Osmanlı İmparatorluğu Duraklama Dönemi

0
Advertisement

Osmanlı İmparatorluğu Gerileme dönemi olayları, padişahları, savaşları ile ilgili detaylı bilgiler. Gerileme dönemi padişahları ve savaşları.

Osmanlıda Duraklama

Osmanlı İmparatorluğu Duraklama Dönemi

Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümü ile başladığı kabul edilen döneme vberilen isimdir. Deneyimsiz devlet adamları, sık padişah değişimleri ve yeniçerilerin sisteminin bozulması, tımar sisteminin de bozulması bu dönemin sebepleri arasında sayılır.

III. Murat Dönemi

Sultan III. Murat

Sultan III. Murat

II. Selim’in ölümü üzerine yerine en büyük oğlu, Manisa Valisi III. Murat (1574-1595) Osmanlı tahtına çıktı. Uzun zaman sürecek olan İran savaşları yeniden başladı. Sokullu Mehmet Paşa, II. Selim döneminden sonra III. Murat‘ın ilk beş yılında da konumunu korudu. Osmanlı Ordusu İran topraklarına girdi (1578), Tiflis’i ele geçirdi. 1579’da Sokullu Mehmet Paşa‘nın öldürülmesi, savaşların uzamasına yol açtı, 1590’a kadar tüm cephelerde süren savaşlarda Osmanlılar üstünlük sağladılarsa da İran’ın savaş tazminatı dışında bir kaybı olmadı. 1566’daki Zigetvar‘ın fethinden sonra Batı’da süren barış dönemi bozuldu.

Bosna Valisi Telli Hasan Paşa’nın bir akın sırasında 18 bin kişilik gücünü yitirmesi Avusturya’ya savaş açılmasına neden oldu (1593). Sadrazam Sinan Paşa 1593-1595 arasındaki saldırılarda bazı önemli kaleleri ele geçirdiyse de büyük bir başarı elde edemedi. Hiçbir sefere çıkmadan 21 yıl saltanat süren III. Murat, ekonomik ve yönetsel mekanizmayı altüst eden uygulamalarıyla duraklama dönemini başlatan padişah oldu. III. Murat‘ın ölümünden (1595) sonra Osmanlı tahtına 19 kardeşini öldürerek III. Mehmet (1595-1603) geçti.

III. Mehmet

III. Mehmet

III. Mehmet

Ordunun başına geçerek sefere çıktı. Eğri Kalesi’ni kuşatıp aldıktan sonra (11 Ekim 1569) Haçova’ya geldi. Burada Alman ve Macar kuvvetlerinden oluşan bir orduyla karşılaştı. Savaşta Osmanlı Ordusu önce yenildiyse de sonra toparlanarak düşmanı bozguna uğrattı (26 Ekim 1596). 1600’de Kanije Kalesi ele geçirildi. Doğuda İran Şahı Abbas Tebriz’i ele geçirdi (1603), Celali Ayaklanmaları başladı. 1603’te genç yaşta ölen III. Mehmet’in yerine çocuk yaştaki büyük oğlu I. Ahmet (1603-1617) geçti.

Advertisement

I. Ahmet Dönemi

I. Ahmet

I. Ahmet‘in yaptığı en önemli uygulama kardeş öldürme yöntemine son vererek tahta hanedanın en büyük erkeğinin geçmesini sağlamak oldu, küçük kardeşi I. Mustafa’yı öldürtmedi. Yeniçeri ve sipahi ayaklanmaları İstanbul’da kargaşaya yol açtı. Avusturya Cephesi’ndeki savaşlara ağırlık verildi ve sonunda Zitvatorok Antlaşması imzalandı (1606). I. Ahmet döneminin en önemli olayı Celali Ayaklanmaları’dır. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde patlak veren bu ayaklanmalar, Kuyucu Murat Paşa‘nın çabalarıyla bastırıldı.

Genç yaşta ölen I. Ahmet‘in yerine akıl hastası olan kardeşi I. Mustafa (1617) tahta çıktı, üç aylık bir saltanattan sonra indirildi, yerine I. Ahmet’in 14 yaşındaki büyük oğlu II. Osman (Genç Osman) (1618-1622) tahta çıktı.

