Orta Çağ Avrupası’nın Genel Özellikleri

0
Advertisement

Ortaçağ Avrupasının genel özellikleri nelerdir? Bilim, teknik, siyasal alan ve ekonomik alanlardaki Avrupa’nın ortaçağdaki genel durumu hakkında bilgiler.

Ortaçağ Avrupası'nın Genel Özellikleri

Ortaçağ Avrupası’nın Genel Özellikleri

1. Ortaçağ Avrupası’nın siyasi düzeni feodalite denilen bir sisteme dayanırdı.

Kavimler Göçü’nün yarattığı kargaşalık ve güvensizlik ortamında feodal düzen hızla yayıldı ve yerleşti. Kavimler Göçünden sonra kurulan Barbar Krallıklarında krallar, topraklarını kontluklara ve daha küçük yönetim birimlerine ayırarak Barbar şeflerine verdiler.

Bu şefler Barbar gelenekleriyle Roma kanunlarının karışımı olan sosyal ve siyasal ilişkileri geliştirdiler. Böylece feodal düzen ortaya çıkmış oldu.

2. Ortaçağ Avrupası’nda halk arasında eşitlik yoktu. Toplumlar soylular, rahipler, burjuvalar ve köylüler olmak üzere sınıflara ayrılmıştı.

Advertisement

• Soylular en varlıklı sınıftı. Geniş topraklara ve her türlü hakka sahiptiler.

• Rahipler de soylular gibi üstün bir sınıf sayılırlardı.

• Köylüler, toprak mülkiyetinden yoksundu. Bir kısmı serbest köylü bir kısmı da serf denilen esir köylü, idi. Serflerin hemen hiçbir özgürlükleri yoktu. Evlenmeleri bile senyörlerinin iznine bağlıydı.

• Burjuvalar, kent ve kasabalarda otururlar, sanat ve ticaretle uğraşırlardı.

3. Senyörler, kendilerine ait topraklarda mutlak haklara sahipti. Her senyörün mâlikanesî, siyasî ve ekonomik hakları, ayrı silahlı gücü, kendi bölgesinde geçerli kuralları vardı. Başka bir deyişle her senyör kendi başına bir devlet gibiydi.

4. Feodal düzen nedeniyle Ortaçağ Avru-pası siyasî bölünmüşlük içindeydi. Ekonomik faaliyetler, dil, davranış, dünyaya bakış açısından bu bölgeler arasında büyük farklılıklar vardı. Bu bölünmüşlük feodalitenin temel özelliğiydi.

Advertisement

5. Ortaçağ boyunca papalar Avrupanm siyasî hayatına egemen oldular. Kendilerini hükümdarların üstünde gören papalar, emirlerine itirazsız uyulmasını isterlerdi. Emirlerine uymayanlara “aforoz” ve “enterdi” denilen cezalar verirlerdi.

Aforoz, Hıristiyan toplumundan kovulma demekti.

Enterdi ise Papanın, kralıyla birlikte bütün bir ülkeyi cezalandırması demekti. Enterdi edilmiş bir ülkede tüm dini görevler (dini törenler, nikâh, vaftiz, ölü gömme işleri …) durdurulurdu.

Bu ağır cezalara uğramamak için hükümdarlar kilisenin buyruklarına uyar, kiliselere geniş topraklar bağışlayarak din adamlarıyla uyum içinde olmaya özen gösterirlerdi.

7. Ortaçağda Avrupa’nın fikir ve sanat faaliyetleri skolastik düşüncenin egemenliği altındaydı. Dinsel dogmaların egemen olduğu bu düşünce sisteminde deneysel ve bilimsel bilgi ikinci plâna itildi, gelişmesi önlendi.

YENİÇAĞIN BAŞLARINDAKİ GELİŞMELER

A- BİLİM VE TEKNİK ALANINDAKİ GELİŞMELER

Barutun Ateşli Silahlarda Kullanılması

Milli monarşilerin kuruluşu ile;

• Krallar, sınırlarım korumak ve tebaalarını güven içinde yaşatmak için sürekli ordular kurmak zorunda kaldılar.

