Canlıların Etkileşiminden Doğan Organizasyonlar

0
Advertisement

Canlıların etkileşiminden doğan organizasyonlar nelerdir? Ortak yaşama, ekosistem, komünite ne demektir açıklamaları ve bilgileri verilen yazımız.

Belirli bir çevrede yaşayan canlılar, yaşadıkları çevre ve birbirleri ile sürekli bir etkileşim içindedirler. Canlılar arasındaki etkileşimlerin başlıcası aralarındaki besin ilişkisidir. Bunun bir devamı olan yarar-zarar ilişkisi de canlılar arası etkileşimlere bir örnektir.

Doğadaki canlılar beslenme fonksiyonlarına göre başlıca iki büyük gruba ayrılırlar.

► 1- Üreticiler

(Ototrof beslenmeye sahip olanlar)

a) Fotosentez yapanlar: Işık enerjisi yardımıyla besin sentezleyen canlılar, (Yeşil bitkiler, öglena, Fotosentetik bakteri)

Advertisement

b) Kemosentez yapanlar: Kükürt, amonyak, hidrojen sülfür gibi maddelerin oksidasyonundan, elde ettikleri enerji ile besin sentezleyenler. (Kemosentetik bakteriler)

► 2- Tüketiciler:

(Heterotrof beslenmeye sahip olanlar)

a) Holozoik beslenenler: Bitkisel ve hayvansal kaynaklı besinlerini kati halde alıp, sindirebilen hayvansal canlılardır. Bunlar gelişmiş ağız yapısı ve gelişmiş sindirim sistemine sahiptirler. Üç gruba ayrılırlar:

1- Herbivorlar (Otçullar)

2- Karnivorlar (Etçiller)

Advertisement

3- Omnivorlar (Hem etçil-hem otçul hayvansal canlılar)

b) Saprofit beslenenler: Gelişmiş enzim sistemlerine sahip olan bu canlılar arasmda bakteriler, küf ve maya mantarları yer almaktadır. Ortama salgıladıkları maddeler yardımıyla, organik maddeleri, inorganik maddelere ayrıştırırlar. Bir bakıma hücre dışı sindirimi gerçekleştirirler. İki beslenme biçimi dışında üçüncü bir beslenme şekli Böcekçil beslenmedir.

Ör: Dionea (sinek kapan) bitkisi, azotça fakir topraklarda yetişir ve azot gereksimini böcekleri sindirerek sağlar.

ORTAK YAŞAMA (Simbiyoz yaşam)

Konak canlı ve konuk canlı ilişkisi olan ortak yaşama, canlılar arasındaki önemli etkileşimlerden biridir. Ve canlıların yaşamak için birbirlerine olan gereksinimlerinden doğmaktadır. Böylece, iki canlı ortaklaşa bir yaşamı

sürdürürken, canlılardan biri noksan olan ve yaşaması için gereken bir özelliğini diğer canlıdan giderir. Bu yararlanma, tek taraflı ya da karşılıklı olabilir.

Başlıca ortak yaşama şekilleri:

► 1- Mutualizm (gerçek simbiyozluk)

Birbirinden farklı iki türün, karşılıklı olarak birbirinden yararlanması şeklindeki yaşamdır. Bu yaşam şekline en iyi örnek: Liken lerdir.

Bir liken birliği Alg+Mantar dan oluşur.

Alg: Birliğe besin sentezler Ototroftur.

Advertisement

Mantar: Besin sentezi için gerekli su ve mineral maddeleri topraktan alge iletir. Ve yapılan besinden yararlanır Heterotroftur.

► 2- Kommensalizm: (Tek taraflı ortak yaşam) Birlikte yaşayan iki türden birinin ortaklıktan yararlanması, diğerinin ne yarar, ne zarar görmesi şeklindeki ortak yaşamdır. Örnek: Köpek balığı ve onunla birlikte yaşayan bir çeşit küçük vantuzlu balık. Vantuzlu balık, köpek balığına tutunarak, ona zarar vermeden okyanuslarda dolaşır ve besinlerden yararlanır.

