Sevr Antlaşması Nedir? Önemi Maddeleri İmzalayanlar ve Verilen Tepkiler

0
Advertisement

Sevr barış antlaşması hakkında genel bilgiler. Sevr antlaşması neden, nasıl ve nerede ne şekilde imzalanmıştır. Sebepleri ve sonuçları ne olmuştur?

Sevr Antlaşması Hakkında Bilgi

Birinci Dünya savaşı sonunda yenilen Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan (10 Ağustos 1920), ama uygulanamayan anlaşmadır Sevr Antlaşması. Birinci Dünya savaşından sonra İtilaf Devletleri’ne yenik düşen İttifak Devletleri ayrı ayrı barış antlaşmaları yaptılar. Bu arada Osmanlı İmparatorluğu da, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi‘ni imzalamak zorunda kaldı. İtilaf Devletleri arasında, savaşın ilk yıllarında yapılan ve Osmanlı topraklarının paylaşılmasını öngören gizli anlaşmalar, mütarekeden sonra da yürürlükte kaldı.

Ocak 1919’da başlayan Paris Barış Konferansı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun paylaşılması ve Anadolu’nun bölünmesi konularında uzun tartışmalar oldu. Gerçekte İngiltere, Fransa ve İtalya’nın çıkar çatışmalarının sürdürüldüğü bu görüşmelerde, başta Arapların ve Yunanlıların olmak üzere, azınlıkların tezleri tartışıldı. Osmanlı delegesi sadrazam Damat Ferit Paşa da, konferansta sözde Osmanlı çıkarlarını savunurken beceriksizce ve yanlış bir tutum takındı. İtilaf Devletleri, barış koşullarını kendi istek ve amaçları doğrultusunda düzenlediler. Osmanlılarla yapacakları barışın ilkelerini San Remo’da saptayarak, Osmanlı hükümetini barış konferansına çağırdılar.

Rıza Tevfik Bölükbaşı

Rıza Tevfik (en solda) Sevr Antlaşması’ndaki diğer üç temsilci ile; sadrazam Damat Ferid Paşa, Osmanlı eğitim bakanı Mehmed Hâdî Paşa ve büyükelçi Reşad Halis; Bir Müttefik savaş gemisinde onları Paris Barış Konferansı’na götürüyor – Kaynak: commons.wikimedia.org

İtilaf Devletleri, kabul ettirdikleri ön anlaşmanın koşullarını kendi anlayışları doğrultusunda hemen uygulamaya koyarak, bütün Arap ülkelerini Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopardıkları gibi, Anadolu’yu da kendi aralarında paylaştılar; özellikle İngilizlerin isteğiyle, paylaşmaya Yunanlıları da ortak edip 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalini sağladılar. Ayrıca, başkan Wilson’un yayımladığı İlkeler’e karşın, A.B.D’ni de aralarına alarak, Türklerin çoğunlukta olduğu Doğu Anadolu’da yapay Ermenistan ve Kürdistan devletleri oluşturmaya kalkıştılar.

Bu sırada Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışından beri sürdürdüğü çalışmalar sonuçlanarak, Türk ulusunun gerçek temsilcisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (T.B.M.M.) ve hükümet kuruldu. T.B.M.M. hükümeti bir genelge yayımlayarak, Osmanlı hükümeti ile yapılacak bir barışın Türk ulusu tarafından kabul edilmeyeceğini, Türklerce kabul edilebilecek barış koşullarının ancak T.B.M.M. hükümeti ile kararlaştırılabileceğini kesin bir dille açıkladı (30 Nisan 1920).

Kuvayı Milliye’ye karşı

Türk Kurtuluş Savaşı‘nın anlamını kavrayamayan İtilaf Devletleri, Osmanlı hükümetine,bir isyan olarak nitelendirdikleri Kuvayı Milliye’ye karşı, Kuvayı İnzibatiye’yi ve Hilafet ordusunu kurdurarak, T.B.M.M. hükümet kuvvetlerinin üstüne gönderdiler. Ayrıca Ankara hükümetinin otoritesini sarsmak için, şeyhülislam fetvalarını, İngiliz uçaklarıyla Anadolu kentlerine attırarak yer yer ayaklanmalar çıkarttılar, bir yandan da Yunanlıların Anadolu içlerine doğru ilerlemesini sağladılar.

