İkinci Viyana Kuşatması Tarihi

0
Advertisement

Osmanlı İmparatorluğu tarihinin dönüm noktalarından birisi olan İkinci Viyana Kuşatması ile ilgili olarak tarihi bilgilerin yer aldığı yazımız.

İKİNCİ VİYANA KUŞATMASI, Osmanlı Türkleri’nin 154 yıl ara ile yaptıkları iki Viyana kuşatmasının sonuncusudur. İlki, 1529’da Kanuni tarafından yapılmıştı.

Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, büyük dikkatini Orta Avrupa’nın fethi üzerinde toplamış bulunuyordu. 9 haziran 1682′ de Almanya İmparatoru I. Leopold’un sefiri Kont Caprara’ya çok fena muamelede bulunarak, siyaseti hakkında açık bir fikir verdi. Macaristan Genel Valisi Vezir İbrahim Paşa, yanında Türkler’in sözde «Macar kralı» ilân ettikleri Tökeli Imre (Thököly Emeric) olduğu halde, Avusturya sınırında Almanlar’a karşı hasmane bir faaliyete girişmişti. Protestan Macarlar’ın Katolik Almanlar’a karşı kışkırtılması, Viyana’da endişeyle takip ediliyordu.

Almanlar’ın Macarlar’a yaptıkları zulüm, haddini aşmıştı. Almanya’nın idaresinde bulunan Slovakya Macarlar’ı «Nemçe’nin tecavüzü hadden aştı; ehl-u lyâlimizî gözümüz önünde fahişe gibi kullanır oldular. Bunları görmektense ölmek yeğdir. Heman bir taraftan haber verip yürüyesiz» şeklinde haber gönderiyor, Türkler’den imdat istiyorlardı. Almanlar, ele geçirdikleri Protestan Macarlar’ı ateşte diri diri yakıyor, atlarına çiğnetiyorlardı. Bu durum üzerine, Kara Mustafa Paşa, Macaristan genel valisi (Budin beylerbeyi) ne Slovakya’nın işgalini emretti. Kosiçe alınınca da orasını, kral yaptığı Tökeli İmre’ye verdi.

12 Ekim 1682’de İstanbul’da toplanan savaş meclisi, savaşa karar verdi. 1 Nisan 1683’te Edirne’den Orduy-ı Hümayun hareket etti. Başında IV. Mehmet ile Kara Mustafa Paşa bulunuyordu. 24 Mayıs’ta Belgrad’a gelindi. Padişah burada kalarak başkomutanlığı Kara Mustafa Paşa’ya verdi. 27 Haziranda Isnolni-î Belgrad’da (Stuhlweissenburg) toplanan savaş meclisinde Kara Mustafa Paşa, Viyana’nın düşürülmek suretiyle Almanya’ya baş eğdirmek şeklindeki plânını açıkladı.

Bu seferde Osmanlının çıkardığı ordu, o ana kadar dünya tarihinde bir tek sefer için hazırlanan orduların en büyüğü idi. 393.500 tımarlı sipahisi, 60.000 Yeniçeri, cebeci, topçu, 15.000 kapıkulu sipahisi, 50.000 Kırım atlısı, 20.000 yardımcı Macar kuvveti, 20.000 yardımcı Romen kuvveti, 150.000 geri hizmet efradı, toplumu 718.500 kişi, ayrıca 50.000 araba, yüzbinlerce deve, at, sığır vardı.

Advertisement

Alman Tacı Türkler’in Elinde

Hiçbir Avrupalı kuvvet bu ordu ile meydan savaşını göze alamadı. İmparator I. Leopold, Viyanalılar’ın: «Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?» feryatları arasında başkentinden ayrıldı, Viyana’nın savunmasını Kont von Starhemberg’e bıraktı. Bu sırada Türkler, Slovakya’nın merkezi Bratislava’yı (Presburg’u) aldılar. Almanya imparatorlarının bu şehirde bulunan ünlü tacı Türkler’in eline geçti. Linz’e kadar hemen bütün Avusturya, Türkler tarafından işgal edildi. Türk ordusu, Bavyera’ya dayandı. Türk akıncıları, Kırımlılar, ancak en değerli esirleri, malları alabiliyorlar, gerisini taşıyamıyorlardı. Böylece, 81.000 Alman esir edilip sürüldü.

