Oda Müziği Nedir? Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Oda müziği nedir, oda müziğinin özellikleri nelerdir? Oda müziğinin tarihçesi, kullanılan çalgılar, oda müziği hakkında bilgi.

oda müziği

Oda Müziği

Oda Müziği; genellikle oda ya da salon gibi küçük mekânlarda, az sayıda dinleyici önünde, iki ile dokuz arasında müzikçiden oluşan küçük topluluklarca ve bir şef tarafından yönetilmeden çalınmak üzere bestelenmiş müzik parçasıdır. Hatta çalgıcıların yalnız kendi zevkleri için, kendi kendilerine çaldıkları parça anlamına da gelir. Çoğunlukla klavyeli bir çalgıyla (piyano ya da klavsen) yaylı ve nefesli çalgılardan oluşan topluluklar ve eşliksiz ya da eşlikli insan sesi için yazılmış parçalar da müzik tarihi içinde oda müziği sayılmıştır.

16. Yüzyıl Oda Müziği

Oda müziğinin 16. yüzyıl madrıgalleri ve konsortlarıyla başlamış olduğu söylenebilir. Bu türden çalgı yapıtlarının çoğu geç Rönesans ve erken barok dönemlerinde yazılmış fantazyalar, danslar ve süitlerden oluşuyordu. Ev içinde yapılan müzik 17. yüzyılda İngiltere, İtalya ve Almanya’da soyluların konaklarında yaygınlaşmaya başladı; müzikçiler de çoğunlukla aile bireyleriydi.

18. Yüzyıl Oda Müziği

18. yüzyılda oda müziği bütün Avrupa’da edebiyat ve sanat çevrelerine de yayıldı. Bu dönemde oda müziği parçaları Arcangelo Corelli gibi bestecilerin genellikle sürekli bas ve yaylı çalgılar için yazdıkları sololarla üçlü sonatlardan oluşuyordu. Sonraları piyanonun çok daha belirgin bir işlev kazandığı klasik üçlü bunlardan gelişti.

Melodiyi yalnızca tiz partiye veren, bası armoniye temel oluşturan basit bir eşlik olarak kullanan, ara partileri ise armoniyi doldurma partisi olarak ele alan dört çalgılı oda müziği anlayışına karşılık, çalgıların eşit önemde görev aldığı ve birbirleriyle dramatik bütünlük içinde daha kaynaşmış olduğu yeni yaylı çalgılar dörtlüsünü yaratıp geliştiren hemen hemen tek başına Haydn oldu. Çalgıların bu tür işlevsel kullanılış tarzı 18. yüzyılın klasik anlayışını en iyi biçimde yansıtıyordu. W.A. Mozart ile L. van Beethoven bu biçimi daha da zenginleştirdiler ve Haydn ile birlikte oda müziğini günümüzde bulunduğu yere ulaştırdılar. Beethoven’la Haydn en kalıcı buluşlarını ve en derin düşüncelerini dörtlülerinde, Mozart ise beşlilerinde dile getirdiler. Bu dönemde karma çalgılı oda müziği topluluktan için yazılmış parçalar çoğunlukla daha hafif nitelikli oluyor ve çoğu serenad ya da divertimento olarak adlandırılıyordu.

Advertisement

19. Yüzyıl Oda Müziği

19. yüzyıl boyunca F. Schubert, R. Schumann, F. Mendelssohn, J. Brahms ve A. Dvorak oda müziği repertuvarına büyük katkıda bulundular; aynı zamanda bu müzik dinleyici önünde gittikçe daha çok çalınmaya başladı. Amatörler oda müziği yapıtlarını evlerde çalmayı sürdürürken, bir yandan da daha çok dinleyici önünde çalmak üzere profesyonel dörtlüler oluştu.

20. yüzyılda birçok besteci arasında M. Ravel, C. Debussy, B. Bartok, D. Şostakoviç ve B. Britten oda müziği repertuvarını daha da zenginleştirdiler. Müzikte yeni denemelere çok daha fazla yönelindiği bu dönemde bile oda müziği bir tür olarak gücünden hiçbir şey yitirmedi. Bu yüzyılda insan sesinin oda müziğiyle bir araya getirildiği bestelere yeniden ilgi gösterilmeye başladı. A. Schoenberg, R. V. Williams, G. Holst ve daha yakın zamanlarda da P. Boulez ile M. Davies oda müziğini kendi müzik dillerine uyarladılar.

Oda müziği, özellikle de dörtlü, çalgı dengesi bakımından ideal olması nedeniyle birçoklarınca hâlâ “en katıksız” müzik biçimi kabul edilmektedir. Çoğu zaman küçük grupların kendi zevkleri için yorumladığı oda müziği, müzikseverlere başka müzik türlerinden çok daha kalıcı bir zevk vermektedir.


Leave A Reply