Advertisement

Bütün bu hareketlerin amacı, ulusal direnci kırmak ve hazırladıkları barış koşullarını kabul ettirerek yürürlüğe koymaktı. Bu ortamda Paris’e giden Osmanlı delegeler kurulu başkanı Tevfik Paşa kendisine bildirilen barış koşullarını çok ağır buldu ve bunun bağımsız devlet kavramıyla uyuşmadığını belirterek anlaşmayı imzalamadı. Bunun üzerine Damat Ferit Paşa delegeler kurulu başkanlığım üstlenerek Paris’e gitti. İtilaf Devletleri’nin koşullarına karşılık Osmanlı Devleti’nin koşullarını bildirdi.

Sonuç alamayınca İstanbul’a döndü. İtilaf Devletleri’nin barış koşulları, padişahın başkanlığında kurulan Saltanat Şurası’nda görüşüldü. Topçu feriki (korgeneral) Rıza Paşa’dan başka herkes oyunu padişahın isteği doğrultusunda kullandı. Kabul edilen barış koşullarını imzalamak üzere Maarif nazın Bağdatlı Hadi Paşa’nın başkanlığındaki kurul Paris‘e gönderildi.

Anlaşma imzalanıyor…

10 Ağustos 1920’de Paris’in banliyösü olan Sevres’de Osmanlı İmparatorluğu adına Bağdatlı Hadi Paşa ile Şurayı Devlet (Danıştay) başkanı Rıza Tevfik (Bölükbaşı] ve Bern büyükelçisi Reşat Halis tarafından imzalanan anlaşma, yeni Türk devletinin kurulması dolayısıyla uygulanamadı.

Sevr Antlaşması

Sevr Antlaşması

Sevr Antlaşması’nın içeriği

  1. Osmanlı Devleti’nin ülkesi, İstanbul dolayları ve Anadolu’nun küçük bir bölümü ile sınırlandırılıyordu. .
  2. Boğazlar, her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacaktı. Türklerin hiç etkisi bulunmayan uluslararası bir komisyon, Boğazları yönetecekti.
  3. Ege Bölgesi’nin büyük bir bölümü İzmir kentiyle birlikte Yunanlılara veriliyordu. Ayrıca Trakya’nın büyük bir bölümü de Yunanlıların olacaktı.
  4. Doğu Anadolu’da iki yeni devlet kurulacaktı.
  5. Antalya ve Konya ile İçbatı Anadolu’nun derinliklerine kadar, İtalyanların nüfuzu altına girecekti.
  6. Adana, Malatya ve Sivas dolaylarını birleştiren bölgeler Fransız nüfuzu altına konuluyordu.
  7. Osmanlı Devleti sınırları içinde bulunan Arap ülkeleri, İngiliz ve Fransızlar arasında paylaştırılıp manda altına alınıyordu.
  8. İç güvenlik için en çok 5.000 kişilik bir ordu kurulabilecekti. Bu orduda ağır silahlar bulunmayacaktı.
  9. Ekonomik, mali, adli kapitülasyonlar en aşın biçimde yeniden kurulacaktı.
  10. Azınlıklara çok geniş haklar verilecekti.
  11. Anlaşma hükümlerine Osmanlı Devleti uymazsa, İstanbul da alınacaktı.

Sevr Antlaşması’na Karşı Tepkiler

  • Sevr Antlaşması, Türk Devleti’ni tam anlamıyla köleliğe ve tutsaklığa mahkûm etmiştir.
  • Mebuslar Meclisi’nde onaylanmadığı için halkın iradesine ters düşülmüştür.
  • TBMM bu antlaşmayı tanımadığım ilgili devletlere bildirdi.
  • Antlaşmayı imzalayanlar, çıkarılan bir kanunla TBMM tarafından vatan haini ilan edildi ve Türk yurttaşlığından çıkarıldı.

İstanbul’dan umudunu tamamen kesen halkın direnci arttı. Milli mücadeleye katılım hızlandı.


Leave A Reply