Truman Doktrini Nedir? Ne Zaman ve Neden Kabul Edildi? Amacı ve İçeriği

0
Advertisement

Truman Doktrini Nedir? Truman Doktrini ne zaman kabul edildi, neleri içerir? Truman Doktrini özeti, hakkında kısaca bilgi.

1946 yılında Sovyet Rusya‘nın, İran üzerinden Orta Doğu petrollerine, Türkiye üzerinden Boğazlar ve Ege Denizi’ne ve Yunanistan üzerinden Doğu Akdeniz’e yayılmaya çalışması bölgede çıkarları olan ama savaş sonrası mücadele edecek ve bölge halkını destekleyecek gücü olmayan İngiltere’yi harekete geçirdi. 1947’de Amerikan Hükümetine, biri Türkiye diğeri de Yunanistan hakkında olmak üzere iki muhtıra verdi.

Bu muhtıralarda, Türkiye’nin Sovyet baskısı altında bulunmasının, Boğazlardan Çin’e kadar olan bütün Orta Doğu ve Asya’yı tehlikeye soktuğunu belirtti. Batı savunmasında Türkiye’nin önemi belirtilerek hem ekonomik ve hem de askerî yardım yapılması gerektiği, İngiltere’nin bu yardımları yapamayacağı ve hatta Yunanistan’daki askerlerini dahi geri çekmek zorunda bulunduğu ve dolayısıyla sorumluluğun Amerika’ya düştüğü belirtildi.

Savaşın sona ermesine rağmen Türk ordusunun hala teyakkuz hâlinde olması ve bunun getirdiği ekonomik yük, Türkiye’nin dış yardım aramasına neden oldu.

12 Mart 1947’de Başkan Harry S. Truman, Amerikan Kongresinde, Türkiye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık askerî yardım yapılması için kendisine yetki verilmesini istedi. Amerikan Kongresi 22 Mayısta Yunanistan’a 300 milyon ve Türkiye’ye de 100 milyon dolarlık bir askerî yardım yapılmasını kabul etti. Türkiye ile Amerika arasındaki antlaşma 12 Temmuz 1947’de imzalandı. Truman Doktrini devletlerin iki bloka ayrıldığı, Sovyet-Amerikan mücadelesinin başladığı soğuk savaşın ilk adımlarıydı.

Advertisement

Adını , Yunan iç savaşının krizi ( 1946-1949 ) sırasında 12 Mart 1947’de Kongre huzuruna çıkarken bu doktrini ilan eden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Harry S. Truman’a borçludur . Konuşma şöyle geçti:

İNsanların kendi kaderlerini oluşturmalarına yardım etmemiz gerektiğine inanıyorum […]. Her ulus iki karşıt yaşam biçimi arasında seçim yapmalıdır. […] Kişi çoğunluğun iradesine dayanır ve özgür kurumları, temsili bir hükümet, özgür seçimler, bireysel özgürlüklerin korunmasının garantisi ve herhangi bir siyasi baskının olmaması ile karakterize edilir [.. .] .]. Diğeri, çoğunluğa zorla dayatılan bir azınlığın iradesine dayanır. Teröre ve baskıya dayanıyor, kontrollü bir basın ve radyosu var, seçimleri yarıda kesiyor ve kişisel özgürlükleri bastırıyor.

Amerikalılar Yunanistan ve Türkiye’de askeri üsler kurmaya başladılar ve böylece Batı Avrupa’daki asker sayısını artırdılar. Fransa , İtalya , Belçika ve Danimarka gibi ülkelerden ekonomik yardım alarak bu iki ülkedeki komünist nüfuzu ortadan kaldırmaya zorladılar. Yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye ve Yunanistan‘a 400 milyon dolarlık ekonomik ve askeri yardım yapılmıştır. Bu doktrin daha sonra tüm dünyada, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin 20. yüzyılın ikinci yarısında bu bölgenin siyasetinde baskın bir rol oynayacağı Latin Amerika ülkelerinde empoze edilecekti .


Leave A Reply