Selimiye Camisi nerededir? Hangi ilimizdedir, kim yaptı? Selimiye Camisi’nin özellikleri, hakkında bilgi.
Selimiye Camii
Edirne’nin ve Türkiye’nin iftihar ettiği, dünyaca meşhur ve tanınmış Selimiye camiini, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Sarı Selim yaptırtmıştır.
Mimarı; dahi ve üstad Sinan’dır. 1575 yılında altı senede tamamlanmıştır, başından birçok felâketler geçmesine rağmen o günden beri dipdiri ayaktadır.
Selimiye Camii: Günün her saatinde, her mevsimin değişikliğinde, ayrı ayrı güzellikler arzeder, panoramik bir güzelliği vardır. Kıble istikametinden ve İstanbul yolundan seyredenler dört minareyi iki olarak görürler, bu hâl dört taraftan da aynıdır, âbideye hangi istikâmetten bakılırsa bakılsın, gökleri delen zarif ve mevzun minarelerin ortasındaki muazzam kubbesile bir ahenk teşkil eder.
Edirne şehrinin ortasında Sarı Bayır denilen tepe üzerine kondurulmuş bir taç gibidir. Selimiye’ye kaide vazifesini gören, bir cephesinde medreseleri, diğer cephede büyük avlu boyunca uzanan 75 odalı Arasta çarşısı, üstünden kademeli pencere ve takviyeli kemerlerle plân plân yükselen muazzam kubbesi ve gökleri delen üçer şerefeli narin minareler ile görünüşü, insana uhrevi bir heyecan ve huzur verir.
Cemaata en kısa yollardan girişi temin eden on bir kapılı geniş dış avlu ortasındaki muazzam kitle asıl caminin kendisidir.
Selimiye Camii İçi
Caminin içi: Kareye yakın bir plan arzetmektedir; eşit aralıklarla etrafa sıralanan kalın örme sütunlar (payeler) üzerine bindirilmiş klasik sivri kemerler ve aralarındaki tromplar vasıtasıyla kubbe tamburuna ve oradan doğrudan doğruya kubbeye intikal eder. Kubbeyi dışarıdan seyredersek, 8 kubbeciğin tam sütunlar üzerine isabet ettiği görülür, içleri boş ve merdivenli kubbelerden mahfillere inilir veya kubbe tamburuna çıkılır.
Muazzam kubbenin ağırlığı yalnız sütunlara bindirilmemiştir, kenarlarda içi merdivenli duvarlara gömülü dört köşe desteklerin de rolü vardır. Bunlardan biri hünkâr mahfiline, öbürü kütüphaneye, diğerlerinin de arka ve yan mahfillere çıktığı görülür. Camiye bitişik etrafı revaklı dik dörtgen şeklinde harem avlusu bulunmaktadır. Ortasında zarif bir şadırvan vardır. Değişik kemer sütun ve sütun başlıklarıyla zengin bir dekoru havi üstü açık avlusu ve dış cemaat yeri, vaktiyle kalabalık cemaati ile dolup boşalırdı.
Caminin içinde ortada mermer 4 köşe sütunlar üzerinde ahşap zarif bir müezzin mahfili vardır. Kirli gri renkli yağlı boya yapılmıştır.
Mahfilin boya altından devrinin altın yaldızlı ve renkli hatai ve rumî motiflerile süslü desenleri çıkmıştır.
Kıble‘de ve ortada asıl kare plândan dışarı doğru taşmış mihrap boşluğunda ışık pencerelerine kadar Türk çinilerinin en güzel ve en yüksek devrinin ifadelerini görürüz.
Mihrap mermerden olup sadedir, süs olarak alınlığında taş kabartma rumi motifleri bulunur.
Mimber Türk taş işçiliğinin şaheser örneklerinden birisi ve en güzelidir. Üzerinde değişik motif olarak 20’yi mütecaviz desen vardır. Bunların bir kısmı oyma ve kabartmadır, hele korkuluk ortasındaki yuvarlak madalyon dantel gibi işlenmiş veya ayrılmıştır, ön kısım örme sütun diplerinde altı tane mermer zarif vaiz kürsüleri hiç de göze batmaz.
