Yunan İsyanı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Yunan isyanı ile ilgili bilgiler. Yunan İsyanı nasıl çıkmıştır, Yunan isyanı sırasında olan olaylar ve Yunan isyanı sonuçları.

Yunan İsyanları

Osmanlı Yönetiminde Rumlar ve Etniki Eterya Cemiyeti:

Osmanlı devleti içindeki Hristiyanlar arasında Rumlar oldukça toplu ve kalabalık bir durumda idiler. Yunanistan’la Ege adalarında ve Batı Anadolu’nun kıyı şehirlerinde yerleşmiş bulunuyorlardı. Bunlar da Fatih zamanında kesin olarak Osmanlı devletine bağlanmışlardı. Sırplara olduğu gibi, Rumlara da geniş din ve mezhep özgürlüğü verilmişti. Hele Mora ve Ege adaları gibi Rumların çok olduğu yerlerde adeta bağımsız yaşıyorlardı.

Rumların, öteki Hristiyanlara göre bazı imtiyazları da vardı. Osmanlı devleti, Rumlara devlet görevleri verir ve özellikle tercümanlık işlerinde kullanırdı. Bundan başka güvendiği büyük Rum beylerini, Eflak ve Boğdan beyliklerine de atardı. Hele XVIII. yüzyıldan bu yana bu beylikler hemen, hemen Rumların eline geçmiş gibiydi.

Rumlar öteden beri deniz ticaretiyle uğraşırlar ve çok para kazanırlardı. Fransız İhtilâli ve Napolyon savaşları sırasında Rum gemiciler, Osmanlı devletinin tarafsızlığından yararlanarak, Osmanlı bayrağı altında Fransa, Rusya ve Avrupa limanlarına serbestçe gidip gelmişler ve hele Fransız ve Ruslarla çok yakından ilişkilerde bulunmuşlardı. Ruslar, esasen daha Deli Petro zamanından beri Rumları, Osmanlılar aleyhine kışkırtıyorlardı. Napolyon’un Mısır’ı istilâsı sırasında, Ruslar, Yunan adalarım işgal edince, Yunanlıları bu konuda daha çok aydınlatmışlardı. Bir taraftan da ticaretle zenginleşen Rumlar, Yunanistan’da okullar açarak milliyet ve hürriyet fikirlerini yaymaya başlamışlardı.

Rumlar, Osmanlı devletine karşı girişecekleri isyanı yönetmek ve bütün Yunanistan’ı bu işe hazırlamak amacıyle Etniki Eterya adlı gizli ve siyasal bir cemiyet kurmuşlardı. Bu cemiyetin başında Rus çarının yaverlerinden Aleksandr Ipsilanti isminde bir Rum beyi vardı.

Advertisement

Etniki Eterya Cemiyeti, istanbul’da ve Yunanistan’ın birçok yerlerinde şubeler açmış ve Rumların ileri gelenlerinden bir hayli de üye yazmıştı.

Eflak ve Mora İsyanları (1820 – 1826)

İlk Rum isyanı Eflak’ta başladı. Bu sırada Rumlara göz açtırmayan Yanya valisi Tepedelenli Ali Paşa isyan etmişti. Rumlar bunu fırsat bilerek harekete geçtiler. Etniki Eterya Cemiyetinin başkanı olan Aleksandr îpsilanti Bey, 800 kadar atlı ile Eflak’a girdi. Fakat Eflaklılar, Rumlardan hoşlanmadıkları için, bu isyana karışmadılar. Osmanlı devleti Eflak isyanını derhal bastırdı. Aleksandr İpsilanti Bey, Avusturya’ya kaçtı.

Eflak isyanının bastırılmasından sonra, Rumlar bu sefer de Mora’da büyük bir isyan çıkardılar. Mora isyanı az zamanda gelişti. Rumlar, Yunanistan ve Mora’daki Türkleri katletmeye ve mallarını yağmaya başladılar. Hükümet şiddetli davranmak zorunda kaldı. Asilerle Osmanlı devleti arasında savaş başladı.

