Rüya Nedir? Nasıl ve Neden Rüya Görürüz? Freud’a Göre Rüyalar

0
Advertisement

Rüya nedir? Neden rüya görürüz ve rüyaların psikolojik olarak anlamları nasıldır? Rüyalar nasıl oluşur? Rüyada olduğumuzu anlamak mümkün müdür?

rüya

Kaynak: pixabay.com

RÜYALAR ALEMİ

Rüya, uyku durumunda zihinde ortaya çıkan ve belirginlik hem de bulanıklık özelliği taşıyan imgelerin tümüne verilen addır. Rüyada her çeşit imge, bir organın etkisiyle oluşan duyusal bir algının etrafında birleşir ve gruplaşır. Rüya imgelerini birbiri ardından gelişi, birleştirme yasalarına bağlıdır. Rüya gördüğümüz ana gerçek, duyumlar algıladığımızı sanırız, ancak uyandıktan sonra yanılsamanın farkına varırız. Bununla beraber, rüyadayken rüya mı gördüğümüzü, gerçeği mi yaşadığımızı kendi kendimize sorduğumuz olur. Buradan, yargı yeteneğinin ve uyanıklık anılarının rüyada etkisini sürdüğü anlaşılır.

Rüyadayken Düşüncelerimiz Nasıl İşler?

Düşüncenin rüyaya olan etkisi belirsiz ve geçicidir; etkileme kesin ve sürekli bir durum alırsa bizi uyandırır. Gerçekten de uykudayken soyut düşünce merkezleri çalışmalarını durdurur, ancak duyumsal düşünce merkezleri (alt sinir merkezleri ve bilinçdışı refleksler) çalışmalarını sürdürür. Uykuyla birlikte imgeler ve duyumlar zihin denetiminden çıkar, psikanalizin de belirttiği gibi, kişinin eğilimlerine, heyecanlarına, tutkularına bağlı olarak esnek, kaypak, fantezi olaylar birbirini izler. Rüya insanı kendi içgüdülerine, ilkel duygusallığına götürür ve soyut bir yaşantı içine sokar.

Rüya konusunda yapılan araştırmalar, bunların geçmiş duygusal yaşantılara bağlı olduğunu gösterir. Rüyaların yaklaşık tümünde görsel ve işitsel imgeler bir arada yer alır. Bununla birlikte görsel imgeler çoğunluğu oluşturur. İşitsel imgeler görsel imgelerin yarısından az bir oranda bulunurlar.

Freud Rüya

Freud’a Göre Rüyalar

Freud‘a göre rüyalar, baskı altına alınmış duygu, istek ve düşüncelerin uyku sırasında bilinç alanına çıkmasından doğar. Uykuda insan benliği, baskı altına alınmış duygu ve istekleri yeterince denetim altında bulundurmadığı için, bunlar az çok değişerek simgesel, imgeler biçiminde bilinç alanına çıkar. Rüyaların, istekleri doyurucu bir işlevi vardır. Açlık, susuzluk, özgürlük gibi gereksinmeler, rüyada değişik biçimlerde doyurulur. Ayrıca korku, umut ve kaygılar da türlü biçimlerde belirirler. Freud‘a göre cinsellikle ilgili gereksinmeler çoğu zaman değişik bir kimlikle ortaya çıktı. Söz gelimi ev, insan bedeninin, değnek, ağaç, her türlü gereç, balon erkek cinsel organının, buna karşılık tencere, oda, mağara gibi şeyler kadın cinsel organının simgeleridir.

Advertisement

Freud yalnız bunlara bağlanamayacağını, rüya görenin kişiliğinin ve yaşama koşullarının bilinmesinin de doğru bir yorum yapmak için gerekli olduğunu savunur. Bazı araştırmalar, değişik biçimde yatmanın, koku ya da su sesinin rüyaları etkilediğini ortaya koyar. Söz gelimi insan gece üşüdüğü zaman rüyasında çıplak olduğunu görebilir. Bu da rüyalar üzerinde fizyolojik etmenlerin de önemli bir rol oynadığının kanıtı olarak ileri sürülür. Bir başka kurama göre rüyalar günlük uğraşılarımızı yansıtır.

Sorunlarımız Rüyalarımızda

Alfred Adler‘in içlerinde yer aldığı öteki bir grup bilim adamıysa, rüyalarda çözülmemiş sorunların ve bazı beklentilerin sık sık yer aldığı ve bu sorunların çoğu kez simgeler biçiminde ortaya çıktığı görüşündedirler. Örneğin önemli bir karar verme durumunda olan bir insan, kendisini sınav kapısında görebilir. Bugün birçok ruh bilimciye göre rüyaların nasıl oluştuğunu açıklayan çeşitli görüşlerin hiçbiri tek başına rüya olayını açıklayacak nitelikte değildir. Bununla birlikte ileri sürülen her görüş, bu olayın bir yönünü açıklama olanağı verir. Umutlar, istekler, baskı altına alınmış duygu ve düşünceler, çevreden gelen duygusal uyarılar görülen düşleri etkiler.


Leave A Reply