Hıristiyanlar Birleşiyor

12 Temmmuzda Viyana’ya gelen Türkler, 14 temmuzda, çok berkitilmiş olan, binlerce topla savunan imparatorluk başkentine ilk ateşi açtılar. Prens Dük Charles de Lorraine’ in başkomutanlığındaki Alman ordusu, daima geri çekildi, bütün Avrupa’dan yardım kuvvetleri gelmeden Türkler’le çarpışmak dirayetini gösterdi.

Bu sırada Papa XI. Innocent, Avrupa’nın bir Türk sömürgesi haline gelmek üzere bulunduğunu ilân ederek, bütün Hıristiyan alemini ayaklandırdı. Almanya’nın amansız düşmanı olan Fransa bile XIV. Louis’nin damadı Prens Louis – Armand de Bourbon – Conti komutasında büyük bir yardım kuvveti yolladı. Osmanlıların bağlaşığı olan, Osmanlılarca himaye edilen Lehistan da bütün ordusunu toplayıp Türkler’in üzerine yürüdü. Rusya ve Venedik gibi tek başlarına Osmanlı ile savaşamayacak ikinci derecedeki büyük devletler de Almanya etrafında toplandılar. Hemen bütün Avrupa devletleri, Alman ordusuna yardıma koştu. Bağlaşık orduların başkomutanlığı, çok muteber bir asker olan Lehistan Kralı Sobieski’ye verildi.

Murat Giray’ın Dönekliği

Advertisement

Kara Mustafa Paşa, Viyana düşünceye kadar Bağlaşıklar’ı Tuna’dan geçirmemekle Kırım Hanı Murat Giray’ı görevlendirmişti. Şehir düşünce Kırım kuvvetleriyle birleşilip düşman üzerine yürünecek, Viyana’nın kaybı ile manevî kuvveti bozulan düşman ordusu yok edilecekti.

Sadrazam’a büyük kini olan Murat Giray, düşman Tuna’yı geçerken seyretmekle yetindi. Bu duruma Bağlaşıklar da şaşmışlardı. Manzarayı seyreden Han’ın yanındaki kendi imamı bile duruma itiraz edince, Murat Giray şu ünlü cevabı verdi:

— «Hocam, sen bu Osmanlı’nın bize ettiği çevri bilmezsin. Düşmanın def’i, bence hiç mesabesindeydi. Bilirim ki dinimize de ihanettir ; lâkin «gayret» beni komadı: Onlar da görsünler, kendileri kaç akçe âdem imiş; Tatar kadrin (Tatarlar’ın kıymetini) bilsinler!»

Murat Giray Hay, Cengiz’in torunu olduğu için, bir Türk süvari subayının oğlu olan Sadrazam’ın kendisi gibi nice hükümdarlara emir vermesini çekemiyor, Osmanlı Türklüğü’nün haşmetini kıskanıyordu.

Bağlaşıklar Macaristan Genel Valisi İbrahim Paşa’nın kuvvetlerine hücum edip bozguna uğrattılar. O uğursuz 12 eylül günü, emirlerinin yapılmadığını, planlarının tatbik edilmediğini gören Kara Mustafa Paşa, yok edilmemek için, kuşatmanın kaldırılmasını buyurdu. Bir anda kuşatma kaldırıldı. O gün her iki taraf 10.000’er kişi zayiat verdi. Tamamen doymuş halde bulunan, savaş isteği taşımayan Türk ordusu, bir daha da durumunu düzeltemedi.


Leave A Reply