S Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler

0
Advertisement

S harfi ile başlayan ingilizce kelimeler ve anlamları nelerdir? S harfiyle ingilizce kelimeler ve Türkçe anlamları listesi.

S Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler

S Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler

Sa İle Başlayan İngilizce Kelimeler

sacrifice (noun) : fedakarlık (isim)
sacrifice (verb) : fedakarlık etmek (fiil)
sad (adjective) : üzücü (sıfat)
sadness : üzüntü
safe (adjective) : güvenli (sıfat)
safety (noun) : emniyet (isim)

sail (noun) : yelken
sail (verb) : yelken (fiil)
sake (noun) : uğruna, hatır (isim)
salad (noun) : salata
salary : maaş
sale (noun) : satış (isim)
salesman : satış elemanı
salesperson : satıcı
salt (noun) : tuz (isim)
same (pronoun) : aynı (zamir)
same (adjective) : aynı (sıfat)
sample (noun) : örnek (isim)
sand (noun) : kum (isim)
sandwich (noun) : sandviç (isim)
sarcastic : iğneleyici
satisfaction : memnuniyet
satisfy (verb) : tatmin etmek (fiil)
sauce (noun) : sos (isim)
save (verb) : kaydetmek (fiil)
savings : tasarruf
say (verb) : söylemek

Sc İle Başlayan İngilizce Kelimeler

scale (noun) : ölçek (isim)
scalp : kafa derisi
scare (noun) : korkutma
scare (verb) : korkutmak (fiil)
scene (noun) : sahne (isim)
scenery : manzara
schedule (verb) : program (fiil)

schedule (noun) : zamanlama (isim)
scheme (noun) : düzen (isim)
school (noun) : okul (isim)
science (noun) : bilim
scientific (adjective) : bilimsel (sıfat)
scientist (noun) : bilim adamı
scissors (noun) : makas (isim)
scope : kapsam
score (verb) : puanlamak (fiil)
score (noun) : puan (isim)
scoreboard : sayı tahtası
scorn : aşağılamak
scratch (verb) : sıfırdan (fiil)
scratch (noun) : çizik (isim)
scream (noun) : çığlık
scream (verb) : çığlık atmak (fiil)
screen (noun) : ekran (isim)
screw (noun) : vida (isim)
screw (verb) : vidalamak (fiil)

Advertisement

Se İle Başlayan İngilizce Kelimeler

sea (noun) : deniz
seal (verb) : mühürlemek (fiil)
seal (noun) : mühür (isim)
search (noun) : arama (isim)
search (verb) : aramak (fiil)
season (noun) : sezon (isim)
seat (noun) : koltuk
seat belt : Emniyet kemeri
second (noun) : ikinci, saniye (isim)
second (adverb) : ikinci (zarf)
secondary (adjective) : ikincil (sıfat)
secret (adjective) : gizli (sıfat)
secret (noun) : gizli (isim)
secretary : Sekreter

secretive : ketum
section (noun) : bölüm (isim)
secure (adjective) : güvenli (sıfat)
security (noun) : güvenlik (isim)
see (verb) : görmek (fiil)
seed (noun) : tohum (isim)
seek (verb) : aramak (fiil)
seem (verb) : görünüş
seize (verb) : el koymak
seldom : nadiren
select (verb) : seç (fiil)
selection (noun) : seçim (isim)
self (noun) : kendini
self-centered : bencil
selfish : bencil
sell (verb) : satmak (fiil)
semester : dönem
semi-annually : yarı yıllık
semifinal : yarı final
senate (noun) : senato
send (verb) : göndermek (fiil)
senior (adjective) : kıdemli (sıfat)
senior (noun) : üst (isim)

sense (verb) : algılamak (fiil)
sense (noun) : duyu (isim)
sensible : mantıklı
sensitive : hassas
sentence (noun) : cümle
sentence (verb) : hüküm vermek
separate (verb) : ayırmak (fiil)
separate (adjective) : ayrı (sıfat)
separation (noun) : ayırma
series (noun) : seri (isim)
serious : ciddi
servant (noun) : hizmetçi (isim)
serve (verb) : hizmet etmek (fiil)
serve : servis
service (noun) : hizmet (isim)
session (noun) : oturum (isim)
set (verb) : ayarlamak (fiil)
settle (verb) : yerleşmek (fiil)
several (adjective) : birkaç (sıfat)
severe (adjective) : ağır (sıfat)
sew (verb) : dikmek (fiil)
sexual (adjective) : cinsel (sıfat)

