Mimar Sinan ve Sanatı

0
Advertisement

Büyük mimarlarımızdan Mimar Sinan’ın sanatı, çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi eserleri, Sinan’ın sanatı hakkında bilgi.

Mimar SİNAN (1489-1588)

Biyografisi için Tıklayın.

Türk sanatının en büyük ustalarından biri, mimarlık tarihimizin dâhisidir. Yarattığı eserler dünya mimarlk tarihinin de eşsiz harikaları arasında yer alır.

Mimar Sinan Kayseri yakınında Ağırnas köyünde doğdu. Yavuz Sultan Selim zamanında İstanbul’a gelip Yeniçeri Ocağı’na girdi. I. Selim‘in İran ve Mısır seferlerine katıldı. Askeri mimarlık konusunda yetiştirildi. Savaş stratejisine göre yapılar yaptı. Bu devrelerinde İran ve Mısır sanatını yakından tanımaya fırsat buldu. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman‘ın Belgrad (1521), Rodos (1522) seferlerine, atlı sekban olarak da Mohaç (1526) seferine katıldı, «yayabaşı», «zemberekçibaşı» rütbelerini aldı, Korfu, Bolia ( 1537), Kara Buğdan ( 1538) seferlerine de katıldı. Kanuni Süleyman‘ın 1535’ teki İran seferinde, ordu Van Kalesi’ni kuşatırken, Sinan, Van Gölü’nde askeri nakliyat için kalyonlar yaptı, bunlara top da yerleştirdi.

Sinan meslek hayatının büyük bir kısmını ordu seferlerinde, köprüler kurarak, askeri yapılar yaparak geçirdi. 1538’de saraya mimarbaşı tâyin edildi. Bundan sonra en önemli eserleri İstanbul ve civarına toplandı.

Advertisement

Çıraklık Devri

Sinan, 1543’te, 54 yaşındayken, «çıraklık eserim» dediği Şehzade Mehmet Camisi’ne başladı. Dört büyük paye üzerine oturan bir orta kubbe ile dört yarım kubbeden meydana gelen ilk büyük cami planını yaratmış oluyordu. Yarım kubbeler de küçük çeyrek kubbelerle genişletiliyordu.

1550-1560 arası, Sinan’ın son derece faal bir devridir. Süleymaniye Camisi ile birlikte 6 önemli cami daha meydana gelmiştir: Bunlar 1) Kanuni‘nin kızı Mihrimah Sultan için Edirnekapı’da yaptığı cami, 2) Eminönü’nde Rüstem Paşa Camisi; 3) Silivrikapı’da İbrahim Paşa Camisi; 4) Topkapı’da Ahmet Paşa Camisi; 5) Eyüp’te Zal Mahmut Paşa Camisi; 6) Beşiktaş’ta Sinan Paşa Camisi’dir. Bu bir sıra camide Sinan adım adım, ya altı, ya da sekiz payeden faydalanarak, bir kubbe altında enine açılan geniş mekan fikrini geliştirmiş, her camide değişik buluşlarla bu plânı gerçekleştirmiştir.

Kalfalık Devri

1550-57 arasında Sinan’ın «kalfalık eserim» dediği Süleymaniye yükseldi. Sinan bu camide, kendisinden önce mimar Hayrettin’in Beyazıt Camisi’nde kullandığı Ayasofya plan şemasını kullanmıştı. Orta büyük kubbenin iki yanındaki sahanları, aynı büyüklükte olmayan beşer ufak kubbeyle Örterek yapıya hem hareketli bir ritim kazandırmış, hem de orta mekanın yanlara doğru genişlemesini yeni bir tarzda sağlamıştır.

Sokullu Mehmet Paşa’nın biri Sultan Ahmet’te (1571), ikincisi Azapkapı’da (1577) olmak üzere Sinan’a yaptırdığı iki cami de altı ve sekiz payeli camiler topluluğuna girer. Azapkapı Camisi’nde, sekiz payenin desteklediği orta kubbeyi çelenk gibi çevreleyen sekiz ufak çeyrek kubbe yapıya değişik bir dış görünüşü verir.

