Joseph Haydn Eserleri ve Hayatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Joseph Haydn kimdir? Ünlü besteci Joseph Haydn hayatı ve eserlerinin açıklmaları hakkında bilgilerin yer aldığı sayfamız.

Joseph Haydn

Joseph Haydn Kimdir?

31 Mart 1732, Rohrau — 31 Mayıs 1809, Viyana

Ünlü Avusturya’lı bestecidir. Babası araba tamircisiydi. Biraz büyüyünce müziğe karşı olan yeteneği kendini göstermiş, 1740’ta Viyana’ya gönderilmiş, Stefan Katedralinde koro şarkıcılığıyla sanat dünyasına atılmıştır. İlk zamanlar hayatını kazanmak için sokaklarda şarkıcılık yapmış, birkaç saatlik ders karşılığında İtalyan bestecisi Porpora’nın yanında uşaklık etmiştir. 1749’da Prens Fürnberg’in yanına girmiş, 1752′ de ilk yaylı sazlar dörtlüsünü ve «Topal Şeytan» adlı gülünçlü operasını yazmıştır.

1761’de Prens Esterhazy’nin orkestra yöneticisi olmuş, 1766’da birinci İngiltere gezisini yapmıştır. 1779’da Paris’e giderek «Concert Spirituel»leri yönetmiş, Paris için altı senfoni bestelemiştir. Sanatçıya 1791’de Oxford Üniversitesi tarafından «fahri doktor»luk payesi verilmiş, 1794-1795 yıllarında ikinci defa İngiltere’ye gitmiş, başarılarla taçlanmış ihtiyarlık devresinden sonra Viyana’yı kuşatan Fransız ordularının top sesleri arasında son nefesini vermiştir. Haydn, özellikle çalgı müziği alanında seçkinleşir, çoğu kere çalgı müziğinin, senfoni ve yaylı dörtlünün babası diye söz edilir. Gerçi Haydn’ dan önce dörtlü ve senfoni gelişimini tamamlamıştı ama, Haydn, sonat biçimine dayanan bu ortamların temelini sağlamlaştırmış, kalıpları sonraki kuşakların özgürce geliştirebilecekleri bir esnekliğe kavuşturmuş, Mozart’ı ve Beethoven’i hazırlamıştır. Çağının armoni dilini zenginleştirmiş, orkestranın önemini arttırmış, müzikle anlatımın gücünü derinleştirmiştir.

Sevimli ve hafif 104 senfonisi değişik adlarıyla bilinir. En tanınmışları: «Askeri», «Oxford», «Londra», «Davul Vuruşlu», «Kraliçe», «Öğretmen», «Filozof», «Ayı», «Piliç» ve «Veda» adını taşıyanlardır. 77 yaylı çalgılar dörtlüsü bu şeklin seçkin örnekleridir. Bunlardan başka 16 uvertür, 20 piyano, 9 keman, 6 viyolonsel konçertosu, 38 piyano üçlüsü, 12 keman ve piyano için sonat «Mevsimler» ve «Yaradılış» adlı iki oratoryo yazmıştır. Bu iki yapıt Londra gezilerinde edinilmiş Handel etkisinin birer kanıtıdır. Haydn, ayrıca 24 opera bestelemiştir.

Advertisement

SENFONİ «Fa diyez minör» No. 45 «Veda Senfonisi»

İlk yorumu: 1772 Neusiedler.
Bestecinin pek bilinen, günümüzde sıkça yorumlanan bu senfonisi Prens Nikolaus Esterhazy’nın hizmetinde bulunduğu yıllarda yazılmıştır. Prens, Macaristan’da Neusiedler adlı sayfiyede bir saray yaptırmış, orkestra müzikçilerinin de orada oturmasını emretmiştir.