II. Osman Dönemi (Genç Osman)

Genç Osman

Genç Osman (II. Osman)

Batıdaki sorunlara yönelme fırsatı buldu. Lehistan’a savaş açtı ve ordunun başında sefere çıktı (29 Nisan 1621). II. Osman yeni asker toplayarak yeniçerileri ortadan kaldırmaya karar verdi, hacca gideceğini duyurdu. Bu kararı kapıkulu askerleriyle sipahiler duyunca ayaklanma patlak verdi. Sarayı basan asiler I. Mustafa‘yı ikinci kez tahta çıkardıkları gibi (1622-1623). II. Osman‘ı da Yedikule’ye götürüp boğarak öldürdüler. Daha sonra I. Mustafa ikinci kez tahttan indirildi ve hareme kapatıldı. Bu kez tahta I. Ahmet‘in bir başka oğlu olan 11 yaşındaki IV. Murat çıkarıldı (1623-1640).

IV. Murat Han Dönemi

IV. Murat

IV. Murat

Çocuk padişahın ilk on yılı anarşi ve kargaşa içinde geçti. Anadolu’daki bazı valiler II. Osman‘ın kanını dava ederek ayaklandılar. Bağdat, İran Ordusu tarafından kuşatıldı. Bağdat Valisi Bekir Paşa’nın oğlu Derviş Mehmet’in ihaneti sonucunda kent İranlılara teslim edildi (1623). Boşnak Hüsrev Paşa, 1629 baharında Bağdat üzerine yürüdü, kenti kuşattı, uzun süren kuşatmadan bir sonuç alamadan İstanbul’a döndü (1630). On yıllık bir süre geçtikten sonra IV. Murat yönetimi eline aldı. Tütün ve içkiyi yasakladığı gibi kahveleri kapattı. İstanbul’da büyük bir zorba temizliği yapılarak güvenlik sağlanıldı. IV. Murat, İran’a savaş açtı. 11 günlük bir kuşatmadan sonra Revan‘ı ele geçirdiyse de kent yeniden İranlılara geçince (Nisan 1636) IV. Murat yeni bir İran seferine karar verdi.

Bağdat üzerine yürüdü, 40 günlük bir kuşatmadan sonra kent teslim oldu (Kasım 1638). İran, Kars’ın kendilerinde kalması koşuluyla barış önerisinde bulunduysa da bu öneri reddedildi. Osmanlı Ordusu Kasr-ı Şirin’e geldi. Buraya gelen İran elçileriyle tarihe Kasr-ı Şirin Antlaşması olarak geçen ünlü sınır antlaşması yapıldı. Böylece 1623’ten beri sürmekte olan İran savaşlarına son verildi. IV. Murat Bağdat’tan döndükten sonra hastalanarak öldü (Şubat 1640).

Advertisement

İbrahim Dönemi

Tahta kardeşi İbrahim (1640-1648) geçti. Sinir yapısının zayıp olması ve Osmanlı soyundan gelen tek erkek kalması nedeniyle kendisine sunulan cariyelerle hoşça vakit geçirmesi, devlet yönetiminde etkili olmasını engelledi. Yönetimde sarayın yanı sıra ocak ağaları da etkili olmayı başardılar. Devlet memuriyetlerinin rüşvetle alınıp satılır hale gelmesi, padişahın samur merakı, saraya, padişaha ve devlet ileri gelenlerine yaranmak için devlet hazinesinden bol para ve armağanlar verilmesi, IV. Murat’ın doldurduğu hazinenin kısa sürede boşalmasına neden oldu. İbrahim döneminin en önemli askeri harekatı Girit Adası’nın alınmasıdır (Temmuz 1648). İbrahim’in devlet işlerine gösterdiği ilgisizlik nedeniyle bozulan devlet yönetimi, ocak ağalarının güç kazanmasına yol açtı. İbrahim tahttan indirildi ve yerine henüz 7 yaşında olan büyük oğlu IV. Mehmet (1648-1687) geçti.