Advertisement

Ustalık Eseri

Sinan’ın «ustalık eseri» saydığı Edirne’deki Selimiye Camisi, 1574’te tamamlanmıştır. 31,50 m. çapındaki muazzam kubbe sekiz payeye oturmakta ve Sinan’ın üzerinde uzun zamandır çalıştığı planı en olgun bir şekilde temsil etmektedir. Bu büyük ve yüksek mekânda elde edilmiş olan tam birlik, ahenk, yüzyıllar boyunca hayranlık uyandırmıştır. Selimiye’nin çok uzaklardan görülen dört ince minaresi, dıştan da yapı kütlesine bütünü tamamlayıcı bir yükseklik kazandırır (Selimiye Camisi).

Sinan’ın Sanatı

Mimar Sinan, geniş dehasından çıkan her eserinde başka bir mekân çözümüne varır, hiçbir planı aynen ikinci defa tekrar etmez, her yapıya birçok yeni buluşlarını katardı. Süleymaniye külliyesi gibi muazzam bir yapı projesini gerçekleştirirken, medreseler, hastane, imaret, kütüpane, nihayet hepsine hakim cami arasında sağladığı düzen, mimarlık kudretinin eşsiz temsilcisidir. Daha ufak eserlerin dış yapılarını renklendiren buluşları, mesela Üsküdar Mihrimah Camisi (1548), Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Camisi (1571) revakları üstündeki geniş saçaklar, Sultanahmet’teki Sokollu Camisi’nin kaş kemerli avlu revakları gibi, sanatının cana yakın zarafetini ortaya koyar.

Sinan eserlerinin birçoğunda iç süsleme olarak çini duvar kaplamalarını gayet ahenkli ölçülerde kullanmıştır. Her eseri yaptıranın kişiliğine göre düşünülmüştür. Haşmetli Süleymaniye yanında Mihrimah Sultan’ın zarif yapıları, genç şehzade Mehmet’in hatırasını anan süslü, genç ruhlu Şehzade Camisi bunu belirtir. Aynı şey türbeler için de söylenebilir. Sinan yapısı türbeler içinde Sultan Süleyman Türbesi, Hüsrev Paşa Türbesi, Şehzade Mehmet Türbesi, Zal Mahmut Paşa Türbesi başta gelir. Renkli taş kakmaları ile Şehzade Türbesi’nin gösterdiği gibi, Sinan’ın türbelerinde ince bir süsleme zevki hüküm sürer.

Mimar Sinan 99 yaşında öldü. Süleymaniye Camisi’nin arka tarafında kendisi için yaptığı, pek mütevazı, açık kemerli türbesinde yatmaktadır. Yüzyıllık ömründe sürekli olarak eser vermiş, tükenmez bir yaratma gücü göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğunun geniş topraklarının her köşesinde yapıları yükselmiş, Türk sanatının damgasını bu ülkelere vurmuştur. Bilinen eserleri yanında birçoğu da kaybolmuş, dağıldıkları imparatorluk topraklarında tanınmamış olarak durmaktadır.

Sinan I. Beyazıt zamanında doğmuş, Yavuz Sultan Selim‘le Kanuni Süleyman gibi büyük Osmanlı hükümdarları devrinde çalışmış, ömrünü II. Selim‘le III. Murat zamanında tamamlamıştır. Kendi ağzından yazdırdığı «Tezkeret-ül Ebniye» (Yapılar Tezkeresi) diye anılan kısa biyografisinden anladığımıza göre, 73 cami, 49 mesçit, 50 medrese, 7 darülkura (kitaplık), 17 imaret, 6 darüşşifa (hastane), 7 su kemeri, 7 köprü, 27 saray, 18 kervansaray, 5 zahire deposu, 31 hamam, 18 türbe, topyekün 312 yapı yapmıştır. Şair Mustafa Sai Efendi’nin Sinan ve eserleri hakkında yazdığı «Tezkeret-ül Bünyan»da saydığı yapılar da eklenince, eserlerin sayısı 334’e yükselir.

Sinan, yalnız Türk mimarlığında değil, gerek tekniği, gerek sanatı bakımından bütün dünya mimarlığında dehası kabul edilen büyük bir sanatçıdır.


Leave A Reply