Ancak yeni binada hizmetlilerin aileleri için yer bulunmadığından müzikçiler yaz boyunca çoluk-çocuklarından ayrı kalmışlar, bunaldıkça bunalmışlar, sonuçta yöneticileri Haydn’a başvurarak çare bulmasını istemişlerdir Haydn durumu Prense anlatıp arkadaşları için izin dilemiş, olumlu cevap alamayınca işi müzik yoluyla çözümlemeyi düşünerek bir senfoni bestelemiştir. Senfoninin ilk üç bölümü normal şartlarla çalınmış, sıra son bölüm «Andante»ye gelince partisi biten müzikçi sehpasındaki mumu söndürüp çıkmaya koyulmuş, en sona kalan «Konzertmeister» yapıtı tamamlayın gidince Prens senfoninin hangi anlama geldiğini sezmiş, Joseph Haydn‘ı çağırtarak müzikçilerin ertesi günden itibaren izinli olduklarını, ulaşımlarının saray arabalarıyla yapılabileceğini bildirmiştir.


SENFONİ «Sol majör» No. 94 «SÜRPRİZ» ya da «DAVUL VURUŞLU»

İlk yorumu: 1791 Viyana.
Anlatılanlara bakılırsa, senfonilerin genellikle «yavaş» ve «sessiz» ikinci bölümlerinde dinleyicilerin uyukladığını gözleyen Haydn onlara bir sürpriz yapmayı düşünmüş, senfoniyi bu amaçla bestelemiştir.

Birinci bölüm (Adagio cantabile – Vivace assai), esas yapıda tüm özellikleriyle ayrı bir yer tutan yavaş giriş cümlesi ve iki temadan kurulu sonat düzeninde parlak bir işlemeden ibarettir. İkinci bölümün (Andante) «tema»sı çocuk şarkısına benzer folklor kaynaklı bir ezgidir. Ortada, en beklenmeyen anda güçlü bir «timpani» vuruşu senfoniye «Sürpriz» veya «Davul Vuruşlu» adlarının verilmesine yol açmıştır. Yapıt tipik bir (Menuetto) olan üçüncü bölümle sürer, neşeli bir rondo karakterindeki dördüncü bölüm (Allegro molto) ile biter.


SENFONİ «Sol majör» No. 100 «Askeri Senfoni»

İlk yorumu: 1791 Londra.
Yapıt adını yalnız ritm açısından değil orkestralamasına katılmış triangl, zil ve trampet gibi çalgılar nedeniyle almıştır. Haydn bu senfonisi konusunda herhangi bir program vermez, açıklama yapmaz. Ancak Mozart ve daha sonra Beethoven’de bile görülen bir eğilimden, çağın modası olan «Türk Müziği» besteleme hevesinden kurtulamadığı, bu eğilimi hiç değilse bir senfonide açıklamak istediği sanılır.

Birinci bölüm (Allegro) «marş» karakterinde gayet lirik iki «tema» ile işlenmiştir. Bunlardan ilkinin Johann Strauss «Baba» tarafından bestelenen «Radetzky» marşı melodisiyle benzerliği açıktır Ancak, Haydn, Strauss «Baba»dan önce yaşadığına göre akla ikisinin de aynı kaynaktan yararlandığı gelmektedir. İkinci bölüm (Allegretto) esere «Askeri» adının verilmesini sağlayan karakter ve yapıya sahiptir. Türlü vuruşlu çalgılar ve ağır marş ritminin «Türk – Yeniçeri Müziği» ile ilintisi açıktır. Üçüncü bölüm (Menuetto) bu alanda alışılagelenlere kıyasla kapalı ve donuktur. Dördüncü bölüm (Presto) bir halk ezgisi üzerine işlenmiş neşeli bir parçadır.

Advertisement

SENFONİ «Re majör» No. 101 «Saat Senfonisi»

İlk yorumu: 1795 Londra.
İlk defa besteci yönetiminde eski Haymarket Tiyatrosu’nda sunulan yapıt saray eğlence müziğine tipik bir örnektir Birinci bölüm (Adagio-Presto), özelliği olmayan, derinlikten yoksun bir çaban’n yankısıdır. İkinci bölüm (Andante) yapıta «Saat» adının verilmesini sağlayan «tekdüze» bir ritm ve «ana tema»nın çeşitlemelerinden kurulmuştur. Üçüncü bölüm (Menuetto).Dördüncü bölüm (Vivace) ise Haydn tarzında birer neşe çağılıdır.


