Aydın’da Gezilecek Yerler (Milli Parklar Arkeolojik Yerler Doğal Güzellikler)

0
Advertisement

Aydın ilinde bulunan gezilecek yerler nelerdir? Aydın ilinin milli parkları, arkeolojik ören yerleri ve doğal güzellikleri hakkında bilgi.

Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı

Ege Denizi kıyısında, Aydının Kuşadası ve Söke ilçeleri sınırları içinde yer alan 27 bin 675 hektarlık alan milli park statüsü ile koruma altında. Park alanının 10 bin 985 hektarı 1966’da milli park kapsamına giren Dilek Yarımadası’na ait. Yarımadanın güneyine bitişik Büyük Menderes Deltasının ise 16 bin 690 hektarlık kısmı 1994’te milli parka eklendi.

Milli park 95 familyaya ait tür, alttür ve varyete düzeyinde 804 taksona ev sahipliği yapıyor. Yarımada Akdeniz flora bölgesinde yer almasına karşılık birçok Avrupa Sibirya grubu türü de parkta yer alıyor. Milli park, Kuzey Anadolu ormanlarına özgü Anadolu kestanesi (Castanea sativa) ve Türkiye’de az bulunan kartopu (Viburnum sp.), Finike ardıcı (Juniperus phoenicea), pirnal meşesi (Quercus ilex) ve dallı servinin (Cupressus sempervirens var. Pyramidalis) küçük topluluklar halinde yetiştiği tek yer.

Dilek Yarımadasından Kuşadası

Dilek Yarımadasından Kuşadası (Kaynak : wikipedia.org)

Büyük Menderes Deltası, uluslararası öneme sahip “A sınıfı sulak alan” özelliği taşıyor. Dilek Yarımadası Akdeniz Flora Bölgesi” elementleri ve Avrupa Sibirya Flora Bölgesi” elementleri içermesi bakımından önemli. Bu nedenle park Avrupa Konseyi tarafından “flora biyogenetik rezerv alanı” kabul edildi. Dünyanın en nadir deniz memelisinden Akdeniz fokunun (Monachus monachus) da yarımada kıyılarında yaşadığı biliniyor. Yabandomuzu (Sus scrofa), vaşak (Lynx lynx), çakal (Canis aureus), doğaya terk edilmiş yabani sığırlar (Bos sp.), atlar (Equus caballus) ile birçok hayvan türü yarımada faunasında bulunuyor. Deltadaki yaklaşık 250 kuş türünden 70’i burada ürüyor. Parkta ayrıca 42 tür sürüngen var.

Bafa Gölü

Ege Bölgesi’nin en büyük gölü, 60 kilometrekaselik alanıyla Bafa (Çamiçi). Büyük Menderes önünü alüvyonlarla kapamadan önce Bafa Gölü bir körfezdi, şimdi Beşparmak Dağlarından eşsiz bir göl manzarası görünüyor. Göldeki altı adadan beşinde kilise ve manastır kalıntıları bulunuyor. Bu adalar aynı zamanda sukuşlarının üreme alanı. Gölün doğu kıyılarında Herakleia antik kentinin kalıntıları var. Kapıkırı köyünden Beşparmaklara taş döşeli antik yollar uzanıyor; burada yerel rehberlerin düzenlediği turlar yapılıyor. Arabayla gidilecekse Myos antik kenti ve Azap Gölü görülmesi gereken yerlerden. Özellikle yaz başında gölün üzeri ve çevresi papatyalarla doluyor. Heybetli Yediler Manastırına ise Gölkaya köyünden bir buçuk saatlik yürüyüşle ulaşılıyor.

Bafa Gölü

Kaynak : pixabay.com

Aphrodisias Antik Kenti

Stephanos Byzantinos, tarihi İÖ 5000 yıllarına kadar inen Aphrodisias’ın adını Ninoe olarak aktarıyor. Bu ismin Tanrıça Iştar’ın Akad dilindeki karşılığı Nino, Nin ya da Nina’dan geldiği düşünülüyor. Doğunun Aşk ve Savaş Tanrıçası İştar ile Hellenlerin Aşk Tanrıçası Aphrodite kültleri arasındaki benzerlikler dikkate alındığında Ninoe nin Hellenistik dönemden başlayarak Aphrodisias adıyla anıldığı söylenebilir. Hıristiyanlığın paganizmin yerini alıp kente bir piskoposun atanmasına rağmen Aphrodite kültü uzun süre devam etti.

