostov-na-Donu’da yaptıktan sonra, on sekiz yaşında Moskova Üniversitesi’nin Matematik ve Fizik Bölümü’ne girdi. Aynı zamanda edebiyat, tarih, felsefe ve tiyatroyla da ilgilendi. 1941’de, tam öğrenimini tamamladığı sırada,ülkesinin ikinci Dünya savaşma katılması üzerine cepheye asker olarak gitti; bir süre sonra topçu subayı oldu ve Leningrad, Orel, Beyaz Rusya’da yararlık gösterdi (bu dönemde cephede aldığı notlar sonradan polis tarafından yok edildi).

1945 Şubatında başarılarıyla adını duyurmuş olduğu Doğu Prusya cephesinde, bir arkadaşına gönderdiği mektupta üstü kapalı olarak Stalin’in savaşı yönetiş biçimini eleştirdiği için tutuklandı. Rütbesi alınarak, Moskova’ya gönderildi; Lubianka’da hapsedildikten sonra yargılandı ve yaşamının bir bölümünü bir çalışma kampında geçirdi. Önce bir şantiyede çalıştı (Ivan Denisoviç’in Hayatında Bir Gün [Odin den iz jizni İvana Denisoviça, 1962] adlı yapıtında, burada geçirdiği günleri anlattı), sonra telefon konuşmalarını dinleme sisteminin geliştirildiği bir bilimsel araştırma kurumuna gönderildi [İlk Çember [ingilizcesi The First Circle, 1968; fransızcası Le premier cercle]).Çalışma kampında sekiz yıl geçirdikten sonra, Orta Asya’ya sürgün edildi (Kanserliler Koğuşu [ingilizcesi Cancer Word, 1968]; fransızcası Le pavillon des cancéreux]); kansere yakalandı ve bir ameliyat geçirdi.

Stalin’in ölüm günü olan 5 Mart 1953’te özgürlüğüne kavuştu. Ancak, bir süre sonra yeniden Kazakistan’da bir köye sürgüne gönderildi.(bu kez sürgün edilme nedenini de bilmiyordu) ve burada iki yıl süreyle öğretmenlik yaptı. Ölüm derecesinde hastalanınca, Taşkent Hastanesi’ne kaldırıldı ve yeniden kanser ameliyatı geçirdi. 1957’de özgürlüğüne kavuştu ve resmi olarak aklandı.

“İLK ÇEMBER” VE “İVAN DENİSOVİÇ’İN HAYATINDA BİR GÜN”

Soljenitsin’in “Asya dönemi yapıtları” diye adlandırılan ürünlerinin başlıcaları arasında şunlar sayılabilir: Sav-lı bir tiyatro oyunu olan Kazananların Şöleni (1953; bu oyunu sonradan beğenmediğini ileri sürmüştür); kamp yaşamım anlatan ve 1962’de gösterilmesine zorlukla izin verilen Aşk Kızı ve Suçsuz (1954); İlk Çember in başlangıcı. 1955’te yazmaya başladığı ve 1958’de tamamladığı bu sonuncu yapıt, Soljenitsin’in, on yıl sonra, Batı’da edebiyat alanında büyük ün kazanmasını sağladı. Soljenitsin bu kitabında “bilim adamları kampı”ndaki kendi deneyimini anlatırken, aralarında Stalin’in de yer aldığı birçok Rus yöneticisinin portresini çizdi. İvan Denisoviç’in Hayatında Bir Gün adlı ünlü öyküsünü de bu dönemde gerçekleştirdi: Bu yapıtında bir çalışma kampı yaşamının 24 saatini anlattı. Asya dönemi yapıtları arasında ayrıca bir başka tiyatro oyunu (Rüzgârda Alev; Sovyet bilginleri üstüne başarısız ruhsal bir deneme), düzyazı şiirler (İncelemeler ve Minyatürler) ve daha birçok anlatı sayılabilir.

Advertisement

ÜLKESİNDEN ATILMASI

1963 yılında, Novi Mir dergisi, Kruşçev’in Stalin rejimine karşı sürdürdüğü kampanya çerçevesi içinde. Soljenitsin’in İvan Denisoviç’in Hayatı nda Bir Gün adlı öyküsünü yayımladı (Soljenitsin’in devlet arşivlerinden yararlanmasına bile izin verilmişti). Aynı yıl Novi Mir’in, yazarın üç anlatısını daha yayımladığı görüldü: Matriona’nın Evi; Kretşetovka Garı’nda Olay; Davanın Yararına. Ama ülkede kısa süre içinde siyasal düşünce açısından bir değişiklik görülmeye başladı ve bunun sonucu olarak da Soljenitsin yeniden hakkında kuşku duyulan kişi durumuna geldi, evi arandı, hazırladığı metinlerine el kondu. 1963’te Yazarlar Birliği’ne kabul edilmiş olmakla birlikte, yapıtlarını yayımlatmakta güçlüklerle karşılaştı. 1966’da çıkan bir anlatısı,resmi olarak yayımlanan son yapıtı oldu. Yeni yazmış olduğu Kanserliler Koğuşu’nu yayımlama iznini alamadı. Bunun üzerine 1967’de basına açık bir mektup göndererek, kendisine yapılan baskıları açıkladı, yapıtlarının kitaplıklardan çıkartılmasını ve hakkındaki “iftira kampanyası”nı eleştirdi.