SENFONİ «Si bemol majör» No. 103 «Davul Titreşimli»

İlk yorumu: 1795 Londra.
Yapıt Haydn sanatında önemli bir aşamanın habercisidir. Senfoni alanında verdiği yüzü aşkın örnekte gamsız ve sorumsuz bir tutum, saray eğlencesi amacıyla ışıklı ve süslü bir üslup yansıtan bestecinin değişen çağın getirdiği akım »e şartlara eğildiği görülür bu yapıtla. Yaklaşan 19’uncu yüzyılı tüm sanat kollarında etkileyecek olan düşün ve anlam hareketleri belirmeye koyulmuş, romantik öznel kıpırdanışlar yüzeye çıkmaya başlamıştır.

Birinci bölüm (Allegro con spirito) senfoniye adının verilmesine yol açan hafif uzun bir timpani vuruşuyla başlar, ilk bakışta neşeli ve sorumsuz bir hava yansıttığı sanılırsa da araya kafa ve kalp ürünü olduğu belli olan ağır düşünceler sıkışmıştır. İkinci bölüm (Andante) Büyük Bach’la başlayıp Mozart’la süren, oradan Brahms ve Reger’e ulaşan güçlü «çeşitleme» anlayışının eşsiz örneklerinden biridir. Haydn üçüncü bölümle (Menuetto) tekrar saray dansına döner. Dansın «Üçlü» kısmı tipik bir köy dansı ezgisidir. Dördüncü bölümde (Allegro con spirito) senfoni ustası karşıt iki «tema» ile «kontrapunta» alanındaki bilgi ve yeteneğine anıtsal bir örnek vermiş, araya kattığı korno motifi ile süslenen bölümü parlak, net dokusuyla ölümsüzleştirmiştir.


SENFONİ «Re majör» No. 104 «Londra»

İlk yorumu: 1795
Londra Haydn bu eserle «senfoni» alanındaki gür verimini tamamlar. Güneşli, ışıklı, neşeli bir hava taşır «son senfonisi».

Birinci bölüm (Adagio – Allegro) görkemli bir karakter yansıtan ağır tümceyle girer, «Allegro»nun zarif, sevimli ve dost havasıyla sürer. İkinci bölüm (Andante) bir sonbahar şarkısı gibi hüzünlü melodisi ve aynı melodinin çeşitlemelerinden kuruludur. Üçüncü bölüm tipik bir (Menuetto)dur. Sanatçı son bölümde (Allegro spirituoso) senfoni alanındaki yüce dehasını bir daha açıklamak ister gibi coşmuş, Slav renkli iki temayı büyük ustalığıyla işleyip örerek olağanüstü güzellikte bir köy şenliği tablosu çizmiştir.


VİYOLONSEL KONÇERTOSU «Re majör»

İlk yorumu: 1783 Eisentadt.
Müzik değerinin üstünlüğü ve viyolonsel repertuarının yoksulluğu nedeniyle günümüzde en çok çalınan konçertolar arasındadır. Kont Esterhazy’nin saray orkestrasında «birinci» viyolonselci Anton Kraft için bestelenmiştir.

İlk bölüm (Allegro moderato) birinci kemanların eşliğinde solo çalgının sunduğu «tema» ile başlar, aynı melodinin çeşitlemeleriyle sürer. İkinci bölüm (Adagio) erken romantik çağı haberleyen duygulu tatlı melodisiyle seçkinleşir. Üçüncü bölüm (Allegro), rondoyu hatırlatan havasıyla klasik çağ konçerto biçimine değerli bir örnek olarak katılmaya hak kazanmış, daima sevilmiştir.


Leave A Reply