Robert Oppenheimer Kimdir? İlk Atom Bombasını Geliştiren Fizikçi

0
Advertisement

Robert Oppenheimer kimdir ve ne yapmıştır? Robert Oppenheimer hayat hikayesi, çalışmaları ve fiziğe katkıları hakkında bilgi.

Robert Oppenheimer

Robert Oppenheimer

Robert Oppenheimer

Robert Oppenheimer; (d. 22 Nisan 1904, New York kenti – ö. 18 Şubat 1967, Princeton, New Jersey, ABD), özellikle Los Alamos Bilim Laboratuvarı’nın yöneticisi olarak ilk atom bombasının geliştirilmesindeki (1943-45) katkılarıyla tanınan ABD’li kuramsal fizikçidir. Ulusal güvenlik açısından tehlikeli olduğu suçlamasıyla hakkında açılan soruşturma sonunda sakıncalı olduğuna karar verilerek görevden alınmış, bu olay bilim dünyasında büyük yankılar uyandırmıştır.

ABD’ye yerleşmiş bir göçmen aileden gelen Oppenheimer Harvard Üniversitesi’nde öğrenim gördü. 1925’te mezun olduktan sonra İngiltere’ye giderek Cambridge Üniversitesi’nde Lord Rutherford’un yönetiminde atomun yapısına ilişkin öncü araştırmaların yapıldığı Cavendish Laboratuvarı’nda çalıştı.

Ertesi yıl Max Born’un daveti üzerine gittiği Göttingen Üniversitesi’nde Niels Bohr ve Paul Dirac gibi dönemin önde gelen fizikçileriyle tanıştı. Doktora çalışmasını burada tamamlayan (1927) Oppenheimer ABD’ye dönerek Berkeley’deki California Üniversitesi’nde ve Pasadena’daki California Teknoloji Enstitüsü’nde ders verdi. İlk bilimsel çalışmalarını temel (atomaltı) parçacıklara ilişkin enerji süreçleri konusunda gerçekleştirdi. Oppenheimer, ülkesinin bütün bir fizikçi kuşağının yetişmesinde de önemli rol oynadı.

Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesi üzerine Nazi karşıtı görüşlere yönelen Oppenheimer, 1936’da ispanya İç Savaşı sırasında Cumhuriyetçilerden yana tavır aldı, bu sırada bazı komünist öğrencilerle tanıştı. Babasının 1937’de ölümüyle kendisine büyük bir miras çalınca, servetinin bir bölümünü antifaşist örgütleri desteklemeye harcadı, ama Stalin’in Sovyet bilim adamlarına uyguladığı baskılar zaten üye olmadığı Komünist Parti’yle bütün ilişkisini koparmasına neden oldu ve giderek liberal-demokrat bir dünya görüşüne yöneldi.

Uranyum Üzerinde Çalışmaya Başlıyor

Nazilerin 1939’da Polonya’yı istilası üzerine Albert Einstein ve Leo Szilard ABD hükümetini, Nazilerin atom bombasını ilk gerçekleştiren taraf olması durumunda bütün insanlığı bekleyen tehlike konusunda uyardılar. Oppenheimer uranyum-235’in doğal uranyumdan ayrılması ve bir nükleer bombayı olanaklı kılacak kritik uranyum kütlesinin hesaplanması konularında çalışmaya başladı. Ağustos 1942’de ABD’li ve İngiliz bilim adamlarının nükleer enerjiden askeri amaçlarla yararlanılmasına yönelik çalışmalarını (bu çalışmalar Manhattan Projesi olarak adlandırılmıştı) örgütleme görevi ABD ordusuna verildi. Bu çalışmaları yürütmek üzere bir laboratuvarın kurulmasına ve yöneticiliğine Oppenheimer’ın getirilmesine karar verildi. Oppenheimer laboratuvarın kurulması için Santa Fe (New Mexico) dolaylarındaki Los Alamos yaylasını seçti.

Advertisement

Oppenheimer 1942’de, anlaşılamayan nedenlerle askeri güvenlik görevlileriyle bir tartışma başlattı; bu tartışma sonucunda bazı arkadaş ve tanıdıklarının Sovyet ajanı olduğu yolunda iddialar ortaya atıldı ve bir arkadaşının California Üniversitesi’ndeki öğretim üyeliği görevine son verildi.