Avrupalılar, öteden beri Yunanlılara karşı büyük bir sempati besliyorlar, onlara eski Yunanlıların çocukları gözüyle bakıyorlardı. Onun için Mora isyanı başlayınca, Avrupa’nın her yerinde bu hareket iyi karşılandı. Yunanistan’a paraca yardım edildi. Hatta İngiltere’den ve Fransa’dan bazı gönüllüler geldi. Bu yüzden isyan çok genişledi. Ege Adalarına da geçti.

Bu sırada padişah bulunan II. Mahmut, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşayı yardıma çağırdı. O da Mora’ya oğlu ibrahim Paşa komutasında kuvvetli bir donanma ve 16 000 kişilik bir kuvvet gönderdi. Osmanlı ve Mehmet Ali Paşa kuvvetleri birleşerek az zamanda Yunan isyanını bastırdılar (1826).

Navarin Olayı (1827):

Yunan isyanının bastırılması üzerine, İngiltere, Rusya ve Fransa işe karıştılar. Aralarında anlaşarak bağımsız bir Yunan devletinin kurulmasına karar verdiler. Bu kararlarını Osmanlı devletine bildirerek, Yunan devletinin tanınmasını istediler. II. Mahmut bu teklifi derhal reddetti. Bunun üzerine bu üç devletin donanmaları Mora sularına girdiler. Bu sırada Osmanlı ve Mehmet Ali Paşa donanmaları Navarin limanında bulunuyorlardı. Bağlaşıklar, Osmanlılarla savaş halinde olmadıkları halde, Navarin limanına saldırarak orada bulunan donanmamızı yaktılar (1827).

Advertisement


Osmanlı – Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması

Osmanlı devleti bu haksız ve yersiz hareketi protesto ederek savaş zarar ödentisi istedi. İngiliz ve Fransızlar, savaş suçunu Osmanlı donanmasının üzerine attılar. Fransızlar Mora’ya asker çıkardılar. İngilizler ise Mısır kuvvetlerinin Mora’dan çekilmesi için gemi gönderdiler. Ruslar da her iki devletten daha baskın çıkarak Osmanlı devletine savaş açtılar (1828). Eflak ve Boğdan’ı istilâ ederek Tuna’ya doğru ilerlemeye başladılar. Bu sırada Osmanlı devletinin askerlik durumu çok kötüydü. Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, henüz yeni asker de istenilen dereceyi bulmamıştı. Bundan yararlanan Ruslar, Tuna’yı aşarak hızla ilerlediler ve Balkanları da geçerek Edirne’ye geldiler (1828).

Bu durum karşısında Osmanlı devleti, Ruslarla Edirne antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı (1829). Bu antlaşmaya göre

1) Yunanistan’ın bağımsızlığı tanındı. Küçük bir Yunanistan devleti kuruldu.

2) Eflak ve Boğdan beyliklerine imtiyaz verildi.

3) Kafkasya’da bazı yerler Ruslara bırakıldı.

4) 8,5 milyon lira savaş zarar ödentisi verildi.


Cezayir’in Fransızlar Tarafından Alınması (1830 – 1847):

Edirne antlaşmasından bir yıl sonra Fransızlar, Osmanlı devletinin iç işlerinden ve savaş yorgunluğundan yararlanarak Cezayir’e çıktılar.

Osmanlı devleti, Fransızların bu taşkın ve haksız hareketlerini protesto etti. Fakat Cezayir çok uzak olduğundan, bu sırada devlet de yorgun ve bitkin bir halde bulunduğundan, donanma ve asker gönderemedi. Bununla birlikte, Fransızlar ancak uzun ve kanlı savaşlardan sonra Cezayir’i elde edebildiler.


Leave A Reply