Tıp Tarihinde Temizlik ve Antiseptiğin Keşfi, Enfeksiyonla Savaşın Tarihçesi

0
Advertisement

Tıp tarihinde temizliğin öneminin anlaşılması, enfeksiyonla savaşın başlaması ve bu alanda çalışan önemli bilim insanları hakkında bilgi.

Louis Pasteur

Bulaşıcı Hastalıklara Karşı savaş

19. yüzyıla kadar bulaşıcı hastalıklar hakkında kesin bilgi yoktu. İnsanlar bazı batıl itikatlara saplanmışlardı. Meselâ, grip (influenza) in yıldızların tesiri ile olduğuna inanılırdı. Sıtmanın (malaria) havadan geçtiği sanılırdı. Fakat,bazı araştırıcılar, pislik ile hastalığın ilgisini farketmiş ve sağlık şartlarını düzenleyecek çabalara girişmişlerdi.1860 yılından itibaren Pasteur, Lister ve Kock üçlüsü birbirinin düşüncelerinden faydalanarak, hastalıklara mikropların sebep olduğunu, bunları ayırıp tarif ederek ispatladılar. Bu çabaların sonunda insanları yüzyıllarca kırıp geçiren salgın hastalıklara karşı muaf kılacak bir silâhı geliştirdiler.

Ignaz Semmelweis

Hastanelerde Pislikle savaş

1800 yıllarında hastanelerde akarsu yoktu ve kullanılan sular da mikropluydu. Çöp, dışkı ve her türlü artıklar bahçedeki bir çukura dökülürdü. Cerrahlar aletlerini pantolonlarına silerler, çarşaflar ayda yılda bir değiştirilirdi. Hastane enfeksiyonları oranı çok yüksekti. Doğuran kadınların üçte biri, bir cins kan zehirlenmesi oları lohusalık hummasından ölürdü. Yüzyılın ortalarına doğru birkaç kişi pislikle hastalığın ilişkisini farkedebildi. Bunlar arasında bulunan filozof Oliver Wendell Holmes 1843 yılında lohusalık humması hakkında önemli bir makale yayınladı. Buna en büyük önemi, Viyana Hastanesi Kadın Hastalıkları Uzmanı Macar asıllı Ignaz Semmelweis verili. Dr. Ignaz, 1846 yılında kadavra çalışmaları yapan tıp talebeleri tarafından muayene edilen 8 hastanın lohusalık hummasına tutularak öldüğünü görmüştü. Halbuki alelade ebelerin doğurttuğu hastalarda ölüm oranı daha azdı. Semmelweis , herkesin ellerini iyice yıkamasını emretti. Bir yıl sonra lohusalık hummasından ölen kalmamıştı. Bu başarıya rağmen, hastane idaresi Semmelweis’in temizlik sistemine inanmadı. 1850 yılında kırgın ve üzgün olarak Budapeşte’ye döndü. Burada çalışmalarını sınırlı da olsa kabul ettirmişti.

Edwin Chadwick

Advertisement

Şehirlerin Temizliği

19. yüzyılın hastaneleri antiseptik usullere alışmakta güçlük çekerken, 1840 yıllarında şehirlerin sağlık sistemlerinde önemli ilerlemeler oldu. Bu konuda en büyük çaba İngiliz hukukçusu Sir Edwin Chadwick’ten gelmişti. Chadwick, uzun zamandan beri fakirlerin yaşama şartlarıyla ilgileniyordu. 1832 yılında hükümet tarafından bu konuyu incelemek üzere görevlendirildi.

1842 yılında yayınlanan raporunda uzun süreli tedbirlerden bahsediliyordu. Birçok teklif arasında, kalabalık meskenlerin yerine tek ailelik evler inşası da vardı. Evlerde kâfi miktarda bahçe bulunacaktı. Güneş ışığından halkın yararlanması için şehir parkları yapılmasını istiyordu. Tekliflerinin içinde en önemlisi yeraltı lağım sisteminin yapılması idi. Bulaşık suları sokaklara akıyordu.