Los Alamos’ta birçok ünlü fizikçinin katkısıyla ve yoğun bir çalışma sonucunda atom bombası gerçekleştirildi ve ilk bomba Almanya’nın tesliminden kısa bir süre sonra, 16 Temmuz 1945’te New Mexico eyaletindeki Alamogordo’da patlatıldı. Aynı yılın ekim ayında görevinden ayrılan Oppenheimer, 1947’de Princeton’daki Yüksek Araştırma Enstitüsü’nün yöneticisi oldu, ayrıca yeni kurulan Atom Enerjisi Komisyonu’na bağlı Genel Danışma Komitesi’nin başkanlığına getirildi. Oppenheimer’ın başkanlığını 1952’ye değin sürdürdüğü bu komite, Ekim 1949’da hidrojen bombasının geliştirilmesine oybirliğiyle karşı çıktı.

21 Aralık 1953’te Oppenheimer’a aleyhinde düzenlenmiş bir askeri güvenlik raporu tebliğ edildi.

Geçmişte komünistlerle ilişkisi olmakla, Sovyet ajanlarının adlarını bildirmekte gecikmekle ve hidrojen bombası yapımına karşı çıkmakla suçlanıyordu. Nisan 1954’te başlayan ve üç hafta süren güvenlik soruşturması sonucunda vatana ihanet suçlamasından aklandıysa da, askeri sırlara erişebilir konumda olması sakıncalı görüldü ve üyesi bulunduğu Atom Enerjisi Komisyonu’ndaki danışmanlık görevine son verildi. Amerikan Bilim Adamları Federasyonu Oppenheimer’dan yana çıkarak soruşturmayı protesto etti. Oppenheimer, bilimsel buluşlardan kaynaklanan ahlaki sorunları çözmeye çalışırken bir karalama ve sindirme kampanyasına kurban giden bilim adamı kimliğiyle bütün dünyada bir simge haline geldi. Bilim ile toplum arasındaki ilişkiler üzerinde görüşler geliştiren Oppenheimer’ın bu konularda Science and the Common Understanding (1953; Bilim ve Sağduyu, 1965) ve The Open Mind (1955; Özgür Düşünce) adlı iki kitabı vardır.

Soğuk Savaş’ın eski şiddetini yitirdiği yıllarda Oppenheimer’a Atom Enerjisi Komisyonu’nun en büyük ödülü olan Enrico Fermi Ödülü, Başkan Lyndon B. Johnson tarafından verildi (1963), böylece saygınlığı resmen geri verilmiş oldu. Princeton’daki görevinden 1966’da emekliye ayrılan Oppenheimer ertesi yıl gırtlak kanserinden öldü.

Kaynak – 2

Robert Oppenheimer; ABD’li fizikçi (New York 1904 – Princeton 1967).

1922’de girdiği Harvard Üniversitesi’ndeki dört yıllık eğitim programını üç yılda üstün bir başarıyla tamamladı. 1926’da Cambridge Üniversitisi’nde atom araştırmaları yapmaya başladı, ertesi yıl M. Born’un çağırışı üzerine Almanya’ya gitti ve Göttingen Üniversitesi’ne geçerek burada doktora derecesini aldı. 1929’da ABD’ye döndü ve Kaliforniya Üniversitesi’nde fizik dersleri vermeye başladı. 1942’de atom bombasının yapımını amaçlayan Manhattan Projesi’nin Los Alamos laboratuvarlarının yöneticiliğine getirildi. Bu laboratuvarlardaki çalışmalar, 1945’te Alamargo’da ilk nükleer patlamayla sonuçlandı.

Advertisement

İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra Kaliforniya’daki görevine geriye döndü. 1947’de de Princeton Üniversitesi’nde enstitü başkanlığının yanı sıra yeni kurulan Atom Enerjisi Komisyonu’na (AEC) bağlı Genel Danışma Komitesi’nin de başkanlığına getirildi. 1952’de ilk görevinden çekilmekle birlikte, komisyondaki danışmanlık görevini sürdürdü. Aralık 1853’te, yurda ihanete varan ağır suçlamalarla hakkında güvenlik soruşturması açılarak, AEC ile tüm ilişkisi kesildi. 1963’te AEC’nin en yüksek ödülü olan Enrico Fermi Ödülü verilerek devlet katındaki eski saygınlığı yeniden kazandırılmaya çalışıldı.


Leave A Reply