Harem Çekişmeleri

İbrahim de 11 gün sonra boğdurularak öldürüldü. IV. Mehmet’in küçük oluşu, önüne gelenin devlet işlerine karışması sonunda, zaten babası döneminde karışık olan devlet yönetimi tümüyle çıkmaza girdi. Bu arada Büyük Valide Mahpeyker Kösem Sultan ile IV. Mehmet‘ in annesi Turhan Valide Sultan arasındaki iktidar çekişmesi, yönetimi etkileyen bir başka nedeni oluşturuyordu. Ocak ağalarıyla işbirliği yapan Kösem Valide Sultan, IV. Mehmet‘i tahtan indirerek yerine küçük kardeşi Süleyman’ı tahta çıkarmak için anlaştılarsa da IV. Mehmet‘in annesi Hatice Turhan Sultan 50 yıla yakın Osmanlı Devleti’nin yönetiminde söz sahibi olmuş bu hırslı kadını öldürttü (Ağustos 1651).

İstanbul’da arka arkaya sadrazamlar değişir ve ayaklanmalar olurken, Anadolu’da da birçok yerlerde ayaklanmalar patlak verdi. Venediklilerin Osmanlı Donanması’nı bozguna uğratması ve bazı adaları ele geçirmesi, durumu içinden çıkılmaz hale getirdi. Turhan Sultan’a, Köprülü Mehmet Paşa‘nın sadrazamlığa getirilmesi önerildi. Köprülü Mehmet Paşa sadrazamlığa getirildi (14 Eylül 1656).

Köprülü Dönemi

Öncelikle İstanbul’daki zorbaları idam ettirdi, bütçenin denkleştirilmesine çalıştı. Venedik Donanması’nı yenilgiye uğratarak Limni ve Bozcaada adalarını geriye aldı (31 Ağustos 1657). Ardından Erdel sorununa yöneldi (23 Haziran 1658). Yanova Kalesi’ni ele geçirdikten sonra Erdel’in başkentine girdi. Erdel Kralı II. Rakoçi bu zor durumdan Avusturya’ya sığınarak kurtuldu. Böylece Erdel sorunu çözümlendi. Zorbalar teker teker yakalanarak ortadan kaldırıldı, sadrazamlığı sırasında kargaşa içinde bulunan devleti toparladığı gibi eski saygınlığına da kavuşturduktan sonra Edirne’de öldü (31 Ekim 1661).

Önerisi üzerine yerine oğlu Fazıl Ahmet Paşa atandı. Öncelikle Erdel’in içişlerine karışan Almanya’ya savaş açtı. Estergon Kalesi‘ni ele geçirdikten (13 Eylül 1663) sonra Alman Seferi’ne çıktı. Birçok kale ve palanga ele geçirildi. Osmanlı ilerleyeşini tehlikeli gören Avusturyalılar barış önerisinde bulundular. Yapılan antlaşma gereğince Osmanlıların aldıkları yerler kendilerine kalacak, Avusturyalılar önemli miktarda armağanı Osmanlılara verecekler, antlaşma 20 yıl süreyle geçerli olacaktı.

Girit Sorunu

Fazıl Ahmet Paşa 21 yıldır sürmekte olan Girit sorununa eğildi. Komutasındaki donanmayla Girit’e gitti (Kasım 1666), daha önce ele geçirilememiş olan Kandiye’yi kuşattı (25 Mayıs 1667). Kuşatma, kalenin teslim olmasıyla son buldu (Ağustos 1669).

Böylece 24 yıldır sürmekte olan Girit Savaşı sonuçlandı. Girit Adası’ nın Osmanlıların eline geçmesiyle Venedikliler Doğu Akdeniz’deki son üslerini de yetirmiş oldular. IV. Mehmet‘ in komuta ettiği ordu Lehistan üzerine hareket etti (Mayıs 1672). Kamaniçe Kalesi ile geçirildikten sonra Osmanlı Ordusu Lehistan içlerine girdi, birçok kale ve palanga alındı. Lehistan barış isteğinde bulundu.