► 3- Parazitlik: (Zarar vererek ortak yaşama) Birlikte yaşayan iki canlıdan birinin, diğer canlıya (konak canlı) zarar vererek ondan yararlanması şeklindeki ortak yaşamdır. Bu yaşam şekline bir çok örnek verilebilir. İnsan vücudundaki parazitler, virüsler, bakteriler böyle yaşayan tek hücreliler oldukları gibi, ayrıca bit, tahtakurusu gibi çok hücreli parazit canlılar da vardır. (Dış parazitler)

EKOSİSTEM

Canlılar, dünyada, atmosfer ile hidrosfer içindeki biosfer adı verilen bir alanda yaşarlar. Bu alanın kalınlığı 17-20 km. kadardır. Bu alandaki canlılar çevreleri ile bir bütün oluştururlar. Bu bütüne Ekosistem denir.

Ekosistem: Canlıların, yaşadıkları cansız çevre ile birlikte oluşturdukları sistemdir. Ör: Orman, göl, dere birer ekosistemdir. Bir eko-sistemin dört temel öğesi vardır:

► 1- Üreticiler: (Ototroflar) Kendileri ve tüketiciler için besin yaparlar

► 2- Tüketiciler: (Heterotroflar) Hazır besinden yararlanırlar, öldükleri zaman vücutlarını oluşturan organik moleküller ayrıştırılır ve bundan üreticiler yararlanır. Ayrıca yaşarken doğaya karbondioksit verirler.

► 3- Ayrıştırıcılar: (Saprofitler) Yukarda anlatılan ayrıştırma olayını gerçekleştirirler. (Böylece madde devrine yadımcı olurlar.

► 4- Yaşanılan çevre: Canlıların içinde yaşadıkları cansız ortamdır. (Kara, hava, su) Bu çevrede ortaya çıkabilecek değişmeler, canlıların yaşamlarını olumlu ya da olumsuz etkiler. Örneğin: Kuraklık, fazla yağış, aşın sıcak ve aşın soğuk geçen ve zamanmdan uzun süren mevsimler, doğa olayları (sel, deprem) sonucu oluşan yeni yeryüzü şekilleri gibi çevresel etmenler canlıların yaşammı ve birbirleri ile olan ilişkilerini etkiler, değiştirir. Böyle etmenler örneğin bir ortamdaki bitki örtüsünü değiştirebilir ve bu da o ortamda yaşayan hayvansal canlılar topluluğunu etkiler. Çevrenin canlılara etkisini araştıran bilim dalı Ekoloji dir.

Ekoloji: Çevre ve bu çevrede yaşayan canlılar arasındaki etkileşimleri, ilişkileri araştıran bilim dalıdır.

Advertisement

Bir Ekosistemde Enerji Dönüşümü

Başlıca iki tip enerji dönüşümü, ekosistemin sürekliliğini sağlar. 1.Güneş enerjisinin Kimyasal bağ enerjisine dönüşümü (Bitkilerin gerçekleştirdiği fotosentez olayı) 2. Kimyasal bağ enerjisinin serbest (kullanılabilir) enerjiye dönüşümü. (Bütün canlıların gerçekleştirdiği solunum olayı)

Ekosistemde Madde Devri

Ekosistemlerde üretici-tüketici ilişkisinin^ sürekliliği, madde devrine bağlıdır.

Madde devri: Canlıların kullandığı ve aynı zamanda yapılannı oluşturan su, azot, karbondioksit gibi maddelerin, yok olmadan ancak kimyasal veya fiziksel yapışım değiştirerek ototroflar-saprofitler ve heterotroflar arasındaki dolaşımıdır. (Bir canlının vücut yapısından diğerine)

1- Su dolaşımı:

Suyun buharlaşarak yeryüzünden atmosfere yükselmesi, tekrar yoğunlaşarak yeryüzüne dönmesi şeklinde özetlenebilir.

