Yılanların Özellikleri, Yılanlar Nerede Nasıl Yaşar, Nasıl Yürür, Çeşitleri ve Sokması

0
Advertisement

Yılanların özellikleri hakkında bilgi. Yılan nasıl hareket eder? Yılanlar nasıl yaşar? Başlıca yılan çeşitleri. Yılan sokması ve zehirlenme belirtileri.

yeşil yılan

Kaynak: pixabay.com

Yılanların Özellikleri Nelerdir?

YILAN, sürüngenlerden,’ince uzun vücutlu, ayakları olmayan hayvanların genel adıdır. Değişik uzunluklarda, pek çok çeşidi vardır. 7-8 sın. kadar küçük yılanlar olduğu gibi, boyları 8 metreyi geçen dev yılanlar da vardır.

Yılanın vücudu baş, gövde ve kuyruk olmak üzere üç ayrı kısımdan meydana gelmiştir. Fakat ilk bakışta gövde ve kuyruk kısmı kolaylıkla ayırdedilemez.

Yılanın başı üçgen biçimindedir. Zehirli olanlarda bu durum daha bariz olarak gözükür. Gözleri kapaksız, göz bebekleri yukarıdan aşağıya uzanan bir yarık şeklindedir. Gözü önünde saydamlaşmış bir deri vardır, bu tabaka gözü korur. Başın önünde iki burun deliği varsa da koklamaya yaramaz. Hayvanın dilinin ucu iki çataldır.

Yılanın alt çenesi öteki hayvanlarınkine göre çok daha fazla açılabilir. Bu yüzden, yılan kendi kalınlığından daha geniş hayvanları kolayca yutar. Ağzındaki sivri dişler çiğnemeye yaramaz. Bunlardan başka damakta çengel biçiminde iki tane zehir dişi bulunur. Dişin ortasında zehir kanalı baştaki zehir bezine bağlıdır. Yılan ısırarak soktuğu için, ısırdığı yerde asıl diş izlerinden başka, iki zehir dişinin yeri dikkati çeker.

Hayvanın vücudu, sık pullarla kaplı bir deriyle örtülüdür. Üzerinde menevişli hareler, dalgalar vardır. Yılan derisi dericilikte çok makbul tutulur. Çantalar, ayakkabı yapılır. Yılın belirli zamanlarında derisini değiştirir. Bu değişme sırasında, deri, baştan kuyruğa kadar tıpkı bir eldiven parmağı gibi kendiliğinden soyularak çıkar. Buna yılanın gömlek değiştirmesi denir.
Yılanın Ağız Yapısı

Advertisement

Yılan Nasıl Yürür?

Yılanın başlıca özelliği ayaksız oluşudur. Buna rağmen yerde büyük bir hızla hareket eder, hattâ vücudunun üst kısmını havaya kaldırarak avının üzerine atladığı da olur. Yılanın kaburgaları, uçlarında bulunan birer kasla geniş karın pullarına bağlıdır. Hayvan önce bütün ağırlığını karın pullarına verir, sonra sağa sola kıvranarak pullara bağlı bu kasları çalıştırır. Böylece bu pullar dikleşir ve çengel gibi toprağa batar. Sonra da hayvan bunlara dayanarak öne doğru kayar. Bu hareket çabuk ve sık tekrarlanınca yılan hızla yer değiştirmiş olur. Yılanlar pullarıyla yere tutunarak hareket ettiği için, cam gibi, düz bir yüzey üzerinde kolay hareket edemezler.

Yılanın vücudu ince uzun olduğundan iç organları da uzamış ve biçim değiştirmiştir. Akciğerlerinden biri tamamen körelmiş, öteki de çok uzamıştır. Ayrıca bir de hava keseleri vardır. Bu kesedeki hava, avını yutarken uzunca bir zaman nefes alamayan yılanın solunum yapabilmesini sağlar. Yılanın omurgası çok esnektir, baş ve kuyruk omurgalarından başka ötekilerinin hepsinde kaburga bulunur.

siyah yılan

Kaynak: pixabay.com

Yılanlar Nasıl Yaşar?

