Dünya Hayatı ve Ahireti Konu Anlatımı

0
Advertisement

Dünya hayatı ve ahireti konu anlatımı. Ahiret inancı ve ahirete uğurlama ve kıyamet ile ilgili genel dini bilgilerin yer aldığı yazımız.

Hayat Amaçsız Değildir

Yaratılanların en şereflisi olan insan, aynı zamanda akıllı, düşünen ve bilen bir varlıktır. Dolayısıyla böyle bir varlığın başıboş ve amaç bir şekilde yaratılmış olması ve hayatını normal bir varlık gibi sürdürmesi, onun yaratılışına aykırıdır.

Peki öyleyse insan niçin yaratılmıştır? Bu sorunun cevabını hem Kur’an ve peygamberimizin sözlerinde hem de aklımızın rehberliğinde bulabiliriz.

Kur’an’da “İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor” (Kıyame 36) ayeti insanın bir amaç için yaratıldığını belirtmektedir. Demek ki insan başıboş, amaçsız yaratılmamıştır. Peki öyleyse amaç nedir? “Allah, ölümü ve hayatı, hanginizin daha güzel davranışlarda bulunacağını imtihan etmek için yarattı” (Mülk suresi, 2) ayeti hayatın hayatın amacını açıklamaktadır. Başka bir ayette de insanın yaratılış amacının Allah’ı bilmek ve ona kulluk etmek olduğu “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi, 56) ayetiyle ifade edilmektedir.

Demek ki insan amaçsız ve başıboş bir varlık olarak yaratılmamıştır. Onun bir amacı vardır ve bu amacın gerçekleşeceği yer ise Ahiret hayatıdır. Ahiret inancı insana, öldükten sonra ne olacağını bildirerek, onu belirsizlikten gelecek endişesinden kurtararak ruhsal yönden büyük bir rahatlama içinde olmasını sağlar. Nasıl ve niçin yaşaması gerektiğini bildirerek, hayatını anlam kazandırır

Advertisement

Ahirete İmanın Dünya Hayatını Anlamlandırmaya Katkısı

Ahirete iman insanın ölümle birlikte yok olmayacağını ve hayatını bir başka biçimde devam ettireceğini göstermesi bakımından önemlidir. Aynı zamanda ahiret dünyanın tarlasıdır. Yani burada hangi tür bir eylem yaparsak onun tam karşılığını ahirette göreceğiz. Dolayısıyla bu dünyadaki bazı haksızlık ve zulümler ahirette mutlaka karşılık görecek, haksızlar cezalandırılacak, haksızlığa uğrayanlar ise mağduriyetini giderecektir. Yani tam bir adalet sağlanacaktır.

Böyle bir inanç kişinin rahatlamasını aynı zamanda da kendisini kontrol etmesini sağlayacaktır. Çünkü burada yapılan her eylem mutlaka karşılık görecektir. Öyleyse insan kötü eylem ve sözlerden kaçınmalı, güzel eylem ve sözlere devam etmelidir.

Onun için her insan ölüm gelmeden önce aklını kullanıp dünyanın değerini bilmelidir, insan dünyaya bir kez gelir ve ölünceye kadar ne yapabilmiş ise onu azık olarak ahirete götürür. İyilik yapmış olan, gittiği yerde o iyiliğin sevap ve ödülünü bulur. Kötülük yapanlar da onun cezasını görürler.

Bu inanca sahip olan kişilerin oluşturduğu toplum doğruluktan ayrılmaz. Kazancını doğru yerlerde arar. Hileye, aldatma ve rüşvete yaklaşmaz. Kendi hakkını bildiği gibi başkalarının hakkını da gözeterek kimseye haksızlık yapmaz.

Ölüm Bir Hayat Gerçeğidir

Advertisement

Hayatı bu dünya ile sınırlandırmak eksik bir anlayıştır. Hayatın iki boyutu vardır. Birisi bu dünyadaki hayat, diğeri ise ölümle beraber başlayan yeni bir hayattır. Bu dünyada hiçbir varlık sonsuza kadar kalıcı değildir. İnsan da kendisine verilen ömür müddetince yaşar ve mutlaka bir gün ölür. Bu gerçeği “Yeryüzünde bulunan her şey gelip-geçidir” (Rahman Suresi, 26) ve “Her canlı ölümü tadacaktır” (Âl-i İmran Suresi, 185) gibi ayetlerden anlamaktayız.

Kişi, ömrü sonlanmadan hem kendisine hem de başkalarına faydayı işler yapmalıdır. İnsana düşen görev, sağlığını koruyup, hayatını tehlikeye düşürecek tedbirsiz durumlardan kaçınmak, sınırlı olan dünyadaki zamanı boşa geçirmemektir. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmalı ve gayret göstermelidir.

Ahirete Uğurlama

Müslümanların birbiri üzerindeki haklardan biri de öldüğünde onun cenazesi ve defin işleriyle ilgilenmektir. Bu görevi ölenin en yakın akrabaları, dost ve arkadaşları yerine getirir.

Cenaze Namazı

Cenaze namazı, ölen bir müsülana yapılması gereken son görev olup, dua niteliğinde kılınan bir namazdır. Cenaze namazı farz-ı kifâye’dir. Yani bir kısım müslümanların kılmasıyla yerine getirilmiş olan bir ibadettir.

