Eylemde Kılınış ve Görünüş

0
Advertisement

Eylemde kılınış nedir, nasıl oluşur, açıklaması ve örnekler. Eylemde görünüş nedir, nasıl oluşur, açıklaması ve örnekler.

Eylemde Kılınış ve Görünüş

EYLEMDE KILINIŞ

Türkiye Türkçesindeki eylemleri, anlattıkları işin, oluşun ve devinimin zaman açısından türü bakımından gözden geçirirsek, bunlardan bir bölümünün anlattıkları işte bir başlama, bir başlangıç anlamı bulunduğu göze çarpar. Örneğin belirtmek, başlamak, açmak, aydınlanmak, canlanmak gibi eylemlerde bu anlam özelliği sezilir. Buna karşılık aramak, beklemek, örgütlenmek, kullanmak, ağırlamak, akşamlamak, gezmek, izlemek, avunmak, anlatmak, alışmak, direnmek, ağlamak, çalışmak eylemlerinde bir süreklilik söz konusudur. Eylemle dile getirilen kavramın anlam açısından niteliği göz önünde tutulunca, aşağıdaki eylemlerin de genel olarak bir bitiş, bir sona erme anlattığı görülmektedir: ölmek, öldürmek, bulmak, bitmek, bitirmek, saplamak, anlamak, bırakmak, bıkmak, bayılmak, batmak, avlamak, göçmek, durmak, devrilmek, devirmek, onaylamak, ödemek gibi.

EYLEMDE GÖRÜNÜŞ

Dilbilgisi ulamlarından biri olan görünüş, dil içinde eylemin kullanımına yansıyan ruhsal etkiler ve koşullarla ilgilidir; eylemle anlatılan işin, olay ya da oluşun konuşan tarafından öznel bir biçimde değerlendirilmesini gösterir. Konuşan, eyleme yeni bir değer yüklemiş olur.

Eylem çekimlerinde görünüş açısından özelliklere örnek olmak üzere önce aşağıdaki örnek üzerinde durmak istiyoruz:

“Başka bir resimde babamla bir masa başındayız, kiraz yiyoruz. Sırtımda golf elbisem var, ayak ayak üstüne atmışım. Bir ötekinde uzun pantolonlu, mahzun bakmaktayım. Resimlerin tozunu siliyorum.”

Bu parçadaki çekimli eylemlerden yiyoruz, atmışım, bakmaktayım ve son tümcedeki siliyorum arasında, konumuz açısından önemli ayrımlar vardır. Özellikle yiyoruz ve siliyorum, her ne kadar şimdiki zaman çekimi iseler de bunlardan ilkinde, geçmişte geçen, o an için gerçek olmayan bir olayın anlatımı, ikincisinde ise, içinde bulunulan ana dönüş söz konusudur. Ancak siliyorum da da yine tam bir şimdiki zaman anlamının bulunduğu söylenemez. Aynı biçimde, atmışım belirsiz geçmiş zaman çekimi de bütünüyle belirsiz geçmiş zamanı yansıtmamaktadır.

Advertisement

Günlük konuşmalarımızda geçen “çalışıp didineceğim, para kazanacağım, sonra parayı ona vereceğim; olmaz böyle şey” gibi bir tümcede gelecek zaman çekimi saydığımız didineceğim, kazanacağım, vereceğim biçimleri aslında bu görünüşü yansıtmazlar; olumsuz bir yargıyı, gelecekle ilişkisiz bir durumu dile getirirler (çalışıp didinmem, kazanmam, vermem anlamında).

“Ben de derim ki bu iş yürümez” biçimindeki bir tümcede her ne kadar geniş zaman çekimi söz konusu ise de anlatılmak istenen “demek istiyorum”, “diyorum” biçimindeki, şimdiki zamanla ilgili anlamdır.

Aşağıdaki örneklerde, kimi kez günlük konuşmalarda olduğu gibi eylemlerin farklı bir anlam değeri taşıdıkları, değişik görünüşlü oldukları göze çarpmaktadır:

“Genç kadın bütün bütün Ankara’yı şimdi başka türlü görüyordu.”

Burada anlatılmak istenen, şimdiki zamanın hikâyesi olan “görüyordu” değil, “görmektedir” anlamındadır.

“Bugün kimse ölmesindi. Bugün döğüş edilmesin, bugün kimse ağlamazındı.”

Advertisement

Bu kullanımda da belirli geçmiş zaman değil, şimdiki zamanla ilgili bir dilek söz konusudur.

“Nasıl baban Batum’u alır mı ?”

Örneğinde ise geniş zaman çekimi, geçmişteki bir olayın anlatımını sağlamaktadır.


Leave A Reply