Yılan et yiyerek beslenen bir hayvandır. Fare, köstebek, kurbağa, kertenkele ve küçük kuşları yiyerek beslenir. Daha büyük cinsleri tavşan ve benzeri büyüklükteki hayvanları da yiyebilir. Yılan taşlar ve otların arasına gizlenerek avını bekler. Başını arkadan öne doğru ok gibi fırlatarak, ağzı açık olarak avına saldırır. Avını ısırdıktan sonra ölmesini bekler, sonra da bütün olarak yutar. Ağzında bol tükürük salgılanması bu yutuşu kolaylaştırır. Mideye inen av, mide suları ve kuvvetli asitlerin etkisiyle sindirilirken, yılan bütün yedek oksijenini ve kuvvetini harcar, sindirim sona erinceye kadar yarı uyku halinde kalır.

Bazı büyük yılanlar zehirsizdir, avlarını sarılıp sıkarak öldürür. Yılanlar soğukkanlı hayvanlar oldukları için kışları, kış uykusuna yatarak geçirirler.

Yılanlar yumurtlayarak ürerlerse de tam olarak yumurtlayıcı sayılmazlar. Dişi yılan 4-12 kadar yumurta bırakır, bundan birkaç dakika kadar sonra canlı yavrular çıkar. Hattâ bazı yılan cinsleri yavrularını tamamen canlı olarak da dünyaya getirirler.

Yılan, soğuk ve tehlikeli bir hayvandır. Kırlık yerlerde evlere girip, kilerlere gizlendiği, nemli, kuytu yerlere saklandığı olur. Ne cins yılan olursa olsun, tehlikesizi de olsa hemen öldürülmeye çalışılır. Yalnız insanlar değil, hayvanlar da yılandan çok çekinirler. Bazı kedilerin, küçük yılanları öldürdüğü, bazı kuşların yılanlarla mücadele etmekten çekinmediği görülür. Fakat yılanın başlıca düşmanı, «Mangust» adı verilen bir hayvandır. Hindistan, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde yaşayan bu hayvan sürüngenleri, özellikle yılanları yakalayıp yemekte çok ustadır. Çok akıllı ve çevik olduğundan yılanı kolayca ısırıp boğar. Hindistan’daki mangustlar dünyanın en tehlikeli yılanı kobrayı bile öldürürler.

Advertisement
kahverengi yılan

Kaynak: pixabay.com

Başlıca Yılan Çeşitleri

Yılanlar, zehirli olanlar ve olmayanlar diye başlıca iki büyük grupta toplanabilir.

  • Karayılan. —- Zehirsizdir. Salyangoz ve böcekleri yediği için faydalı sayılabilir. Bizde çok vardır.
  • Boa. — Güney Amerika’da yaşar, zehirsizdir. 5-6 m. uzunluğundadır. Derileri için çok avlanır. Avını, etrafına sarılıp sıkarak öldürür.
  • Çıngıraklı Yılan. — Amerika’da yaşar, çok şiddetli zehri vardır. Kuyruğunun ucundaki pullar birbirine ve yere çarparak çıngırak sesine benzeyen bir ses verir. 4 zehir dişi vardır.
  • Kobra (Gözlüklü Yılan). — Başının altı ile gövdesinin üst kısmı geniştir, Hindistan ve Afrika’da yaşar, çok zehirlidir.
  • Engerek. — 1 m. kadar boyundadır. Kırmızımtırak rengi vardır.
  • Boynuzlu Yılan. — Mısır’da yaşayan çok zehirli bir engerek çeşididir.
  • Deniz Yılanı. — Sıcak denizlerde yaşar, 2 m. uzunluğundadır. Çok zehirlidir. Daha çok Hindistan kıyılarında bulunur. Balıkçılar bu yılandan çok korkarlar.
  • Mercan Yılan. — Meksika ve Brezilya’da yaşar. Zehirlidir, ama insana dokunmaz. Isırsa bile zehri öldürücü değildir. Halkaları mercan kırmızısına yakın bir renktedir.
  • Su Yılanı. — Daha çok suda yaşar; zeytin yeşili renkte, 1 m. kadar uzunluktadır
Siyah Yılan