Cenaze Namazının Kılınışı

Yıkanıp kefenlenerek tabuta konulan ve musalla taşı üzerine getirilen bir ölünün cenaze namazını kılmak için önce niyet edilir. Bu niyette, ölünün erkek veya kadın, küçük erkek veya kız çocuğu olduğu belirtilir. İmam; “Allah rızası için hazır olan cenaze namazını kılmaya ve o cenaze için dua etmeye” diyerek niyet eder ve namaza başlar. Ölü, erkek ise: “şu hazır erkek için”, kadın ise; “şu hazır kadın için” diye niyet j edilir. Çocuklar için de aynı şekilde niyet edilir.

Cenaze namazının şartları tekbirler ve kıyâm (ayakta durmak) dır. Bu namazda diğer namazlarda olan, rükû (eğilme) ve secdeler bulunmaz.

Namaza niyet ettikten sonra tekbir getirilir ve Subhaneke duası “Ve celle senaüke” ifadesiyle birlikte okunur. İkinci tekbirden sonra “Allahümme salli ve barik” duaları okunur. Üçüncü tekbir alınır ve cenaze duası okunur. Cenaze duasını bilmeyenler onun yerine Fatiha Suresi veya Kunut Dualarını okurlar. Dördüncü tekbirden sonra selam verilerek eller bırakılır. Böylece cenaze namazı tamamlanmış olur.

Kur’an ve Mevlit Okumak

Advertisement

Kültürümüzde, ölüm döşeğinde yatan bir insanın yanında Kur’an okunur. Böylece bu kişi sakinleşir. İnsanların hayat ve ölüm hakkında düşünmeleri için bu ortamlar güzel fırsatlardır. Bu nedenle ölüm yatağında olan birinin başucunda Kur’an okumak, onun derin anlamlarını konuşmak İslam’ın ruhuna uygundur.

Aynıca ölen bir kimsenin ardından Kur’an ve Mevlit okumak, toplumumuzda gelenekselleşen bir uygulama olmuştur.

Mevlit, Süleyman Çelebi tarafından mesnevi türünden yazılmış bir şiir olup asıl adı “Vesiletünnecat”tır. Ancak Mevlit olarak şöhret bulmuştur.

Dua Etmek ve Hayır Yapmak

Ölen birisi için yapılabilecek en„büyük iyiliklerden birisi onun ardından dua etmektir. Çünkü Kur’an’da da dua ayetleri bulunmaktadır. Mesela, “Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla ” (Haşrsuresi, 10. ayet) ayeti, cenaze namazı, dua ve istiğfarın ölülere fayda vereceğini bildirmektedir.

Peygamberimiz, bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır: “İnsan ölünce bütün amelleri kesilir. Ancak üç şey (bunları yapan üç kişi) müstesna: Sadaka-i cariye (bırakan) veya istifade edilen bir ilim (bırakan) veya kendine dua edecek salih evlat (bırakan)”

Demek ki ölen kişi, ardından hayırlarda bulunacak ve faydalı nesiller yetiştirecek evlat bırakırsa, onun da amel defteri kapanmaz.

Ölen bir kimsenin ardından hayır yapmak, sadaka vermek dinimizin tavsiye ettiği uygulamalardandır.

Kıyamet

Kıyamet; Allah’ın önceden belirlediği bir zamanda, içinde yaşadığımız dünyanın ve onun bünyesinde yer aldığı kâinatın yok olmasıdır. Kıyamet, canlı ve cansız bütün varlıkları kapsayan bir yok oluştur. Kur’an’da kıyamet “saat” ismiyle adlandırılmıştır.

İnancımıza göre kıyamet, İsrafil adlı meleğin Sur’a üflemesiyle kopacaktır.

Advertisement

Yeni Bir Hayat: Ahiret

Ahiret, dünya hayatının sona ermesi ile başlayacak olan sonsuz bir hayattır, islam inancına göre ölüm bir yok oluş olmadığı gibi, ölümle birlikte yeni bir hayatın başladığına inanılır. Ahiret inancı, insandaki ölümsüzlük isteğine cevap niteliğindedir. Ahiret hayatı, kıyametten sonra başlayacak sürekli yeni bir yaşamın başlangıcıdır. Ancak insanlar bazen ahiret inancını ihmal eder ve dünyaya daha önem verirler. Bu ise doğru bir şey değildir. Bunun için Allah insanı uyarmakta ve şöyle demektedir: “Fakat sizler, dünya hayatını tercih ediyorsunuz! Oysa ahiret hayatı, daha hayırlı ve süreklidir.” (Alâk Suresi, 16 -17).

Ahiret bu dünyada yapılan eylemlerin sonuçlarının elde edildiği yerdir. Onun için ahirete gitmeden önce insanın hazırlıklı olması ve bilhassa kul hakkı ile Allah’ın huzuruna çıkmaması gerekir. Çünkü orada tam bir hesaplaşma gerçekleşecektir. Bu bakımdan ahiret adaletin gerçek anlamda tecelli edeceği bir yer olarak kabul edilmektedir.


Leave A Reply