Antisemitizm Nedir? Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Antisemitizm nedir? Tarih boyunca yaşanan antisemitizm örnekleri ve nedenleri nelerdir? Antisemitizm hakkında bilgi.

Antisemitizm

Antisemitizm Nedir? Hakkında Bilgi

Antisemitizm, Yahudi düşmanlığıdır. Yahudiler, Filistin dışında yerleştikleri birçok yerde, özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da hemen her zaman bir ölçüde düşmanlıkla karşılaştılar. İlkçağda antisemitizmin başlıca temeli din farklılıklarıydı. Yahudiliğin putperestliğe karşı çıkışı yeterince anlaşılamamış, Yahudilerin imparatora tapmayı kabul etmemeleri, ülkelerine bağlı olmamaları biçiminde yorumlanmıştı.

İlk Hıristiyanlara göre Yahudiler, Hz. İsa’yı çarmıha geren halktı ve bu sav, yüzyıllar boyu antisemitizmi haklı göstermek için kullanıldı. Pesah (Hamursuz) Bayramı’nda Hıristiyan çocuklarının kurban edildiği söylentisi de ilk kez 12. yüzyılda ortaya atıldı. Doğu Avrupa ve Polonya’da kimi dönemlerde canlandırılan bu efsane, 1930’larda Nazi propagandasının bir parçası oldu. Gene 12. yüzyılda Yahudilere getirilen sarı rozet takma zorunluluğu da Nazilerin antisemitik politikasının önemli bir öğesi olacaktı.

18. yüzyılda Aydınlanma ile birlikte Avrupa’ya yeni bir dinsel özgürlük ortamı gelene değin, Yahudiler dönem dönem işkencelerle, katliamlarla, sürgünlerle karşılaştılar. Ama 19. yüzyılda milliyetçilik Avrupa’yı etkisi altına alınca, antisemitizmin dayanağı din üstünlüğünden ırk üstünlüğüne kaydı ve bu düşmanlık yeni bir güç kazanarak kitlelerden daha büyük destek gördü. Almanya’da antisemitizm 19. yüzyıl sonunda örgütlü bir harekete dönüştü. Yahudileri oy hakkından yoksun bırakmak için toplu girişimlerde bulunuldu, Şansölye Otto von Bismarck‘a bu amaçla 225 bin imzalı bir dilekçe sunuldu.

Fransa’da da Dreyfus olayı antisemitizmin odak noktası oldu. Savaş Bakanhğı’nda çalışan Yahudi subay Alfred Dreyfus 1894’te haksız yere vatana ihanetle suçlandı. Fransız basınının koyu antisemitizmi Dreyfus’un aklanmasını önledi ve bu nedenle doğan tartışma, Fransız siyasal yaşamını altüst etti.

Advertisement

Ortaçağa özgü biçimiyle antisemitizm, Rusya’da devlet politikasının bir parçası olarak çarlık dönemi boyunca sürdü. 18. yüzyıl sonlarından başlayarak, Yahudilerin, batı yörelerinde Çerta Osediosti olarak bilinen geniş bir yerleşme alanı dışında yaşamaları yasaklandı. 1882’de yaygın antisemitik gösteriler başladı. Bunun ardından kırsal alanlardaki mülklerine el kondu ve Yahudiler Çerta Osediosti içinde de yalnızca kentlere yerleşmeye zorlandı. Sonuçta kitleler halinde Batı ülkelerine göç ettiler, ama o ülkelerde de yabancı düşmanlığına hedef oldular.

20. yüzyıl başlarında antisemitizmde bir gerileme görüldüyse de 1917 Ekim Devrimi’nin önderleri arasında çok sayıda Yahudinin bulunması antisemitik önyargıların “Yahudi Bolşevizmi” gibi yeni bir hedefte odaklaşmasına olanak verdi.

Naziler Dönemi

Nazi Bayrağı

Nazi Bayrağı

1933’te Almanya’da Adolf Hitler‘in iktidara gelmesiyle çığırından çıkan antisemitizm fırtınası, bu ülkeyi kasıp kavurduğu gibi, çağdaş tarihte görülmedik ölçüde antisemitik hareketin bütün dünyaya yayılmasına yol açtı. Fransa’da Kukuletalılar (Cagoulards), Macaristan’da Demir Haç Partisi, İngiltere’de İngiliz Faşistler Birliği ve Amerika’da da Alman-Amerikan Birliği ile Gümüş Gömlekliler gibi Yahudi düşmanı örgütler ortaya çıktı.

Nazilerin Yahudi düşmanlığının özelliği, sınıf engellerini de aşmasıydı. Ari ırkın üstünlüğü düşüncesi, hem kitleleri, hem de zengin ve soylu seçkinleri etkisi altına aldı. Almanya’da hükümet politikası olarak benimsenen antisemitizm, okullarda okutulmaya, “bilimsel” yayınlarla araştırma kurumlarında geliştirilmeye ve uluslararası propaganda amacıyla kurulmuş çok etkin, dev propaganda örgütlerince kuilanılmaya başladı. Avrupa’daki Yahudilerin yok edilmesi 1941’de Nazi Partisi’nin resmi politikası haline geldi. Dev ölüm makineleri olan Auschwits, Chetmno, Belzec, Bergen-Belsen, Buchenwald, Dachau, Majdanek ve Treblinka toplama kamplarında tahminen 6 milyon Yahudi öldürüldü.

İslam ülkelerinde tarih boyunca her zaman Yahudi toplulukları var oldu. Bunların bir bölümünü İslam öncesi dönemden beri buralarda yaşayanlar, bir bölümünü de özellikle ortaçağ Avrupası’ndaki çeşitli baskılar karşısında İslam ülkelerine sığınanlar oluşturuyordu. Bunlar, İslam hukukunun Müslüman olmayan, ancak öteki kitaplı dinlere inananlara, yani Hıristiyanlara ve Yahudilere tanıdığı zımmîlik statüsünden yararlandılar ve İslam ülkelerinde daha güvenli bir yaşama ortamına kavuştular. Bilim, sanat ve özellikle ticaret alanındaki etkinliklerini serbestçe sürdürdüler. Çeşitli dönemlerde ve bazı ülkelerde yararlandıkları hakların genişlediği ya da daraldığı oldu, ama zımmîlik statüsünün sağladığı temel haklardan hiçbir zaman yoksun kalmadılar. Antisemitizm olarak nitelenebilecek bir hareketle de karşılaşmadılar.

Osmanlı Devleti’nde de geniş bir Yahudi topluluğu yaşıyordu. Bunların küçük bir bölümünü Bizans Yahudileri, çoğunluğunu ise 1394’te Fransa kralı VI. Charles’ın ülkesinden kovduklarıyla 15. yüzyıl sonlarında İspanya’dan kovulan Yahudiler oluşturuyordu. Osmanlı Devleti’ne sığınan bu Yahudi toplulukları özellikle Selanik, Edirne ve İstanbul’a yerleşmişlerdi. 19. yüzyılın ikinci yarısında da Çarlık Rusyası’ndaki baskılardan kaçan 100 bine yakın Yahudi gene Osmanlı Devleti’ne sığınmıştı.

Advertisement


Leave A Reply