Sh İle Başlayan İngilizce Kelimeler

shade (noun) : gölge (isim)
shadow (noun) : gölge (isim)
shake (verb) : sallamak (fiil)
shake (noun) : sallama (isim)
shall (verb) : olacak (fiil)
shallow (adjective) : sığ (sıfat)
shame : utanç
shape (verb) : şekil vermek(fiil)
shape (noun) : şekil (isim)
share (verb) : paylaşmak (fiil)
share (noun) : paylaşım
sharp (adjective) : keskin (sıfat)

shave (verb) : tıraş olmak(fiil)
she (pronoun) : o (zamir)
sheep (noun) : koyun (noun)
sheet (noun) : sayfa (noun)
shelf (noun) : raf
shell (noun) : kabuk
shelter (verb) : barınak (fiil)
shelter (noun) : sığınma evi
shift (noun) : vardiya (isim)
shift (verb) : kaymak (fiil)
shin : incik
shine (verb) : parlatmak (fiil)
shine (noun) : parlamak
ship (verb) : göndermek (fiil)
ship (noun) : gemi
shirt (noun) : gömlek
shock (noun) : şok (isim)
shock (verb) : şok olmak(fiil)
shoe (noun) : ayakkabı (isim)

shoot (verb) : ateş etmek(fiil)
shop (verb) : alışveriş yapmak (fiil)
shop (noun) : alışveriş (isim)
shore (noun) : kıyı (isim)
short (adjective) : kısa (sıfat)
shot : atış
should (verb) : olmalı (fiil)
shoulder : omuz
shout (noun) : haykırmak
shout (verb) : bağırmak (fiil)
show (noun) : gösteri
show (verb) : göstermek (fiil)
shower : duş
shut (verb) : kapamak (fiil)
shy : utangaç

Advertisement

Si İle Başlayan İngilizce Kelimeler

sick (adjective) : hasta (sıfat)
sick leave : hastalık izni
side (noun) : yan (isim)
sideburns : favori
sight (noun) : görüş
sign (noun) : işaret (isim)
sign (verb) : imzalamak(fiil)
signal (noun) : sinyal (isim)
signature (noun) : imza (isim)
significant (adjective) : önemli (sıfat)
silence (noun) : sessizlik
silent (adjective) : sessiz (sıfat)
silk (noun) : ipek
silly (adjective) : aptal (sıfat)

silver (adjective) : gümüş (sıfat)
silver (noun) : gümüş (isim)
similar (adjective) : benzer (sıfat)
simple (adjective) : basit (sıfat)
sin (noun) : günah
since (adverb) : beri (zarf)
since (preposition) : o zamandan beri
since (conjunction) : beri (bağlantılı)
sincere : samimi
sing (verb) : şarkı söylemek
singer : şarkıcı
single (adjective) : tek (sıfat)
sink (verb) : lavabo
sir (noun) : efendim
sister : kız kardeş
sister-in-law : Baldız
sit (verb) : oturmak (fiil)
site (noun) : yer (isim)
situation (noun) : durum (isim)
size (noun) : boy (isim)

Sk İle Başlayan İngilizce Kelimeler

skill (noun) : beceri
skin (noun) : cilt
skirt (noun) : etek (isim)
sky (noun) : gökyüzü (isim)

Sl İle Başlayan İngilizce Kelimeler

slang : argo
slap (verb) : tokatlamak (fiil)
slap (noun) : tokat
sleep (verb) : uyumak (fiil)
sleep (noun) : uyku (isim)
sleeve (noun) : kol (isim)
slice (noun) : dilim (isim)
slice (verb) : dilim (fiil)
slide (verb) : slayt (fiil)
slight (adjective) : hafif (sıfat)
slip (verb) : kaymak (fiil)
slip (noun) : kayma (isim)
slope (noun) : eğim (isim)
slope (verb) : eğimli olmak (fiil)
slow (adjective) : yavaş (sıfat)

Sm – Sn İle Başlayan İngilizce Kelimeler

small (adjective) : küçük (sıfat)
smart (adjective) : akıllı (sıfat)
smell (verb) : kokmak
smell (noun) : koku (isim)
smile (noun) : gülümseme (isim)
smile (verb) : gülümsemek (fiil)
smog : dumanlı sis
smoke (verb) : sigara içmek (fiil)
smoke : duman
smooth (adjective) : pürüzsüz (sıfat)
smooth (verb) : düzeltmek (fiil)
snake (noun) : yılan (isim)
sneeze : hapşırma
snow : kar