Kaynak: pixabay.com

Yılan Sokması

Dünyanın hemen her yanında, bilhassa tropik ve subtropik bölgelerde zehirli yılanlar çoktur. Geniş tarım alanları, fare gibi kemiricilerle beslenen yılanların en çok görüldüğü ve zehirlenme vakalarına sık rastlandığı bölgelerdir.

Yılanlardan çoğunun başlarının her iki tarafında zehir salgılayan bezler vardır. Soktuğu zaman bezlerindeki zehirli salgıyı başka bir canlının dokularına akıtan yılanlar zehirli sayılır.

Zehirli yılanlar iki kısma ayrılır: 1) Proteroglypha, 2) Solenoglypha.

1) Proteroglypha. Bunların üst çenelerinin her iki tarafında oluklu küçük dişler vardır. Bu dişler çene kemiğine iyice geçmiştir, yerinden oynamaz. Proteroglypha sınıfından olanlar ısırarak zehirlerini akıtır. Başlıcaları şunlardır: Mercan yılanları, okyanuslardaki deniz yılanları, Avustralya’daki kaplan yılanı, (karayılan), bakır başlı yılanlar, Hindistan, Burma ve Mal?ya’da bulunan kobra çeşitleri, Afrika’da, mamba ve «fırlayan kobralar», Amerika’da «corallilos» ve «coraesler».

2) Solenoglypha.Bu sınıftakilerde üst çenenin ön kısmında dizi halinçle, büyükçe, içi delik iğne gibi dişler vardır. Sağ ve sol dizideki en uzun diş zehir akıtır, diğer dişler, iş görmez. Bu dişler son derece oynaktır. Çünkü üst çene kemiği başa kaslarla gevşek olarak bağlanmıştır. Solenoglypha’lar ağızları açık durumda iki taraftaki dişleriyle sokarak zehirler. Bu sınıfın başlıcaları; engerekler, çıngıraklı yılanlar, bakır başlılar, vs.’dir.

Çıngıraklılar arasında en zehirlileri Florida ve Teksas’takilerdir. Hindistan’da «daboia» ve Afrika’da bulunan «körüklü», «gaboon» denen engerekler çok tehlikelidir.

Güney Amerika’da, Uzak Doğu, Orta ve Güney Asya’da bu cinsin çeşitleri vardır.

Yılanın zehir yapan organı bir salgı bezidir. Zehirli salgı bir kanal aracılığıyla her iki tarafta bulunan dişe gelir.

Salgılanan miktar bir, iki damladan iki santimetreküpe kadar olabilir. Yılan zehiri toksik etki gösteren proteinlerden ibarettir. Profesör Kari Slotta ve arkadaşları çıngıraklı yılanların zehirinden «Crotoxin» adında kristalize bir madde ayırabilmişlerdir. Crotoxin’ in içinde birtakım amino asitler vardır.

Çeşitli yılan zehirlerinin değişik özellikleri vardır. Bu değişikliklere aynı cinsten olan yılanlarda bile rastlanmaktadır. Bazı zehirler vücuda yavaş yavaş tesir eder, ağrı yapmaz. Bazıları ise son derece süratle tesir eder ve şiddetli ağrılara sebep olur.