• Sürekli orduların kuruluşu ile birlikte yeni savaş yöntemlerine ve yeni silahlara ihtiyaç duyuldu.

Barutun ateşli silahlarda kullanılmaya başlanması bu açıdan oldukça önemli bir gelişmedir.

Barut ilk önce Çinliler tarafından bulunmuş, Avrupa’ya geçişi Türkler vasıtasıyla olmuştur.

Topun keşfi ile derebeylere karşı girişilen mücadele, yeni bir boyut kazandı. Daha önceki silahlarla aşılamayan kaim duvarlı, sağlam şatolar, topun icadı ile kolayca yıkılır oldu. Artık savaşların sonucu tarafların topçu gücüne bağlı olmaya başladı.

Advertisement

XV. Yüzyılın ortalarında bulunan tüfek, askerî amaçlarla ilk kez Avrupa’da Otuz Yıl Savaşlarında kullanıldı.

Pusulanın Bulunması ve Gemicilik Sanatının ilerlemesi

Çinliler’in buluşu olan pusula, Müslüman-larca Avrupalılara tanıtıldı.

Kristof Kolomb’un sapma açısı üzerine yaptığı çalışmalarla pusula daha kullanışlı hale geldi ve denizlere güvenle açılma olanağı sağladı.Oysa Ortaçağ boyunca Avrupalı gemiciler kıyılardan uzaklaşmaya cesaret edemez, kıyı boyunca seyahat ederlerdi.

Pusulanın kullanılması gemi yapımını da etkiledi. Açık denizlere göre gemiler yapılmaya başlandı. Bunların en önemlisi karavel denilen yelkenli gemilerdi. Daha önce kullanılan gemiler daha çok ağır nakliyata elverişliydi. Bunların manevra kabiliyetleri de pek sınırlıydı.

Kâğıt ve Matbaanın Bulunması

ilk kez Çinliler tarafından üretilen kâğıt daha sonra Türklere geçmiş, Müslümanlar, Talaş Savaşı’ndan sonra kâğıt üretmeye başlamışlardı.

Haçlı Savaşları sırasında Avrupalılar kâğıt üretimini öğrendiler. Çinliler ve Türklerin ipekten yaptıkları pahalı kağıt yerine, Avrupalılar paçavradan kağıt imal ederek kâğıdı ucuzlattı ve yaygınlaştırdılar.

Almanya’da Jan Gütenberg: antimon ile kurşunu karıştırarak yeni bir alaşım elde etti ve bununla madenî harfleri dökerek ilk matbaayı kurdu (1450).

Matbaanın bulunması ile kâğıt üretimi daha da gelişti. Bunların sonucunda

• Kitaplar ucuzladı ve yaygınlaştı

• Okuma-yazma bilenlerin sayısı arttı.

• Yeni düşünceler, bilim ve sanat daha ?abuk yaygınlaştı.

Advertisement

• Düşünce hayatı gelişti.

• Hümanizm, Rönesans ve Reform hare-etleri başladı ve yaygınlaştı. Skolastik düşüncenin etkisi azaldı.

Tıp Alanındaki Gelişmeler

1. Akciğerlerde kan dolaşımı keşfedildi.

2. Akciğerler, böbrekler ve bazı salgı bezleri yeni bulunan mikroskopla incelendi.

3. Vücut sıcaklığını ölçen termometre icat edildi.

Astronomide Gelişmeler

1. Polonya’da Kopernik, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Güneş çevresinde dolandığını ortaya koyarak, bu alanda yeni ufuklar açtı.

2. Bilim rönesansının da öncüsü olan Leonardo da Vinci, anatomi, fizyoloji ve astronomi alanında çalışmıştır.

3. Galile, tabiatı incelemede deney ve gözlem metodunun en güvenilir yol olduğunu ortaya koydu. Birçok buluşa öncülük etti. Genel ve kesin bilgilere ulaşmanın yollarım ortaya koydu.