Advertisement
aphrodisias

Kaynak : pixabay.com

Bu dönemde paganizmi çağrıştıran Aphrodisias adı Stavropolis’e (Haç kenti) çevrildi. Roma döneminde kentteki heykeltıraş okulu antik dünyanın dört bir yanına ün saldı; ürünleri başkent Roma dahil pek çok kente ihraç edildi. Kentte heykeltıraş okulu, piskoposluk sarayı, stadion, tiyatro, agora, hamamlar, Aphrodite Tapınağı, tapınağa giden yolun başındaki anıtsal kapı, odeon, tiyatro, meydan ve İmparator Augustus ve onun soyundan gelenlerle Aphrodite’ye adanmış bir Augustus Tapınağı (Sebasteion) görülebilir.

Didyma Antik Kenti

Bir zamanlar Miletos’tan başlayan ve iki yanı heykellerle süslenmiş görkemli yol birkaç kilometre sonra Kehanet Tanrısı Apollon’un kutsal alanı Didyma’ya ulaşıyordu. Burada başlangıçta kutsal kabul edilen bir su ve ağaç varken zamanla görkemli bir tapınak alanına dönüştü. Bir bilicilik merkezi olan Didyma’nın her zaman kadın olan kâhinine danışan ünlüler arasında Lydia Kralı Kroisos da vardı. Bugün kalıntılarını gördüğümüz tapınak Pers saldırısından sonraya, Hellenistik döneme aittir. Bu büyük ve bitmemiş tapmak arkeologlar için yalnızca mimari üslubu ile değil aynı zamanda duvarlarındaki çizimlerle de ilgi çekicidir. Doğru bir ışıkta oldukça zor görülebilen bu çizimler Didyma Tapınağının planıdır ve antikçağdan günümüze gelen en eski plan çizimleridir.

didim antik kenti

Kaynak : pixabay.com

Miletos Antik Kenti

Latmos Körfezi kıyısında bir liman kentiydi Miletos. Büyük Menderes Nehrinin getirdiği alüvyonlar körfezi doldurduğundan, antik kent bugün kıyıdan oldukça içeride. Miletos, Batı Anadolu’nun en büyük Hellen kentiydi. İÖ 7. yüzyıldan itibaren koloniler kurmaya başladı; Kyzikos (Erdek), Trapezos (Trabzon), Odessos (Varna) bunlardan birkaçıydı. Antikçağ yazarı Plinius’un “İonların başkenti” dediği Miletos, Persle-re karşı düzenlenen İonia isyanına öncülük ettiği için yakılıp yıkıldı. Pers egemenliğinden kurtulduktan sonra pek çok kenti de etkileyen iddialı bir planla yenilendi. Ünlü “Milet okulunun merkezi olan kentte birçok filozof yetişti. Delphinion adı verilen Apollon Tapınağı aynı zamanda devlet arşivinin muhafaza edildiği yerdi.

Miletos antik kentini ziyaret için konaklama seçenekleri fazla. Didim, Bafa Gölü ve sahil şeridinde tatil köyleri, oteller ve pansiyonlar mevcut.

Nysa Antik Kenti

Tekecik Deresinin iki yanına kurulu Nysa antik kentinin kuruluşu hakkında antikçağ yazarları farklı bilgiler veriyor. Strabon’a göre üç kardeş Spartadan Anadolu’ya gelerek birbirine yakın üç kent kurmuşlardı. Sonradan bu kentler birleşip Nysa ismini almıştı. Kentin kuruluşu İÖ 6. yüzyıla kadar uzanıyor. Nysa dönemin önemli eğitim merkezlerinden biriydi ve ünlü coğrafyacı Strabon da burada öğrenim görmüştü. Nysa’dan günümüze en iyi durumda tiyatro ve meclis binası gelebilmiştir. Buradaki yapılardan biri de İS 2. yüzyıla tarihlenen kütüphanedir. Ephesos Celcus Kütüphanesinden sonra Anadoluda en iyi korunagelen kütüphane yapısıdır. Bunların dışında kentin, diğer Roma kentlerinde görülebilecek tüm kamu yapılarıyla donatıldığı görülür.

Advertisement


Leave A Reply