Edebiyatı Cedide Nedir ve Özellikleri Nelerdir? Maddeler Halinde

0
Advertisement

Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun) edebiyat topluluğu nedir? Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun) genel özellikleri hakkında maddeler halinde bilgiler.

Edebiyat

Kaynak: pixabay.com

Edebiyat-ı Cedide

Edebiyat-ı Cedîde veya Servet-i Fünûn adını almış olan bu edebi topluluk, Servet-i Fünûn dergisi çevresinde oluşmuştur. Servet-i Fünûn, Recaizâde Mahmut Ekrem’in eski öğrencilerinden Ahmet İhsan Bey’in 1891’de çıkarmaya başladığı bir dergidir. 1896’ya kadar Avrupa gazete ve dergilerinden alınmış yazı ve resimlerle çıkan bu dergi, Recaizâde Mahmut Ekrem’in girişimleriyle bir edebiyat dergisi haline dönüşür.

Recaizâde Mahmut Ekrem, yeni edebiyatın sağlam bir temele oturması ve canlılık kazanması için yazar ve şairlerin bir araya gelmesi gerektiğini düşünmektedir. Bunun için Servet-i Fünûn dergisinden faydalanmak ister. Servet-i Fünûn’u böyle bir yayın organı haline getirmek için de Ahmet ihsan Bey’i razı edince, Tevfik Fikret’i derginin yazı işleri müdürlüğüne getirir (7 Şubat 1896). O zamana kadar çeşitli yayın organlarında dağınık bir biçimde sanat yaşamlarını sürdüren genç sanatçılar, dergi çevresinde toplanırlar. Böylece Servet-i Fünûncuiar veya Edebiyat-ı Cedîdeciler dediğimiz edebî topluluk ortaya çıkar.

Edebiyat-ı Cedîde sanatkârları arasında şair olarak Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Hüseyin Suat, Hüseyin Siret, Ali Ekrem, Faik Ali, Süleyman Nazif; yazar olarak Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Ahmet Şuayp vardır.

Servet-i Fünûncuiar topluluk hâlinde ancak altı yıl çalışabilmişlerdir. Hüseyin Cahit’in 1901’de Fransızcadan çevirip yayımladığı Edebiyat ve Hukuk adlı makalede 1789 Fransız Devrimi’ni övmesi üzerine dergi kapatılınca topluluk dağılmıştır.

Genel Özellikler

1. Edebiyat-ı Cedîde sanatçıları daha çok batı edebiyatını örnek almışlardır. Özellikle Fransız edebiyatını örnek alan şair ve yazarlarımız romantizmden sembolizme kadar çeşitli akımların etkisinde kalmışlar, genellikle aşk ve doğa gibi konulara yer vermişler, ele aldıkları konuları kendi iç dünyaları ile bütünleştirmişler, böylece kişiye seslenen bir şiir ortaya çıkmıştır.

Advertisement

2. Tanzimatla başlayan dilde yalınlaşma çabalan veya konuşulan dile yaklaşma çalışmaları Servet-i Fünûn döneminde görülmez. Bu dönemin sanatçıları sözlüklerden kimsenin bilmediği kelimeleri çıkarıp bunlarla yeni tamlamalar yaparak ağır bir dil meydana getirmişlerdir.

3. Ölçü olarak “aruz ölçüsü” üstün tutulmuş, Türkçe aruza ustalıkla uygulanmıştır. Nazım birimi dize olarak kalmış, ancak anlam dizeden dizeye taşmış; böylece nazım düz yazıya yaklaştırılmıştır.

Batı edebiyatı nazım biçimlerinden sone, terzarima gibi biçimler ile serbest müstezat ve bazı karma biçimler kullanılmıştır.

4. Edebiyat-ı Cedîde yazarları roman ve öyküde büyük başarı göstermişlerdir. Eserlerinde gözlemleriyle ortaya koydukları kahramanların özellikle ruhi durumlarını incelemişler ve başarılı çevre betimlemeleri yapmışlardır. Yazarlar daha çok realist akımın etkisindedirler.

5. Servet-i Fünûncuiar sanat için sanat anlayışını benimsemişlerdir.

Advertisement


Leave A Reply