Anaerkillik Nedir?

0
Advertisement

Anaerkillik nedir? Anaerkil toplum düzeni nasıldır? Anaerkilliğin tarihçesi, özellikleri hakkında bilgi.

Anaerkillik; kadınların yönetimine dayalı, anasoyluluk, ilkelerine göre düzenlenip örgütleniş ve eski çağlarda yaşadığı düşünülen toplum düzenidir. Tarihin ilk çağlarında insanların küçük topluluklar biçiminde yaşadıkları, başlıca üretim biçiminin ise avcılık ve bitki toplayıcılık olduğu, antropoloji araştırmalarıyla anlaşılmıştır. Her ne kadar bu dönemlere ilişkin doğrudan gözlemler yoksa da eldeki veriler, ilk insan topluluklarında başlıca evlenme biçiminin toplu evlilikler (endogami) olduğu gösterir. Yaygın ve geniş bir aile yapısı oluşmasına yol açan bu evlilik düzeninde doğan çocukların yalnızca anneleri kesin olarak belirlenebiliyordu. Bu yüzden toplulukta kanbağına dayanan akrabalık ilişkilerinin bir anlamı yoktu ve soyu sürdüren kadınlar olduğundan toplumun atası kadındı.

Ortalama yaşam süresinin çok kısa, çocuk ölüm oranının ise çok yüksek olduğu bu toplulukların belli bir nüfusa ulaşmadıkça yeterli yiyeceği toplayabilmesi,tehlikelerden korunması olanaksızdı. Bu yüzden üreme ve çocukların yetiştirilmesi topluluk için yaşamsal önem taşıyordu. Analık ilişkisinden dolayı çocuklara daha yakın olan kadınlar bu nedenle eğitim görevini de üstlenmişlerdi.

Toplum içinde kadının yeri, soyu belirlediği, çocukları yetiştirdiği için kazandığı önemin yanı sıra, üretim ilişkilerinin özelliğinden ötürü de erkeklerden üstündü. Henüz gerçek anlamda bir üretimin yapılmadığı bu çağlarda erkekler genellikle barınma yerlerinden uzakta avlanırken kadın her türlü dış etkiye karşı soyun sürmesini sağlıyor ve avlanmaktan daha güvenli bir geçim kaynağı olan bitki toplayıcılığı yapıyordu. Yiyecek hazırlamak, çocuklara, hastalar ve yaşlılara bakmak için toplumda önemli görevleri üstlenen kadın, soyu belirlediği için totemi ve tabuyu da seçebiliyordu. Bu durum kadınlara çok yüksek bir toplumsal önem kazandırmıştı.

Gerçekten ilk çağlardan kalan söylencelerde, soyu, bereketi, zekâyı sağlayanın tanrıçalar olduğu görülür. Ancak kadının kesin egemen olduğu bu toplum düzeni, tabular dolayısıyla klan içinde evlenmelerin sınırlanması, üretim alanındaki gelişmeler, yerleşik tarıma geçme, madenlerin bulunup kullanılmaya başlanmasıyla değişmeye başladı. Kadın-erkek arasındaki eski iş bölümü ortadan kalkarak, kadının görevleri ikincil bir önem taşımaya başladı. Bu arada, maddi değerleri yaratmaya başlayan erkeklerin, varlıklarını gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla babaları kesinlikle bilinebilen çocuk yetiştirmeye olanak veren ek eşli evlilik düzenini toplumda yerleştirmeleri; gelenek, töre ve dinlerin bunu benimsemesi, anaerkil miras hukukunu ve soyu kadınların belirleme olgusunu ortadan kaldırdı. Bu aşamalardan sonra anaerkil toplum düzeni tümüyle tarihten silinerek yerini erkeklerin egemen olduğu, baba soyuna dayanan ataerkil toplum düzenine bıraktı.

Advertisement

Leave A Reply