2- Azot dolaşımı:

Azot, canlılann temel yapıtaşları olan ami-noasitlerin, dolayısıyla proteinlerin yapımı için gereklidir. Havaron (%78) serbest azotunu bağ-layamayan canlılar (bazı mikroorganizmalar dışında) bu maddeyi azot tuzları şeklinde almak zorundadırlar. Bu tuzlar, özel bakteriler tarafından-ölen bitki ya da hayvansal canlılann vücutlarından alınan-azot kullanılarak yapılırlar. Azot tuzlarını (Nitrat) bitkiler fotosentez olayında kullanırlar. (Azotun heterotroflardan ototroflara iletimi)

Azot dolaşımı başlıca şu aşamalarda gerçekleşir:

1- Nitrifikasyon: Çürümekte olan bitkisel ya da hayvansal canlıların organik artıklarının parçalanmasıyla ortaya amonyak çıkar.

Advertisement

(Kemosentetik bakteriler tarafından dönüştürülür)

Amonyak——► Nitrit ——► Nitrat

2- Denitrifikasyon: Toprakta böylece oluşan azot tuzlan bazı bakterilerin etkisi ile tekrar parçalanır ve serbest azot atmosfere verilir. Bu olaya denitrifikasyon denir.

Toprağa geçen azot tuzları için diğer bir kaynak ise havanm serbest azotunun şimşek ve yıldırımlara! etkisi ile azot peroksite, bunun da su yardımıyla nitrik asite dönüşümü ve nitrik asitin toprakta çeşitli metal tuzlan ile birleşerek nitratları (azot tuzlanm) yapmasıdır.

Ayrıca, havanın serbest azotunu bağlayabi-len ve baklagil köklerinde yaşayan yumru bakterileri de topraktaki azot tuzlan için kaynak oluştururlar.

Yeşil bitkiler ya da klorofil kapsayan canlılar bu tuzlardan yararlanarak besin elde ederler. Böylece azotun üreticiler ve tüketiciler arasındaki dolaşımı devam eder.

Azot Devri

3- Karbondioksit (C02) dolaşımı : Ototrof canlıların su ve havadan aldıkları karbondioksiti besin madeleri yapımında kullanmaları karbondioksit dolaşımının ilk aşamasını oluşturur. (Fotosentez)

Daha sonra, heterotrofların ve ototroflann, fotosentez ürünü olan glikoz gibi karbonhidratları alarak vücutlarının bir parçası olarak kullanmaları ikinci aşamadır.

Ölen bitki ve hayvansal canlıların organik moleküllerinin ayrışması sonucu ya da besin moleküllerinin kullanılması sonucu (solunum oksijenli ya da oksijensiz ortamlarda) ortaya yeniden karbondioksit çıkması ise üçüncü aşamadır. Bu devirler birbirini izler. Ve süreklilik oluşturur.

Karbon Devri

Advertisement

4- Oksijen dolaşımı

Klorofil kapsayan canlıların yaptığı fotosentez ile atmosfere serbest halde oksijen verilir. Oksijen tüm canlılar tarafından solunum olayında, organik moleküllerden enerji elde-sinde kullanılır. Ayrıca doğadaki diğer yanma olayları da oksijen kullanılarak gerçekleşir. Bu olaylar sonucu ortaya karbondioksit çıkar. Karbondioksitin tekrar kullanılması ile oksijen dolaşımının sürekliliği sağlanır. Madde devri ile oksijen, azot, karbondioksit ve su gibi moleküllerin doğadaki miktarlarının oldukça sabit ve belli bir düzeyde kalması sağlanır. Bu olay doğadaki yaşamın sürmesi için önemlidir.