Kanserliler Koğuşu ve İlk Çember yabancı ülkelerde yayımlanınca, Sovyet basınında aleyhindeki saldırılar arttı. Yazarlar Birliği’nden çıkartılıp, yeniden öğretmenliğe başlamak zorunda kalınca, yeni bir açık mektup yayımladı. Çıkıp da ülkesine girememe korkusuyla, 1970’te, kazanmış olduğu Nobel Edebiyat Ödülünü almaya gidemedi: 1971’de Batı ülkelerinde Ağustos 1914 (ingilizcesi August 1914; fransızcası Août 14) adlı romanı yayımlandı. Bu yapıt. Tolstoy’dan ve Dos Passos’dan esinler taşıyan tarihsel-romansı geniş bir freskin başlangıcıydı. Bu sıralarda S.S.C.B’nde insan haklarının elde edilmesi amacıyla başlatılmış mücadele de yayılmaktaydı ve Saharov olayı patlak vermişti. Bu konuda açık tavır alan Soljenitsin S.S.C.B’nden çıkartıldı. Tam bu sırada Batı ülkelerinde, S.S.C.B’nde 1918-1953 yılları arasındaki “terör“ü belgelere dayanarak işleyen Gulag Takımadalarının (İngilizcesi The Gulag Archipelago; Fransızcası L’Archipel du Goulag) birinci cildi yayımlandı.

1974’te İsviçre’ye, ardından da A.B.D’ne giden Soljenitsin gerek Ağustos 1914’ün, gerekse Gulag Takımadalarının devamını yazmayı ve yayımlamayı sürdürdü; bu arada, ülkesindeyken yazmış olduğu S.S.C.B. Yöneticilerine Mektup’u yayımladı.


Kaynak – 2

Aleksandr Soljenitsin; Sovyet yazarıdır (Kafkasya/Kislovodsk 1918 – 3 Ağustos 2008, Moskova). Rostov Üniversitesi’nde matematik fizik öğrenimi gördüyse de bununla yetinmedi, yeteneğini beslemek için Moskova’daki bir enstitüde edebiyat derslerini izledi (1930). İkinci Dünya Savaşı’nda topçu subayı olarak batarya komutanlığı yaptı (1941). Stalin‘in savaş konusundaki tutumunu eleştiren bir mektubundaki düşüncelerinden ötürü suçlandı, sekiz yıllık hapis cezasının bir bölümünü çalışma kampında geçirdi (adını duyuran ilk eseri, o günlerin izlenimleriyle anlatılmış bir günlük yaşam kavgasıdır:İvan Denisoviç’in Hayatında Bir Gün: Odin den iz Jizni İvana Denisoviça, 1962). Bu sıkıntılı günlerinde geçirdiği iki kanser ameliyatı onu hastalıktan koruduysa da inancına göre yozlaşmış olan toplumunun kanseri sürmekteydi; bu konudaki düşüncelerini alegorili bir romanında dile getirecektir (Cancer Ward: Kanserliler Koğuşu, 1968).

Sürgün yıllarının bir parçasını da öğretmenlik yaparak ödedi, 1956’da sözde özgürlüğüne kavuştu, 1957’de aklanmış sayıldı, Ryazan Kenti’nde öğretmenlikle yerleşik yaşama geçti, yazmayı iş ve amaç edindi. Yukarıda sözü edilen İvan Denisoviç anlatısının, Kruşçev’in de onayıyla ünlü edebiyat dergisi Noviy Mir’de tefrika edilmesi adını duyuran ilk etki oldu. Yazarlar Birliği’ne kabul edildi. Üç öyküsü daha aynı yayın organında yer buldu: Matriyana’nın Evi, Kretşetovka Garında Olay, Davanın Yararına. Kruşçev’in görevden uzaklaşmasından (1964) sonra SSCB’de yeniden gündeme gelen sıkıdüzen, yeni eserlerini yayımlamakta sayısız güçlükler çıkardı. Yeniden kuşku duyulan kişi sayılması, yeni eserlerinin basım olanağını bulamaması, evinin aranıp özel yazılarına el konulması gibi olaylar üzerine basına gönderdiği açık bir mektupla durumu protesto etti.

Advertisement

Bu arada İlk Çember romanı yurt dışında basıldı (Soljenitzin, çalıştırıldığı bir fabrikadaki yaşamı, Dante’nin ilahi Komedya eserinde betimlediği düşsel Cehennemin ilk katına benzetiyordu) 1968. Bu gibi eserler 1970’te Nobel Edebiyat Ödülü’nün kendisine verilmesi, bu vesileyle SSCB’deki özgürlüksüz ortamın Batı demokrasilerince de eleştirilmesiyle sonuçlandı, yurduna geri dönmeme kaygısını yaşayan Salijenitsin, ödül törenine katılmaktan çekindi. Bir yıl sonra bir başka romanı yurt dışında basıldı: Ağustos 1914 (1971). Bu olayın da desteğiyle bu kez insan hakları yolunda açık bir tavır aldı.

Yurt dışına, çıkma iznini sağlayınca İsviçre yurttaşlığına geçti (1974), bir süre sonra AB D’ye yerleştiyse de gerek son eserleri, gerek Hristiyanca bir değerlendirmeyle hem ülkesini, hem Batı demokrasilerini eleştirmesi artık eski ilgiyle karşılanmadı. Son eseri Gulag Takımadaları oldu (1974). SSCB‘de başlatılan rejimde liberalleşme hareketleri sonucu, yeniden Sovyet Yazarlar Birliği üyeliğine (Temmuz 1989) alındı; yurttaşlık hakkı geri verildi (Ağustos 1990).


Leave A Reply