hastane mikrop

Yukarıda gördüğünüz gravür 1882 yılında yapılmıştır. Resimde, Glasgow üniversitesi cerrahi profesörü olan Dr. Joseph Lister ‘i, püskürtücüsünün de yardımı ile bir hastayı ameliyat ederken görüyorsunuz. Açık yara olmayan kırıkların daha kolay iyiliştiğini farkeden profesör Lister, açık kırıklarda mikropların ölüme sebep olabileceğini düşünmüş ve buna karşı tedbir aramıştır. İlk olarak karbolik asiti, mikropları öldürmek üzere yaralara püskürtmüş ve başarıya ulaşmıştır. Amerikalılar ve Almanlar Lister’in bu buluşuna hemen değer verirlerken, İngilizler ancak 15 yıl sonra bu metodu kullanmaya başlamışlardır. Profesör Joseph Lister’in ameliyat sırasında açılan yaraların mikroplanmasını önleyen metodu, hekimlik mesleğinin gelişmesinde önemli bir merhale olmuştur.

Joseph Lister

Antiseptik Cerrahinin babası

19. yüzyılın ilk yarısında bacak kesme ameliyesi yapılan hastaların hemen yarısı iltihap sebebiyle ölmekteydi . 1860 yılında Glasgow üniversitesi cerrahi profesörü olan ,33 yaşındaki Joseph Lister, açık yarası olmayan kırıkların kolayca iyileştiğini, halbuki açık kırıkların iltihap sonucu ölüme sebep olduğunu fark etmişti. Pasteur’ ün, havadan gelen mikroplar konusundaki fikirlerini öğrenen Lister,bu iltihaplanmalara da mikropların sebep olacağına inanmıştı. Mikropları öldürücü birçok madde denedi ve sonunda karbolikasidi seçti. Bu sıvıyı yaralara ve kullanılan aletlere tatbik ettiği gibi, ameliyat alanına da bir aletle püskürtüyordu. Bu deney büyük başarı kazandı ve başarısından dolayı kendisine lord ünvanı verildi.

Advertisement
Louis Pasteur

Kaynak: commons.wikimedia.org

Laboratuvardan gelen Önemli sonuçlar

Pasteur, yorulmak bilmez bir enerji ile çalışan ve çalıştıran bir bilim adamı idi. Aslında çok hisli bir insandı. 1885 yılında kuduz aşısı ile ilgili olarak hayvanlar üzerinde geniş çapta deneyler yapmış ve sonuca varmıştı. Aynı yılda çok önemli bir karar anı gelip çattı. 1885 yılı Temmuz ayında. Joseph Meister adında bir çocuk Pasteur’e getirildi.İki gün önce bir kuduz köpek çocuğun el ve ayaklarını çeşitli yerlerinden ısırmıştı. Hekimler, çocuğun bir ay içerisinde öleceğini söylemişlerdi.

Kuduz aşısı insanlarda hiç denenmemişti. Bunun için Pasteur bir tereddüt devresi geçirdi. Fakat,ertesi gün aşının tatbikine izin verdi. İlk enjeksiyonu kendisi yapmaktan çekinmiş ve bir hekimin yapmasını istemişti. Çocuk, daha sonra kurtulan binlerce insanın ilki oldu.

Robert Koch

Robert Koch anısına basılmış bir pul

Öldürücü Hastalıklara ölüm

Bir bahçe için böcekler, kurtlar ne ise, bulaşıcı hastalıklar da insan vücudu için odur. Eğer bahçedeki böceğin cinsi bilinirse ondan kurtulmak kolay olur. Mikropların seçilmesi ve teşhisi için konan bütün metotların yaratıcısı Robert Koch adındaki bir Alman kasaba hekimidir. Koch, 1876 yılında, şarbon basilini ve onun yaşama şartlarını tespit etmişti. Bulduğu usulle mikrobu diğerlerinden ayırıyor, ayrı bir yerde yetiştirip çoğaltıyor,bu mikrobu bir hayvana enjekte ederek onun hastalanmasını sağlıyor, sonra mikrobu o hayvandan da alarak tekrar ayırıyordu.

Dr. Koch, ilk buluşlarından sonra Alman ve İngiliz hükümetleri tarafından, dünyanın değişik yerlerindeki hastalıkları tetkike gönderildi. Hindistan’da ve Afrika’da uyku hastalığının sebebini tespit etti. Daha sonra vebanın, siyah farelerin piresinden geçtiğini buldu. Fakat en büyük başarısı verem hastalığının mikrobunu buluşudur. ..


Leave A Reply