Podolya’nın Osmanlılara bırakılması ve yılda 22 bin altın vermek koşuluyla antlaşma yapıldı (17 Ekim 1672). Ancak Lehistan Diyet Meclisi’nin para koşulunu kabul etmemesi yeni bir seferin açılmasına neden oldu. Hotin Kalesi ele geçirildiği gibi Osmanlı Ordusu Ukrayna’nın içlerine kadar girerek birçok yerleşmeyi yağmaladı (Kasım 1674). Lehistan yıllık vergiyi de kabul ederek eski koşullar çerçevesinde antlaşmayı kabul etti (1676). Fazıl Ahmet Paşa 15 yıllık başarılı bir yönetimden sonra henüz 42 yaşındayken hastalanarak Çorlu yakınlarında öldü (1676).

IV. Mehmet, Köprülü ailesinden damat Merzifonlu Kara Mustafa Paşa‘yı sadrazamlığa atadı (6 Kasım 1676). Kazakların Çehrin Kalesi’ni Ruslara bırakmaları üzerine Osmanlı Devleti Ruslara savaş açtı (11 Nisan 1678). Merzifonlu Kara Mustafa Paşa uzun bir kuşatmadan sonra Çehrin Kalesi’ni ele geçirdiği gibi kaleyi kurtarmaya gelen Rus Ordusu’nu da yenilgiye uğrattı (12 Ağustos 1678).Rusların 12 maddelik barış önerisi kabul edilerek antlaşma yapıldı.


Kuruluş Dönemi Hakkında Bilgi
Yükseliş Dönemi Hakkında Bilgi


Duraklama Dönemi İle İlgili Maddeler Halinde Bilgi

1 — Osmanlı devletinin Duraklama devri 1579 yılından başlayarak İkinci Viyana kuşatmasına, yani (1683) yılına kadar sürer. Duraklamanın iç ve dış olmak üzere iki nedeni vardır.

Advertisement

2 — Duraklama devrini hazırlayan iç nedenlerin başında padişahların devlet yönetimindeki başarısızlıkları gelir. Bu devirde iş başına geçen padişahlar, kanunlara ve geleneklere saygı göstermemişler ve savaşlara gitmemişlerdir. Bundan başka bı& devirde çokça deli, aptal ve çocuk padişahlar iş başına geçmişlerdir. Bunların seçtikleri vezir ve devlet adamları da yalnız padişahı memnun etmeye çalışmışlardır,. Saray kadınları da devlet işlerinin bozulmasını etkilemişlerdir.

3 — Duraklama devrinin önemli nedenlerinden birisi de Osmanlı ordusunun bozulmuş olmasıdır. Yeniçeri ordusu. III. Murat zamanında bozulmaya başlamış, disiplinsiz bir ordu haline gelmiştir. Yeniçeriler, sipahiler zaman zaman isyan ve ihtilâller çıkararak, sadrazamlar ve padişahlar devirerek, devleti zor bir duruma sokmuşlardır. Bu arada tımarlı sipahiler de bozulmuş, donanma eski değerini kaybetmiştir.

4 — Duraklama devrini hazırlayan nedenlerden birisi de Osmanlı gelir kaynaklarının azalması ve maliyenin bozulmuş olmasıdır. Eskiden zaferlerle biten savaşlar çok ganimet getirirdi. Bu devirde ise, eskisi gibi, zaferler kazanılmaz olmuştu. Üstelik mevcut hazineyi de padişahlar kendi keyiflerine harcamışlardır.

5 — Duraklama devrinin dış nedenleri içinde Osmanlı devletinin doğal sınırlarına kavuşmasının büyük bir etkisi vardır.

6 — Bu devirde Avrupa’da bize komşu kuvvetli bir Almanya ve Avusturya vardı. Lehistan da kuvvetli bir devletti. Doğuda İran’la komşu idik. Akdeniz’de öteden-beri Venediklilerle, İspanya ve Papalık’la savaşmaktaydık. Bundan başka Avrupalılar bize karşı her zaman Haçlı ruhu ile hareket ediyorlardı. Biz isyan ve ihtilâller içinde bocalarken Avrupalılar bilim ve teknikte bizden çok ileri gitmişlerdi.


Leave A Reply