So İle Başlayan İngilizce Kelimeler

so (adverb) : öyleyse (zarf)
so-called (adjective) : sözde (sıfat)
soap (noun) : sabun
soccer : Futbol
sociable : hoşsohbet
social (adjective) : sosyal (sıfat)
society (noun) : toplum (isim)
sock (noun) : çorap
soft (adjective) : yumuşak (sıfat)
software : yazılım

soil (noun) : toprak (isim)
solar : güneş
soldier (noun) : asker
solid (adjective) : sağlam (sıfat)
solution (noun) : çözüm (isim)
solve (verb) : çözmek (fiil)
some (adjective) : bazı (sıfat)
some (pronoun) : bazı (zamir)
somebody (pronoun) : birisi
somehow (adverb) : bir şekilde (zarf)
someone (pronoun) : birisi (zamir)
something (pronoun) : bir şey
sometimes : ara sıra
somewhat (adverb) : biraz (zarf)
somewhere (adverb) : bir yerde (zarf)
son : oğul

song (noun) : şarkı (noun)
soon : yakında
sore : Boğaz, ağrı
sorority : kızlar birliği
sorrow : üzüntü
sorry (adjective) : özür
sort (noun) : sıralama (isim)
sort (verb) : sıralamak (fiil)
soul (noun) : ruh (isim)
sound (noun) : ses (isim)
sound (verb) : ses vermek (fiil)
soup (noun) : çorba
sour (adjective) : ekşi (sıfat)
source : kaynak
south (adjective) : güney (sıfat)
south (adverb) : güney (zarf)
southern (adjective) : güney (sıfat)

Sp İle Başlayan İngilizce Kelimeler

space (noun) : boşluk
spare (verb) : tutumlu olmak (fiil)
spare (noun) : yedek (isim)
spare (adjective) : yedek (sıfat)
speak (verb) : konuşmak
speaker (noun) : konuşmacı
special (adjective) : özel (sıfat)
specific (adjective) : özgül (sıfat)
specify (verb) : belirtmek (fiil)

spectator sport : gösteri sporu
speech (noun) : konuşma
speed (noun) : hız
spell (verb) : heceli
spend (verb) : harcamak (fiil)
spending : harcama
spice (noun) : baharat
spicy (adjective) : acılı (sıfat)
spill (verb) : dökülmek (fiil)
spin (verb) : dönmek (fiil)
spirit (noun) : ruh
spiritual (adjective) : manevi (sıfat)
spite (noun) : nispet (isim)
splint : cebire
split (noun) : bölme (isim)
split (verb) : bölmek (fiil)

Advertisement

spoil (verb) : yağma
spoon (noun) : kaşık
sport (noun) : spor (isim)
sportmanship : sportmenlik
sportscaster : spor muhabiri
spot (noun) : yer, nokta (isim)
sprain : burkulma
spray (verb) : spreylemek (fiil)
spray (noun) : sprey (isim)
spread (verb) : yaymak (fiil)
spring : bahar
spring break : Bahar tatili
square (noun) : kare
squeeze (verb) : sıkıştırmak (fiil)

St İle Başlayan İngilizce Kelimeler

stable (noun) : kararlı (isim)
stable (adjective) : istikrarlı (sıfat)
stadium : stadyum
staff (noun) : personel (isim)
stage (noun) : sahne (isim)
stair (noun) : merdiven
stamp (noun) : damga, pul
stand (noun) : ayakta durma (isim)
stand (verb) : ayakta durmak (fiil)
standard (adjective) : standart (sıfat)
standard (noun) : standart (isim)
standby (adjective) : bekleme (sıfat)
star (noun) : yıldız (isim)
stare (verb) : dik dik bakmak (fiil)
start (verb) : başlamak (fiil)
start (noun) : başlangıç (isim)
state (noun) : devlet
state (verb) : belirtmek (fiil)
statement (noun) : deyim (isim)