4. Kopernik, “Dünya, Güneş’in çevresinde dönüyor.” görüşü ile Ortaçağ astronomisini temelden çökertti.

5. G. Bruno (Engizisyon tarafından yakılma pahasına) Kopernik’in fikirlerini savundu ve geliştirdi.

6. Kepler, gezegenlerin yörüngeleri ve Güneş çevresinde dönüşleriyle ilgili ilkeleri saptadı.

Advertisement

B- SİYASAL ALANDAKİ GELİŞMELER

XVI. Yüzyılda Avrupa’da;

Ortaçağdaki siyasî ve ekonomik çehreyi tamamen değiştirecek değişiklikler kendini göstermeye başladı. Bu değişikliklerin başında milli monarşilerin kurulması gelmektedir.

Ortaçağın sonunda Almanya hariç, Avrupa ülkelerinin çoğunda feodalite etkisini kaybetmiş; yerini mutlak krallıklara bırakmıştır.

Batı Avrupa

Batı Avrupa’nın başlıca devletleri ispanya, Portekiz, Fransa ve ingiltere idi.

İspanya

ispanya’da siyasal birlik yoktu. Ülkede Kastilya ve Aragon krallıkları ile Beni Ah-mer İslâm Devleti yer alıyordu.XV. Yüzyılın sonlarına doğru Kastilya ve Aragon krallıklarının birleşmesi ile ispanya’nın birliği yolunda önemli bir adım atıldı. Beni Ahmer Devleti’nin ortadan kaldırılması ile (1492) bu birlik iyice pekiştirildi.

Amerika’yı keşfetmeleri, İspanyolların zenginleşmesi ve güçlenmesini sağladı.

İspanya Kralı Şarlken, Kutsal Roma-Cermen imparatoru seçildi. Fransa Kralı I. Fransuva’yı yendiyse de Osmanlılara karşı başarılı olamadı.

Portekiz

Portekiz denizaşırı ülkelerde sömürge edinmeyi esas almıştı.

Afrika kıyıları, Hindistan ve Hint Okyanusu’nda birçok sömürge elde etti.

Baharat Yolu’nu ele geçirdi.

Osmanlılar, Portekizlilerin Hint Okyanusu’ndaki egemenliklerini kıramadılar.

Advertisement

Fas hâkimiyeti nedeniyle Osmanlılarla Portekizliler Kasrül-Kebir’de (Vadi’s Seyl) savaştılar; Bu savaşta Portekizliler yenildi.

ingiltere, Fransa ve Hollânda’nın sömürgeciliğe başlaması ile, Portekiz’in denizlerdeki durumu sarsıldı.

Fransa

• İngiltere ile yaptığı Yüzyıl Savaşlarından kazançlı çıktı.

• XI. Lui, Yüzyıl savaşlarında iyice yıpranmış olan soyluların topraklarına el koyarak güçlü bir merkezî devlet kurdu.

• Kutsal Roma – Cermen imparatorluğu ile çatıştı.

• Fransa kralı I. Fransuva, Osmanlılardan yardım sağladı.

• Fransızlar, Osmanlı gücü sayesinde topraklarını korudular ve güçlendiler.

İngiltere

• İngiltere’de bütün topraklar dört-beş feodal ailenin elindeydi. Bunlar, küçük toprak sahiplerini de denetimleri altında tutuyordu. Yüzyıl Savaşları’ndan sonra ingiltere’deki büyük toprak sahipleri iki cepheye ayrılmışlar ve İki Gül Savaşı denilen bir iç savaş başlatmışlardı.

• Tudor Hanedanı, bu savaşlarda iyice yıpranan derebeyleri mutlakiyet rejimi altında topladı. Güçlü bir deniz devleti haline gelen ingiltere, giderek bir sömürge imparatorluğuna dönüştü.

• Deniz aşırı seferlerle ve ticaretle çok zenginleşti.

• İspanyollarla savaştı. Onları yenerek denizlerde egemenliği ele geçirdi ve büyük bir sömürge imparatorluğu kurdu.

Advertisement

Güney ve Orta Avrupa

• İtalya’da siyasal birlik yoktu.

• Akdeniz’in iki önemli ticaret devleti olan Venedik ve Ceneviz üstünlüklerini XVI. Yüzyılda Osmanlı Devleti’ne kaptırdılar.

