Nas Suresi Özellikleri, Açıklaması ve Ayet Ayet Türkçe Meali, Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Nas Suresi nedir? Nas Suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir, kaç ayetten oluşur? Nas suresinin konusu ve anlamı hakkında bilgi

Nas Suresi

Nas Suresi Hakkında Bilgi

Nas Suresi; Kuran’ı Kerim’in 114. ve son sûresidir. 6 ayetten oluşur. Medine’de inmiştir. Arapça nas sözcüğü, insan sözcüğünün çoğulu olup “insanlar” anlamına gelir. Sûre: “De ki: İnsanların Rabbine” ayetiyle başladığından bu adı taşır. Kuran’ın en kısa sûrelerinden biri olduğu için namazlarda çok okunur. Kimi yorumculara göre 113. sûre olan Felak Sûresi’ni tamamlayan sûredir. Nas Sûresi insanların manevi zararlardan Allah’a sığınmalarını öğütler. Sûre şöyledir: “De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların hükümdarına. İnsanların İlahına. O sinsi şeytanın şerrinden, Öyle bir şeytandır ki, kalblere vesvese verir. O şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da olur.”

Çeşitli İslami kaynaklarda şifa verici ve koruyucu özellikleri, yatmadan önce ve namazlardan sonra okunması vurgulanmaktadır. Felak suresi ile birlikte muavvizeteyn (iki koruyucu) olarak anılmaktadır. Bu surede ayetler sin (س) harfi ile bitmektedir.

Nas Suresi Anlamı

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

  • De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.
  • İnsanların malikine,
  • İnsanların İlahına;
  • Sinsi vesvesecinin şerrinden.
  • Ki insanların göğüslerine vesvese verir;
  • Gerek cinlerden, gerekse insanlardan

Arapçası

  • 1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’n-nâs.
  • 2- Meliki’n-nâs.
  • 3- İlâhi’n-nâs.
  • 4- Min şerri’l-vesvâsi’l-hânnâs.
  • 5- Ellezî yuvesvisu fî sudûri’n-nâs.
  • 6- Mine’l-cinneti ve’n-nâs.

Tefsiri

Allah Teâlâ insanları yaratıp maddî ve mânevî nimetleriyle hem bedenen hem de ruhen beslediği, yetiştirdiği, eğittiği için kendi zâtını rab ismiyle anmıştır. Râgıb el-İsfahânî, “mâlik ve hâkim” diye çevirdiğimiz 2. âyetteki melik kelimesini özetle şöyle açıklar: Melik, emîr ve yasaklarla insan topluluğunu yöneten kişidir. Bu kelime özellikle akıllı varlıkları yöneten için kullanılır; meselâ “insanların meliki” denir, “eşyanın meliki” denmez (Müfredâtü’l-Kur’ân, “mlk” md.). Yönetilen bütün insanlar olunca kanunlarıyla, buyruk ve yasaklarıyla onların yöneticisi, mâlik ve hâkimi de Allah’tan başkası değildir. “Mâbud” diye çevirdiğimiz ilâhtan maksat da sadece kendisi ibadete lâyık olan Allah’tır (ilâh hakkında bilgi için bk. Bakara 2/163). Allah Teâlâ bütün mahlûkatın rabbi olduğu halde burada üç âyette de, “insanlar”ın tekrarlanarak vurgulanması, onların mahlûkatın en üstünü ve en şereflisi olduğuna işarettir. Ayrıca dünyada insanları yöneten hükümdarlar, krallar ve bunları tanrı sayıp tapan kavimler geçmişte görülmüştür, bugün de farklı boyut ve tezahürlerde görülebilmektedir. Bu sebeple sûrede insanların rablerinin de, hükümdarlarının da, ilâhlarının da sadece Allah olduğuna ve yalnızca O’na sığınmak, O’na tapmak, O’nun hükümranlığını tanımak gerektiğine dikkat çekilmiştir.“Şeytan” diye çevirdiğimiz vesvâs kelimesi, vesveseden türemiş, aşırılık ifade eden bir sıfat olup “çokça vesvese veren” demektir. Vesvese “şüphe, tereddüt, kuruntu, gizli söz, kişinin içinden geçen düşünce” demektir; terim olarak, “zihinde irade dışı beliren ve kişiyi kötü ya da faydasız bir düşünce ve davranışa sürükleyen kaynağı belirsiz fikir, şüphe ve kuruntu” anlamına gelir. Bir kimseye böyle bir düşünceyi telkin etmeye de “vesvese vermek” denir. Vesvese genel olarak insanı kötü, din ve ahlâk dışı davranışlara yönelten bir iç itilme olarak hissedilir. Bu anlamdaki vesvesenin kaynağı şeytandır. Nitekim birçok âyette şeytanın insana vesvese verdiği ifade edilmiştir. Kötülük sembolü olan şeytan, gerçek bir varlığa sahip olmakla birlikte onun insan üzerindeki etkisini psikolojik yolla gerçekleştirdiği düşünülmektedir (geniş bilgi için bk. Hayati Hökelekli, “Vesvese”, İFAV Ans., IV, 458). Vesvesenin bir diğer kaynağı ise kişinin nefsidir; Kaf sûresinin 16. âyeti de bunu ifade etmektedir.

Advertisement

Leave A Reply