YAŞAMA BİRLİĞİ:

Belli bir alanda yaşayan, farklı türlerden canlılar topluluğuna denir. Bir bakıma yaşama birliği ekosistemin canlılar kısmıdır denebilir. Yaşama birliğine komünite adı da verilir. Ör: Ormanda yaşayan farklı canlı türleri orman yaşama birliğini oluşturur. Aynı şekilde su, deniz kara yaşama birliklerinden söz edilebilir. Bir yaşama birliğinin sürekliliği, birliği oluşturan ototraflar, heterotroflar ve ayrıştırıcılar arasındaki beslenme ilişkisinin sürekliliğine ve buna bağlı olarak da madde dolaşımına (madde devri) bağlıdır.

► Yaşama birliği ile ilgili bazı kavramlar:

Baskın tür: Yaşama birliklerinin birden fazla canlı türünü kapsadığını belirtmiştik. Genelde bu türlerden biri ya da ikisi, ya sayıca fazlalıkları veya vücut yapılarının büyüklüğü nedeniyle diğer türleri kapatabilirler. Yaşama birliğinde ağırlıklı olarak bu türlerin varlığı hissedilir. Böyle türlere baskın tür denir.

► Süksesyon: Yaşama birliğini çevreleyen ekolojik koşulların değişmesi, türler arası ilişkiler, baskın türlerin zaman içinde değişmesine neden olabilir. Böyle, yaşama birliğinde bir baskın türün yerini, zamanla diğer baskın bir türün almasına süksesyon denir.

► Mikroklima: Bir yaşama birliğindeki bitki örtüsü katlan, iklim değişikliklerini de beraberinde getirir. Örneğin: Bir orman yaşama birliğinde en yüksekten başlayarak, toprağa doğru yaklaştıkça farklı bitki örtüleri, farklı hayvansal canlılar ve farklı iklim katlan göze çarpar. Burada diğer bir etmen, güneş ışınlanmn en üstten başlayarak, her bitki katmanında farklı ölçülerde alınmasıdır. (Bitki örtüsünün izin verdiği ölçüde) Bir yaşama birliğindeki bu iklimsel tabakalaşmaya mikroklima denir.

► Yaşama birliği sınırı: İki yaşama birliğinin karşılaşma yeri olarak tanımlanabilir. Fakat bu sınır kesin değildir. Bazan sınır bölgelerde yaşam koşulları daha iyi olduğundan bu bölgelerde fazla ve çeşitte canlı yaşar. Çünkü bu ortamlar her iki yaşama birliğinin de koşullarını taşıyabilmektedir.

► Yaşama birliğinin büyüklüğü: Bir yaşama birliğini oluşturan canlılann sayısı ile vücut büyüklükleri arasında ters bir orantı vardır. Başka bir deyişle, vücutça küçük organizmalar daha çok sayıda, büyük olanlar ise daha az sayıda olabilirler. Bu olaya, küçük canlıların daha yüksek bir üreme hızına sahip olmasının neden olabileceği gibi, büyük canlıların, daha büyük canlılar tarafından farkedile-rek, besin olarak kullanılması da neden olabilir. Aşağıdaki grafik incelendiğinde durum daha iyi anlaşılabilir.

grup

Advertisement

► Yaşama Birliğinde Besin Zinciri ve Besin Ağı: Bir yaşama birliğinin sürekliliği, türlerin karşılıklı etkileşimlerine ve birbirleri ile bir bütün oluşturmalarına bağlıdır. Bu bütünlüğü sağlayan olaylardan biri olan besin ilişkisi besin zinciri kavramı ile açıklanır.

Besin zinciri: Bir canlı türünün diğer bir canlı türünü besin olarak kullanmasıdır.

Ör: Kuşların böceklerle beslenmesi gibi.

Fakat bir canlı türü genellikle birden fazla canlı türünü besin olarak kullanabileceği için bu durumu besin ağı kavramı ile açıklamak daha doğru olur.


Leave A Reply