• Fransa’nın İtalya’yı ele geçirme isteğine, Kutsal Roma-Cermen imparatorluğu engel oldu. Fransızlar yenilince italyan devletler sistemi XVI. Yüzyılın sonuna kadar fazla bir değişmeye uğramadan kaldı.

Orta Avrupa’nın en önemli gücü Almanya’da kurulmuş olan Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğuydu

• İmparatorluk yüzlerce feodal prenslikten oluşuyordu.

• İmparator Şarlken; Avrupa’da üstünlük için Osmanlılarla ve Fransızlarla savaştı.

• Reformla başlayan mezhep kavgaları, İmparator’un Alman prensleri üzerindeki otoritesini zayıflattı.

• Şarlken’in ölümü üzerine imparatorluk parçalandı.

Kuzey ve Doğu Avrupa

• Kuzey Avrupa ülkeleri, Danimarka’nın öncülüğünde Kalmar Birliği’ni kurmuşlardı.

• İsviçre, Danimarka’nın baskı yönetimine karşı ayaklanarak bağımsızlığını ilan etti. Ayrıca protestan mezhebini resmen kabul etti.

Rusya’da da feodal düzen egemendi.

Advertisement

• Moskova Prensliği, Altın Orda Devleti’nin egemenliğinden kurtulunca gelişmeye başladı.

Lehistan, Litvanya ile siyasî birlik kur muştu. Bu nedenle Karadeniz’den Baltık kıyılarına kadar olan topraklarda hakimiyet vardı.

• Jagellon Hanedanı’ndan sonraki Leh kralları seçimle belirleniyordu. Bu yüzden devletin iç işlerine yabancılar da karışıyordu.

• Leh krallarının seçiminde (Sokullu döneminde) Osmanlıların da etkisi oldu.

C- EKONOMİ ALANINDAKİ GELİŞMELER

• Ortaçağ Avrupa’sında feodal ekonomi egemendi.

• Tarımsal üretim esastı.

• Deniz ticareti gelişmişti.

• Ortaçağ Avrupası’mn en çok tüketilen ve ticaret değeri yüksek malları; baharat, tuz, ipek ve yündü.

Bu mallar; Hindistan ve diğer Uzakdoğu ülkelerinde üretiliyor ve iki önemli ticaret yoluyla Avrupa’ya ulaştırılıyordu.

• Bu yollardan birincisi Aden, Kızıldeniz, Babül-Mendep, Süveyş, Kahire, iskenderiye’ye varıyordu.

• İkincisi Hürmüz, Basra Körfezi ve Şattül-Arap üzerinden kervanlarla Halep’e ya da Anadolu’dan istanbul’a uzanıyordu.

Advertisement

Bu iki yolun bitim noktalarında (iskenderiye, istanbul vb.) Venedik tüccarları mallan satın alıyor ve Avrupa’ya aktarıyorlardı.

Mallar, birkaç el değiştirdiğinden Avrupa’ya ulaştığında oldukça pahalıya satılıyordu.

Avrupalılar, Doğu Akdeniz limanlarını ele geçirmek için Haçlı Seferleri’ni düzenlemişlerdir.

Yeniçağda zenginlik anlayışı değişti. Toprak sahibi olmak yerine değerli madenlere sahip olma düşüncesi egemen oldu.

Sanayi ve ticaretle uğraşarak zenginlemen ve burjuva diye adlandırılan sınıf jüçlenmeye başladı.

Özellikle Batı Avrupa ülkeleri ticaret ve sanayinin gelişmesi için gereken tedbirleri îldılar. Yabancı tüccarları, ülkelerine getirebilmek için onlara bazı ayrıcalıklar tanıdılar, follar, köprüler, konaklama tesisleri açtılar.

Yerli üretimi korumak için yabancı malla-ı ağır gümrük vergileri koydular. Ülkede ih-yaç duyulan malların dışsatımını yasaklarlar. Ticaret mallarını kendi gemileri ile ta-Tiaya özen gösterdiler.


Leave A Reply