Caminin içi ve mahfiller altı kenar, araları kâmilen şaheser çini karo ve panolarla süslüdür.
Kaynak – 2
Edirne’nin merkezinde yer alır. 1569-1575 arasında Osmanlı Padişahı II. Selim‘in (1566 -1574) buyruğuyla Mimar Sinan tarafından (1490-1588) yapıldı. Mimar Sinan’ın ustalık döneminin eseridir. Caminin kapladığı alan 1.575 metrekare, işgal ettiği tüm alan 2.475 metrekaredir. Görkemli kubbesi 31.28 m çapındadır ve sekiz fil ayağı üstüne oturur. Etrafında 32 küçük pencerenin sıralandığı kubbenin yerden yüksekliği 43.28 metredir. Kubbenin iç kesimi kalem işi süslerle bezelidir. Büyük kubbeyi dört yanında ve biri de kıble yönünde olmak üzere beş yarım kubbe destekler. Yapının dört duvarında üst üste altı sıra halinde pencereler bulunduğundan iç mekân çok aydınlıktır.
Ön bahçeye süslemeli bir kapıdan girilir. Bahçenin etrafını 16 sütuna oturan 18 kubbeli revaklar çevirir. Ortasında mermerden yapılmış ince işlemeli bir şadırvan yer alır. Son cemaat yeri 6 kaim ve yuvarlak sütun üzerine oturan 5 kubbeden oluşur. Alanda bulunan percelerin üstleri çinilerden yapılmış ayetlerle süslüdür. Mermer işlemeli giriş kapısının üstündeki kubbe yivli, ötekileri düzdür. Mihrap ve mimberi mermerden yapılmıştır ve işçilik açısından birer başeserdir. Mihrabın bulunduğu duvar, mahfil ve alt kat pencerelerinin alınlıkları renkli çinilerle bezelidir. Yapının eşsiz güzellikteki çinileri, 16. yüzyıl çiniciliğinin en güzel örneklerini oluştururlar. Sır altı tekniğindeki bu çiniler İznik’te yapılmıştır.
Caminin dört minaresi vardır. 70.89 metre yüksekliğinde, 3.80 metre çapındadırlar. Yapının köşelerinde yer alan iki minarede birbirini görmeden şerefelere giden üç ayrı merdiven vardır. Giriş kapısının iki yanında bulunan minareler ise tek merdivenlidir. Selimiye Camisi, eşsiz mimarlık özelliklerinin yanı sıra taş, mermer, çini, ahşap ve sedef gibi süsleme sanatının ince işçiliğiyle de öne çıkan bir yapıdır. Selimiye Camisi’nin kalın taş duvarlarla çevrili olan dış avlusunda külliye oluşturan yapılar bulunur. Girişin sağında Darüssıbyan, doğu yönünde Darüttedris ve Darülkurra bunların başlıcalarıdır.
2 yorum
Batıdaki Sınır Şehri
Edirne batıdaki sınır şehri
Yunanistan’a sınır oluşturmuştur Meriç nehri
Burası sanayileşmede kalmıştır biraz geri
Söğütlük tam bir mesire yeri
Tava ciğeri çok meşhurdur
Kapıkule Bulgaristan’a geçiş yoludur
Yazın parkları çay bahçeleri doludur
Selimiye Camisini ziyaret için dur
Onsekiz kilometre sonrası Bulgaristan’dır
Buraya en çok gelen turist Yunan’dır
Çiftçisi köylüsü zengin ve çalışkandır
Ârasta tarihi bir çarşıdandır
Edirne’nin nüfusu fazla artmaz
Burada çiftçi fazla tüccar ise az
Saraçlar caddesinde gezinmek ayrı bir haz
Kışın havası soğuk ve ayaz
Keşan Edirne’nin en büyük ilçesi
Medenidir neşelidir bu şehrin çingenesi
Camilerinden yayılır ezan sesi
Halkı sempatik ve rahattır eksilmez hiç neşesi
Ankara Nuri Hakan Tataroğlu, 5.12.2015
Edirne’yi tanıtan güzel bir şiir…