Yılan zehirlerinin içinde bulunan aktif madde çeşidine göre organizmada değişik belirtiler ortaya çıkar. Bazıları, solunum, dolaşım, görme gibi fonksiyonları bozar. Bir kısmı kırmızı ve beyaz yuvarlara tesir ederek kanı bozar, dolayısıyla oksijen taşınmasını güçleştirir. Kanın pıhtılaşmasına veya sulanmasına sebep olan, yahut dokularda ağrı, şişlik, renk değişmesi, harabiyet yapan zehir çeşitleri vardır.

Advertisement
yılan sokması

Kaynak: pixabay.com

Zehirlenme Belirtileri

Zehirlenme belirtileri zehirin kimyasal bileşimine bağlı olarak çok değişiktir. Yılan cinsine göre bunu şöyle özetleyebiliriz:

1) Mercan Yılanları.Salya ve gözyaşı salgılanmasını artırır. Bitkinlik ve uyku hali verir, titreme vs kasılmalar görülür. Zehirin sinir sistemi üzerinde etkisi ağırdır. Ölüm görülebilir.

2) Çıngıraklı Yılanlar. Görme bozukluğu veya körlük yapar. Göz kaslarında felçler olur. Diğer kaslar, özellikle boyun kaslarında da felçler görülür. Sokulma genel olarak ölümle sonuçlanır.

3) Gözlüklü Yılan (Kobra). Çok fazla salya salgılanması, kusma ve kanamalar görülür. Kan basıncı düşer. Soluk almada güçlük veya solunum durması olur. Zehrin kan ve vejetatif sinir sistemine etkisi ölümle biter.

4) Kral Kobra. Çok terleme, solunum güçlüğü ve ölüm görülür. Zehir doğrudan doğruya merkez sinir sistemini etkilemektedir.

5) Engerekler. Sokma yerinde şişlik, morarma, lenf bezelerinin şişmesi gibi belirtiler görülür. Susuzluk ve ishallere, barsak, böbrek, kulak, göz ve ağızda kanamalara sebep olur.

Yılan zehirlenmesinin sonucu vakaların ağırlığına bağlıdır. Şahıs ufak tefek, genç veya çocuksa, yahut alınan zehir miktarı çoksa durum daima ciddîdir. Eğer yılanın dişi bir damar içine girmiş ve zehir doğrudan doğruya kana karışmışsa hemen ölüme götürebilir.

Yılan, bir insanı ısırmadan evvel başka bir hayvanı yemiş ve zehrini akıtmışsa bezlerde az zehir bulunacağından zehirlenme belirtileri hafif geçebilir. Kış uykusundan yeni kalkmış yılanların sokması ise, aksine ağır durumlara sebep olur.

Hindistan’da yılan sokmasından senede ortalama 25.000 kişi ölmektedir. Avrupa’da bu miktar çok düşüktür.

boa yılanı

Kaynak: pixabay.com

Korunma ve Tedavi

Yılan sokmasından korunmak için kalın, köseleden yapılmış ayakkabı ve çizmeler giymelidir.

Tedavide özel, zehre göre hazırlanmış veya polivalan (birkaç zehir çeşidine karşı bileşik) serumlar kullanılır.

Advertisement

Bu serumlar deri altına, kas içine veya damar içine zerk edilir; Sokulmadan hemen sonra en geç iki saat içinde serum yapmak imkânı olursa, serumun bir kısmı sokma yerinin etrafına tatbik edilir. Gecikmiş vakalarda ve çok ağır durumlarda serumun damar içine yapılması uygundur.

Yılan ısırır ısırmaz soktuğu yerin üst kısmından bir bağ (turnike) koymak ve bunu 5-10 dakika aralıklarla birkaç saniye gevşetip tekrar sıkmak zehrin vücuda azar azar ve fasılalarla karışması bakımından faydalı bir tedbirdir. Sokma yerini çizmek, emmek, bazı solüsyonlar sürmenin fazla bir değeri yoktur. Hastanın durumunu ağırlaştıracak, sokma yerinin başka mikroplarla bulaşmasını kolaylaştıracak müdahalelerden sakınmalıdır.


Leave A Reply