station (noun) : istasyon
statue (noun) : heykel
status (noun) : durum (isim)
statute : tüzük
stay (verb) : kal (fiil)
steady (adjective) : kararlı (sıfat)
steal (verb) : çalmak (fiil)
steam (noun) : buhar
steel (noun) : çelik (isim)
steep (adjective) : dik (sıfat)
steer (verb) : yönlendirmek (fiil)
stem (noun) : kök (noun)
step (verb) : adım atmak(fiil)
step (noun) : adım (isim)
stepfather : üvey baba
stepmother : üvey anne
stick (noun) : sopa (isim)
stick (verb) : ayrılmamak (fiil)
sticky (adjective) : yapışkan (sıfat)
stiff (adjective) : sert (sıfat)
still (adjective) : hala (sıfat)
still : yine
sting (verb) : sokmak (fiil)
sting (noun) : acı (isim)

stir (verb) : karıştırmak (fiil)
stitch (noun) : dikiş (isim)
stitch (verb) : dikiş atmak(fiil)
stock : Stok
stock (noun) : hisse senedi (isim)
stock market : Borsa
stomach : mide
stone (noun) : taş
stop (noun) : durdurma
stop (verb) : durdurmak (fiil)
stopover : mola
storage (noun) : depolama (isim)
store (verb) : depolamak (fiil)
store (noun) : mağaza (isim)
storm : fırtına
story (noun) : hikaye
stove (noun) : soba (isim)
straight (adjective) : düz (sıfat)
straight (adverb) : düz (zarf)
strain (noun) : soy (noun)
strange (adjective) : garip (sıfat)
stranger (noun) : yabancı (noun)
strap (noun) : kayış (isim)

strategy (noun) : strateji (isim)
stream (noun) : akıntı (isim)
street (noun) : sokak (isim)
strength (noun) : güç (isim)
strengthen (verb) : güçlendirmek (fiil)
stress (noun) : stres (isim)
stress (verb) : stres olmak(fiil)
stretch (verb) : streç (fiil)
strict (adjective) : katı (sıfat)
strike (verb) : vurmak (fiil)
strike (noun) : grev, vuruş
string (noun) : sicim (isim)
strip (noun) : şerit (isim)
stripe (noun) : şerit (isim)
stroke (verb) : vurmak (fiil)
stroke (noun) : vuruş (isim)

strong (adjective) : güçlü (sıfat)
structure : yapı
struggle (verb) : mücadele etmek (fiil)
struggle (noun) : mücadele (isim)
stubborn : inatçı
student (noun) : öğrenci
study (noun) : çalışma (isim)
study (verb) : çalışmak (fiil)
stuff : şey
stupid (adjective) : aptal (sıfat)
style : stil

Su İle Başlayan İngilizce Kelimeler

subject (noun) : konu (isim)
submit (verb) : sunmak, göndermek (fiil)
substance (noun) : madde (isim)
substantial (adjective) : önemli (sıfat)
substitute (verb) : yerine koymak (fiil)
substitute (noun) : ikame etmek
succeed (verb) : başarılı olmak(fiil)
success (noun) : başarı (isim)
successful (adjective) : başarılı (sıfat)
such (pronoun) : böyle (edat)
such (adverb) : böyle (zarf)
such (adjective) : böyle (sıfat)
suck (verb) : emmek (fiil)

sudden (adjective) : ani (sıfat)
sue : talep etmek
suffer (verb) : acı çekmek (fiil)
sufficient (adjective) : yeterli (sıfat)
sugar (noun) : şeker (isim)
suggest (verb) : önermek (fiil)
suggestion (noun) : öneri
suit (verb) : elbise
suit (noun) : takıma ait
suitable (adjective) : uygun (sıfat)
sum (verb) : toplamak (fiil)
sum (noun) : toplam (isim)
summary : özet
summer : yaz

sunny : güneşli
sunshine : güneş ışığı
superficial : yüzeysel
support : destek
surgeon : Cerrah
sustainable : sürdürülebilir
syllabus : müfredat
sympathy : sempati

İNGİLİZCE SÖZLÜK

ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWY – Z

S Harfi İle Başlayan İngilizce Fiiller

S Harfi İle Başlayan İngilizce Sıfatlar

S Harfi İle Başlayan İngilizce Eşyalar

S Harfi İle Başlayan İngilizce Hayvanlar

S Harfi İle Başlayan İngilizce Sebze Meyveler

S Harfi İle Başlayan İngilizce Renkler

S Harfi İle Başlayan İngilizce Zıt Anlamlı Kelimeler

S Harfi İle Başlayan İngilizce Ülkeler


Leave A Reply